Türkiye’de Radyoculuk Nereye Gidiyor?

RS FM’de tiyatro, sinema, seyahat alternatifleri, moda, festivaller ve konserler gibi birçok konunun konuşulduğu, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı programının ilk hafta konukları Muzaffer Güsar ve Cüneyt Vural’dı.

Şimdilerde TRT FM’de Yastık Sohbetleri programına devam eden, nam-ı diğer Muzo, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı programında 1990’lı yıllardan bu tarafa Türkiye’deki radyoculuk sektörünü değerlendirdi. Güsar “O yıllardaki radyo programcılarını teker teker saymaya kalksak hepsi de doğru düzgün, tırnak içinde donanımlı derin insanlar” ifadelerini kullandı.

MUZO: AÇIN MİKROFONU, SÜREKLİ İLTİFAT EDİN…

Uzun yıllar programını eleştiren insanlar için Muzo, “Bazı insanlar demiştir ki Muzo küfrediyor, ağzı bozuk, ona buna sataşıyor. Çok akıllıca bir şey. Bu sadece bana hakaret değil, dinleyiciye hakaret. Hiç kimse aptal değil. Kimse yıllarca sadece küfreden, ona buna çatan, kızan bir adamı dinlemez. Mutlaka onda bir şey bulur ki onu dinler. Yoksa ben oturayım mikrofona açayım her önüme gelene hakaret edeyim. İnsanlar bunu niye dinlesinler? Bir şey var ki onlara sempatik geliyor. Dolayısıyla bu mikrofonların görevi de bir şeyi eleştirmek. Açın mikrofonu, sürekli insanlara iltifat edin. O zaman radyo programcılığı yapmaya gerek yok. Herkes birbirine iltifat eder zaten” dedi.

CÜNEYT VURAL: BİZİM YAPTIĞIMIZ BİR TEŞBİH SANATI

Gündem Dışı’nın bir diğer konuğu Cüneyt Vural ise durumu, “ 1993’te başladım radyo programcılığına, bir gün birisine ne bir küfür etmişliğim var ne bir hakaret etmişliğim var. Ancak bizim yaptığımız bir teşbih sanatı, hicvetme. Olaylara hem kendinden hem başka yönden bakarak biraz dalga, bunun sonunda bir mesaj verme, bu şekilde” diyerek açıkladı. Vural kendisiyle özdeşleşen, ‘Şekeroğlan’ projesinin, nasıl başladığını da şöyle anlattı: “Ben Alem FM’den önce 30 yaşıma kadar çok iş yaptım. Pazarlama, konfeksiyon işi yaptım, turizm sektöründeydim uzun yıllar. Bir gün Alanya’dan döndüm. Bir arkadaşımı aradım. Ne haber, ne yapıyorsun, dedim. Radyo kuruyorum, dedi. Sene 1993. Ne radyosu, dedim. Alem FM’i kuruyoruz. Orada Şafak Karaman var. Git bir görüş, dedi.”

‘BANA YAYINCILIĞI BİRİSİ ÖĞRETEMEZ’

İplerin yöneticilerin elinde olduğunu vurgulayan Muzaffer Güsar, “Ama bana yayıncılığı birisi öğretemez. Dolayısıyla şu kadar konuştun, bu kadar konuştun, efendim şurada bunu giydin, bu şarkıyı neden çaldın, benim sevmediğim bir tarzdır” diyerek Radyo D’den ayrılma sebebininin de detaylarını verdi.

RADYO D NEDEN REYTİNG KAYBETTİ?

Muzo, Radyo D’nin, bir dönemin en çok dinlenen radyosuyken talk radyo grubundan çıkarak reytinglerde 17. sıraya kadar gerilemesinin sebebinin Doğan Grubu Radyolar Yayın Yönetmeni Sezgin Onat’ın yönetim tercihleri olduğunu ilk kez Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı programında dile getirdi.

‘400 BİN DOLARI KENDİ CEBİME ALIYORSAM YAYINCILIK OLMAZ’

Muzo “Ben A radyosunun yöneticisiyim. Şirket bana aylık 600 bin dolar bütçe veriyor. Ben bu bütçeyi en ucuz elemanlarla biner lira vererek en fazla 20 bin dolar harcayıp, genel giderlere en fazla 100 bin dolar harcayıp 400 bin doları kendi cebime alıyorsam yayıncılık olmaz” diye konuştu.

CÜNEYT VURAL: O YILLARIN TADI BAŞKAYDI

Cüneyt Vural çalıştığı dönemi “O yılların tadı başkaydı. O yıllar o yıllarda kaldı, günahıyla sevabıyla. Kimseye hakaret etmeden olayları hicvederdik, siyasi açıdan olsun, aktüel açıdan olsun. Türkiye’de ve dünyada ne piştiyse o gün elimizden geldiğince onu servise çıkardık” şeklinde değerlendirdi.

Kaynak: Sputniknews

Exit mobile version