Merhaba,
Hangimiz yazmak istememişizdir? Şiir,hikaye,roman…
Kendimi bildim bileli, ben de hep birşeyler yazmak isteyenlerdenim.
Hala istiyorum.
Özcan Beylan’la internette tanıştık. Laf arasında, MüzikOnair’da yazmamı istedi. Henüz yüzyüze görüşmedik. “en kısa zamanda, müsait olduğumuzda, mutlaka” görüşeceğiz.
Uzatmayayım; Bir yazı yazdım.Yayınlandı.
Bir gün Özcan’dan bir mesaj geldi.Aynen yazıyorum:
“Artık hep beraberiz yazılarınla renk kat siteye abi:)”
Arada;
“nasılsın”
“iyiyim sen”
“iyi haftalar” şeklinde hatırlaşmışız.
Son mesajlaşmamızda;
“Yazdıklarım ille müzik üzerine mi olmalı?” diye sormak suretiyle, kaytarmaya çalışmışım. Özcan üşenmeyip;
“yo farketmez abi nasıl istersen” diye geri dönünce, olanlar oldu:
Ben de cevaben döndüm:
“OK”
Böylece MüzikOnair’da aklıma bir şey gelirse yazacağım.
Kendimi bildim bileli, kurduğum makale yazma hayalimi canlandıran Özcan’a teşekkür ederim.
En kısa zamanda, müsait olduğumuzda, mutlaka, yüzyüze görüşeceğiz.
Ne yazacağım konusunda bağımsız ve özgür olduğuma göre, işim daha da zor. İşin kolayına kaçtım.
Kavramlar üzerine yazacağım. Aşk, komşu, mutluluk, aile… Say sayabildiğin kadar.
İçimdeki çocukla beraber yazacağız.
Çok yakın bir arkadaşımla, dil ve nesil farklılıkları üzerine konuşurken ,vecizeye benzer bir laf bulmuştuk:
“Nesil farkları dil farklarını değil, dil farkları nesil farklarını oluşturur”
Yazmadan edemedim. Çünkü doğru.
Ancak, buradan önce dilimize, sonra Türk Dil Kurumu’nun dilimize yaptıklarına ettiklerine geliriz ki, iş uzar. Onu da müsait olduğumuzda yazışırız.
Aklınıza bir şey gelirse, buradayım.
Sevgiler…
İlhan Şeşen | MüzikOnair
