Site icon Müzikonair

“ÜLKEMİZDE RADYO DİNLEYEN İNSANI KÜSTÜRMÜŞLER”

Radyocu olmayı kafasına koyup defalarca başvuru yapmış, defalarca reddedilmiş. Sonra çatıya anteni koyup mahalleliye kendi yayınını yapmaya başlamış. Şimdi radyo dünyasının en popüler adamlarından biri. Fatih Yıldırım hafta içi her gün 16-18 arasında Alem FM’de dinlenme rekorları kırıyor.

Radyoculuk kariyeriniz nasıl başladı?

2002 yılından beri radyo benim hayatımın içinde. Kocaeli’nde bir radyoya, Radyo Şirin’e mektup yazdım. Bir hafta sonra bana geri döndüler. Gel bir görüşelim dediler. Ben de o sırada yoldaydım, gidiyordum onların yanına. Gittim sohbet muhabbet derken prodüksiyon amiri “seni döverim, radyoculuk falan yapma, bırak bu işleri” dedi. Ben şaşırdım tabi, “neden” dedim? Bırak bu işleri boş işler bunlar dedi.. Aslında ben orada gaza geldim neden yapmayayım herkes yapıyor benim ne eksiğim var gibilerinden. Oradan çıktıktan sonra tabii ki bırakmadım bu işi ve deli gibi sürekli radyo dinlemeye başladım. Radyoya gidip gelmeyi hiç bırakmadım. Bana yine yapamazsın dediler. Yaparım dedim ve kendi işimi kendim yaptım…

Evden mahalleye yayın yapmaya başladım…

O sinirle radyodan çıktım ve elektronik malzeme saten bir mağazaya girdim. FM verici aldım. Eve geldim FM vericiyi kurdum. Çatıya da anteni koydum mahalleye yayın yapmaya başladım. Mahalledeki herkes beni dinliyordu. Sonra gittim bir büyük verici daha aldım. Küçük küçük kağıtlara şu saatte şu frekansta yayındayım diye yazdım ve insanların kapılarının içinden atmaya başladım. İnsanlardan tahmin bile edemeyeceğim şekilde verimli geri dönüşler aldım. Takipçilerim arttı. Mesajlar gelmeye başladı. Bu da tabii ki çok hoşuma gitti. Beni ben yapan bu olaydı…

Radyo Şirin’e tekrar başvurdum

Radyo Şirin’e başvurdum beni yine kabul etmediler. O sırada üniversite tercihleri falan yapılıyordu. Tabii benim aklımda sadece radyoculuk var, ben de hocama doldurtturdum üniversite formunu ve Karadeniz Teknik Üniversitesi çıktı. Okula gittim ama kayıt yaptırmadım. Orda bir radyoya daha gittim ve beni yine kabul etmediler. Son olarak da ‘Kaçkar FM’e gittim. Ve kabul edildim. Son şansımdı cumartesi günleri 1 saat yayın yaparak başladım. Ve sonra hafta sonları o radyoda yayın yapmaya başladım. Sonrasında hafta içinde 12-14 arası yayına geçtim. Sonra beni hafta içi 18-20’ye aldılar. Sonra 18-21 olarak yaptım yayını. Tabii okul devam ediyor bu sırada. Çalıştığım radyonun Artvin’de Rize’de ve Trabzon’da yayını var. Uyduda da olunca her yerden telefon almaya başladım. Bu çok hoşuma gitti tabi. Kaçkar TV’nin haberlerinde ve kamera arkasında da bulundum. Okula radyo açılması için de rektöre destek oldum. Oldum ama okulla hiç aram yok alttan 13 dersim var. Gece kulubünde DJ’likde yapıyordum, tiyatro klubünde tiyatro yapıyor aynı zamanda da diksiyon kursu veriyordum. Radyo ve okul da var. Hem öğrencilik yapıyorum hem de paramı kazanıyordum . Son senemde birgün amcam aradı Power FM’in bir yarışması var ona katılsana dedi. Siteye bir girdim 5 bin küsür katılım var. Hayatta dereceye giremem ben burada dedim. Yapmış olduğum canlı yayın kayıtlarından 3 dakikalık bir kolaj yaptım, miksledim ve siteye yükledim. 2 gün sonra amcam aradı kendini gördün mü dedi, bir baktım ilk 10’dayım.

Memur olmaya karar verdim…

Aradılar beni ve Power FM stüdyosuna geldim. 1 dakikalık bir kayıtta kendimi tanıttım. O zamanlar ‘Kendi kendine konuşana radyocu derler’ diye bir mizah kitabı çıkartmıştım. Onu hediye ettim herkese. Okula geri döndüm ve 13 dersimi verip mezun oldum. Sonrasında hemen askere gittim. İzmit’e annemin yanına geldim. Murat Aydemir bana birlikte çalışmayı teklif etti. 4,5 ay birlikte çalıştık ve daha fazla yapamadım. Her şeyi bıraktım ve memur olmaya karar verdim.

