Herkese Merhabalar;
MüzikOnair’daki dördüncü yazıma başlamadan önce biraz size kendimden bahsetmek istiyorum. Ben hemen hemen 24 saat boyunca internetten, frekanslı yayınlardan ve uydudan radyo dinleyen bir dinleyiciyim. Her ulusal radyoyu haftada 1-2 kez en az 1 saat dinlemeye çalışırım. Gün içerisinde 7 kez radyo değiştirir, her radyoya kulak veririm. Bir dinleyici olarak radyo yayınlarında hoşuma gitmeyen bir takım şeylere rastladım ve bunları size Müzik Onair aracılığıyla ulaştırmak istedim. Eğer siz de radyo dinler tarafınıza güveniyorsanız bana tilki@muzikonair.com mail adresiyle ulaşabilirsiniz. Artık yazılarıma radyo radyo yazarak devam edeceğim. Bu arada yazıyı yazmadan önce, Radyo Kanaltürk’ü kendi çapımda araştırdım. Bilgilendirmeleri yaptıktan sonra gelelim yazıya…
”Türkiye’nin Radyosu ” sloganıyla yayın hayatına devam eden Kanaltürk Radyo, İpek Koza Holding’e ait. Temelleri çok çok eskiye dayanmayan radyo, Türk sanat müziği ve halk müziği çalarak yayın hayatına başladı. Radyo piyasasındaki bu tür müzik çalan kaliteli radyoların az olması nedeniyle çok dikkat çekmiş ve kısa sürede bir çok kesimden insanın vazgeçilmez radyosu haline gelmiştir. O zamanki altın sarısına yakın renkli, büyük playerlı websitesi de dikkat çekici olmuştur. Bu website ve yayın tarzı, radyo piyasasında; ”Biz bu işi biliyoruz ve bu piyasada kalıcıyız!” imajını yansıtmaya yetti. Ama ne olduysa işte tam da bundan sonra oldu. Herşey süper giderken sanki Kanaltürk silkelenmiş ve; ”Ya aslında biz Türkçe Pop radyosu açacaktık. Yanlış oldu. Pardon!” dermişcesine, dinleyiciye sormadan yayın tarzını değiştirmişti. Bu olaydan sonra Türk sanat müziği seven dinleyiciler bir bir bu radyoyu terk etti. Hatta bir umut 1 haftaya yakın beklediler. Şimdi; ”Bunları nereden biliyorsun Tilki, atma!” diyecek Kanaltürk yetkilileri. Valla ben bir dinleyiciyim ve girdiğim her dükkanda Kanaltürk Radyo çalarken 1 hafta içinde TRT Türkü veya TRT FM’e geçen dükkan sahibi sayısı arttı. Radyoları yakından takip ettiğim için birkaç dükkan sahibine bile sordum. Cevap hep aynı oldu. ”Kanaltürk dıptıs müziklere döndü. Diğerlerinden bir farkı kalmadı. Biz de emektar TRT FM’e geçtik.” dediler kısaca.
TÜRKÇE POP DA KANALTÜRK’Ü KESMEDİ!..
Türkçe Pop radyosu olarak yayın hayatına devam etmeye karar veren Kanaltürk, ekibine Yalçın Alaca gibi tecrübeli bir isim katarak; ”İşte Kanaltürk Radyo şimdi geliyor!” der gibiydi. Kısa sürede İrfan Aslahan, Murat Emre Yılmaz, Mesut Kartal, Füsun Tuncer gibi isimler de; ”Bu ekipte biz de varız!” diyerek radyonun gücüne güç kattı.
Peki ya bu bomba ekip neden patladı?..
Tamamen Kanaltürk’ün yanlış kararıyla patladı. Önce Mesut Kartal, Füsun Tuncer gitti radyodan. Sonra Murat Emre Yılmaz gitti. Hatta Murat Emre Yılmaz’ın gidişi sırasında sosyal medyadan yaptığı açıklama çok manidardı ve istemeyerek ayrıldığı çok belli idi. İçerisi karışmış piyango bu ekipteki güzel programlar yapan yayıncılara patlamıştı. Zaten hep öyle olmaz mıydı?.. Akıllara bu açıklamalar ve ayrılmalarla şu soru geldi:
”Kanaltürk Radyo’da neler oluyor?”
Kısa süre sonra patlak su almaya başlamıştı. Ekipte tek kalan Yalçın Alaca direnmeye çalışıyor ama tecrübeli isim renk vermiyordu. Belli ki oda istemiyordu bu radyodaki durumu ama… ama işte… Sonra açıklama geldi Kanaltürk Radyo’dan:”İstanbul’da frekans bulamadık. Bugün Radyo’yu kurup haber radyosu yapacaktık. Bulamayınca, Kanaltürk Radyo’yu kullandık, kullanıyoruz!” denildi.
İşte Kanaltürk Radyo’daki sıkıntı çözüme kavuşmuştu. Haber radyosu demek, aynı şirkete bağlı haber televizyonundaki bazı programların radyoya canlı aktarılması oluyordu. Yani Bugün TV haber televizyonundaki, haber bültenleri ve bazı programlar Kanaltürk Radyo’dan da yayınlanması manasına geliyordu bu. O yüzden bazı yayıncıların yayın saatleri değişmiş hatta yayından kaldırılarak yer açılmıştı. Kanaltürk yine başladığı ve başarı yakaladığı bir işi daha batıran radyo olarak tarihe yazıldı. Çok sık yayın tarızını değiştirmesine rağmen ayakta kalan bu radyonun son değişikliği bence çok büyük bir hataydı. Çünkü insanlar kısa ve öz haberler istiyor radyoda. Yapılan bir araştırmayı sizinle paylaşmak isterim. İnsanlar radyodaki dinleyicileri can kulağı ile en fazla 10 dakika dinleyebiliyormuş. 10 dakika sonra bir müzik veya fon girmezse kanal değişikliğine gidiyormuş. Eee .. durum buyken, araştırması bile yapılmışken, haber radyosuna geçmek saçmalık oldu. Bence Kanaltürk Radyo yöneticileri de bu durumu anladı ki, Yalçın Alaca’ya yüklenildi. Program saati arttı. Hatta akustik program projesini yürürlüğe koyarak: ”Biz daha ölmedik!..” imajı verse de Kanaltürk Radyo bence bitti.
Bu arada Kanaltürk Radyo’daki prodüksiyon ekiplerini kutluyorum. Özel günlerdeki farklı radyo jingle ve spotlarıyla fark yarattılar. Gerçekten yürekten çalıştılar. Kendilerine yazımı bitirmeden teşekkür etmek istiyorum.
Uzun lafın kısası Kanaltürk Radyo ne yapmak istediğini bilmeyen yöneticilerle katlediliyor resmen. Tam tutuyor “Yok bu olmadı” denilip vazgeçiliyor. Yaz boz tahtasına çevirdiler radyoyu. Yazık. E tabi siyaset de girince işin içine… Neyse… Ben de dinlerdim yakından takip ederdim. Yazımı yazmadan önce bir bakayım dedim sitelerine ama Radyo Kanaltürk müydü? Kanaltürk Radyo muydu? İkilemde bile kalıp düşündüysem. Bunu yaşadıysam Kanaltürk bende bitmiştir…
Başka yazıda görüşmek dileğiyle. Radyonuz her daim açık, kaleminiz her daim yazar olsun.. ;)
Radyo Tilkisi | MüzikOnair