Merhaba,
Geçenlerde, Gala dergisine verdiğim bir röportajda,röportajı yapan çok hoş hanım, sonunda beylik soruyu sordu:
“kendinizi üç kelimeyle nasıl tanımlarsınız?”
“haydiiiii” dedi içimdeki ses.”kendi hakkımda üç kelime”
Ağzımdan çıkan ilk kelime “vicdanlı” oldu.Sonra söylediğim kelimeleri hatırlamıyorum.Ama herhalde,
“Dürüst” “adil” falan demişimdir.
Röportaj bitti. Vicdan kelimesi aklıma takıldı.Vicdanlıyım dedim de, Vicdan nedir?
Akıllı telefonumdan Google yengeye sordum.
Burada uzun uzun anlatacak değilim. Merak eden sorar. Tarifini okudum. Vicdanım sızladı.
Meğer ben vicdansızın biriymişim.
Yazılanların bazılarını aktarayım:
*”Mevzubahis vatansa,gerisi teferruattır” diyerek,vatan adına,nefret,işkence,adam öldürme, vicdan azabı çekmeden yapılır hale gelmiştir.(Prof.Dr.Nevzat Tarhan.)
*Gerçekleri kabul et.her zaman onları savun.Kimse seni takdir etmese de,vicdanına hesap vermekten kurtulursun.(che Quevara)
*Bir muammadır aşk
kiminin vicdanına atılan taş
kiminin fakir gönlüne katılan aş
kiminin de gözünden akıtılan yaştır aşk (yazan belli değil)
Vesaire vesaire. Vicdan hakkında bir sürü “bilgi” var. Okursunuz.
Röportajda Çok hoş hanım, şu soruyu da sormadan edememişti:
“Günümüz pop müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?”
İçimdeki ses hiçbir şey diyemeden,bu soruya senelerdir verdiğim cevabı yapıştırdım:
“Müziklerini sevelim sevmeyelim, Bu çocuklar müzikle meşguller. Müzikle meşgul olan birinin kötü bir şey yaptığından söz etmek “abesle iştigaldir”.
Dinleyicinin sevmediği şarkıya uygulayabileceği yegane müeyyide, onu dinlememektir. Hepsi bu.
Ayrıca düşünce özgürlüğü diye bir şey var.
“Düşünce özgürlüğü, düşündüğün herşeyi söylemeyebilme hakkıdır”
Bana ayrılan bu köşede, Vicdanımın sesini dinleyerek, Gördüğüm duyduğum her güzelliği,
Üşenmezsem yazacağım.
Sevgiler…
İlhan Şeşen | MüzikOnair