İsmail Aydemir’den mail geldi bana paket programı yapacak biri lazım diye. Murat Aydemir benim program kaydımı gönderdi sonra İsmail Adıyaman aradı ve benimle çalışmak istediğini söyledi ama ben istemedim. Ben stüdyoyu sana getiriyorum dedi ve evime ekibiyle birlikte gelip stüdyoyu kurdu. Ben hala çok şaşkınım tabii. ‘Radyo Keyif’te evden 1 ay yayın yaptım. İsmail Adıyaman bir gün aradı, seni İstanbul’a alıyorum dedi. Buraya geldiğimde bana bütün imkanları sağladı. Ben sabah ve akşam olmak yayın yapmaya başladım. 1 sene de bu şekilde devam ettim. Sözleşmemin sonuna doğru görüştüğüm radyolar vardı.

ALEM FM’le çalışmak istiyordum

ALEM FM benim yıllardır dinleyip takip ettiğim bir radyoydu ve burayla çalışmak istiyordum. 1 Ocak itibariyle buradayım. Hafta içi her gün 16:05 – 18:00 arası ‘İzlenecek bi şey değil’ programıyla yayındayım. Geçiş süreci biraz zor oldu ama büyük kısmını atlattık.

Ülkemizde radyo programcılığı yeterince ilgi görüyor mu?

Bizim ülkemizde radyo dinleyen insanları küstürmüşler. Frekanslarda ürün satmışlar, insanları azarlamışlar. İnsanlar küsmüş durumda. Bu iş onurlu bir iş ve ben mesleğe kaybettiği onuru geri kazandırmak için mikrofonu açıyorum.

Ülkemizde radyocuya destek az…

90’lara nazaran radyoya ilgi elbetti ki aşağıda ama yavaş yavaş ilgi artacak. İnternet, radyoyu destekledi. Radyoya ilginin azalmasında hepimiz hatalıyız. Bizim ülkemizde radyocuya destek az. Yurtdışında büyük ilgi var radyoculara. Radyo programı yapıyorsan her şeyden haberin olmak zorunda. Benim diğerlerinden birkaç adım önde olmamın sebebi teknik konuya hakim olmamdır. Problem neyse ona göre davranıp hayatı en aza indirmeye çalışıyorum.

Sokakta canlı yayın yaptınız mı?

Evet yaptım. Sokakta radyo yayını yapmak keyifli. İki taraf içind e… Sokakta röportaj yaptığım birini hemen arabaya alıp orada devam edebiliyorum. Severim dışarda yayını.

Dışarısı mı daha iyi içerisi mi?

İçerisi daha iyi çünkü burada her şeye hakimim. Dışarısının heyecanı da başka tabii. Bu iş teknik işidir.

2 hafta sonra gerçekleşecek olan (Sihirli Mikrofon) ödülleri için ekstra bir çabanız var mı?

Ödül önemli çünkü marifet iltifata tabidir…Almazsam üzülmem ama alırsam beni mutlu eder. İnternet üzerinden yapılan bu tarz yarışmalar için benim tedirginliğim vardır. Sosyal medyada oy kullanılması çok ciddi güvenlik isteyen bir iştir. İyi duyurulması gerekir ama bir statü değildir. Bu tarz yarışmaları destekliyorum. Bir yerden beslenmeli alkış almalı bu işi yapanlar. Radyocuları unutmuyorlar.

Hak eden bu ödülü alacaktır. Ama bana kalırsa bir dinleyici başka bir yerden gelmiştir, gelir elini sıkar… Bu en büyük ödüldür. Canlı yayına bağlanıp bir şey söyler tamam dersin ben zaten ödülü almışım. İlla fiziksel bir şey olması gerekmiyor.

Rakipleriniz için bir şey söylemek ister misin?

Hak eden kazansın, herkese başarılar diliyorum.

İlerdeki hedefleriniz nelerdir?

Aşırı hırslarım yoktur. Tek hırsım işimi iyi yapmaktır. İnsanın iki hedefi olmalı. Biri hiç ulaşamayacağı hedef, diğeri ise kısa vadeli hedefler. İnsan hedefine ulaşınca enerjisi biter çünkü. En büyük hedefim medya patronu olmak (Gülerek)

Televizyon programı yapmak istiyorum. Çünkü bazı programları izliyorum, diyorum bunlar yapıyorsa ben haydi haydi yaparım… Kalite önemli bir şey ve onu korumak lazım. Kalitesiz olunca hiçbir şey olmuyor. İyi bir ekip ve kanalda bir televizyon programı yapmak isterim…

Röportaj : 

EDA SAĞIR/ aksam.com.tr

FOTOĞRAF: OĞUZ BİRKARDEŞLER

Exit mobile version