Türkiye’nin öncü radyo kurucularından sayın Cüneyt Ortan Müzikonair’a hoş geldiniz. Öncelikle radyoculuğun dışında bünyenizde başka alanların da olduğunu biliyoruz. Peki radyoculuk hayatınız nasıl başladı ve Dijimedya Grup’u daha yakından tanımak isteriz. Neler söylemek istersiniz?
Radyoculuk hayatım Londra’da yaşarken ortağım Birol Nadir ile kurduğumuz Fotospor gazetesi içinde başladı. Çok başarılı bir startup girişimiydi Fotospor. Hiçbir medya patronunun o güne kadar denemediği ve denemeye korktuğu bir gazete modeliydi. Günlük spor gazetesi günlük ana akım gazeteleri vurur öngörüsüyle büyük patronlar kalkışmamışlar buna. Ama biz bunun aksini ispat ettik ve onlar da bu oyuna yıllar sonra katıldılar.
O dönem korsan radyolar kuruluyordu. Ben Londra’da yaşarken çok sıkı bir Capitol Fm dinleyicisiydim. Hatta radyo yayıncılığının nasıl yapıldığını dinleyerek kapmıştım. İşte bu yeni akım beni radyo kurmaya itti. Tabii ki Türkiye’nin ilk spor gazetesi Fotospor bünyesinde kurduğum için ilk spor radyosu Radyospor’u kurdum.
“TOPLUMA UYUM SAĞLAYAN BİR YAPIM VAR”
İçinde bulunduğumuz Covid-19 süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?
Covid-19 bir Dünya Savaşı! Tüm Dünya’nın bir alien’a karşı savaşı. Bundan etkilenmeden yaşam süren hiçbir sektör olduğunu sanmıyorum. Elbette fırsata çevirenler oldu, tüketim ve yaşam alışkanlıkları yeni bir boyut aldı fakat ben normale dönüşte eskiye hızla dönüş bekliyorum.
Dijimedya Grup açısından bakarsam, online hizmetler veren şirketlerimiz bizi zorlamadı ancak yeni bir atılımımız olan DiscontiTouristSaleCard (app) ürünümüz turizm sektöründe hizmet vereceği için turizmin açılmasına endeksli park etti. Kişisel olarak topluma uyum sağlayan bir yapım olduğu için zorlanmadım.
Günümüzde dijital sektörün yaygınlaşmasıyla birlikte sizce radyolara olan ilgi azaldı mı? Ve müzik kanallarının bile dijital sektöre yönelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben radyoların ölümsüzlüğüne inanır ve savunurum. Radyo gibisi yok! Yaşamınızı sürdürürken aynı anda bilgi edinme ve müzik dinlemek sadece radyo ile mümkün. Trafikte, iş yerinde, mutfakta, banyoda, ameliyathanede ve meşguliyetiniz olan her alanda radyo size eşlik edebilir.
Dijitalleşmeye geçtikçe elbette on demand (isteğe bağlı) müzik dinlemeyi tercih edenler radyo alışkanlıklarını yitirmiş olabilirler fakat onların radyo sektörünü tehdit ettiklerine inanmıyorum. Şunu diyebiliriz ama, dijital radyolar karasal radyoların dinlenme alanlarını köşeye sıkıştırdılar. Karasalların hükmü hala trafikte sürüyor.
Dijitalleşmeyle radyo yayıncılığı çok daha geniş kitlelerin ilgi alanına girdi. Çok daha kolay ve küçük bütçelerle amatörce yapılabilir oldu. Ancak bunların ticari karşılığı olması zor.
“GENİŞ KİTLELERİ HEDEF ALIYORUZ”
Kiss Grup’u, 90’lı yılların başlarında Kiss FM, Radyo Spor ve Şık FM radyoları ile Türkiye’nin ilk müzik televizyonları arasında yer alan ve Kiss TV’yi de kapsayan bir medya grubu olarak ilk tanıdık. Peki bundan sonrası için Kiss Grup olarak ne gibi projeleriniz, hedefleriniz olacak biraz bahsedebilir misiniz? Mesela televizyon sektöründe de yer almayı düşünüyor musunuz?
Kiss Grup vizyonu tabii ki dijital alanda geniş kitleleri hedef alan ana akım bir medya platformu yaratmak. Kiss bir dünya markası. Tanzanya’da bile Kiss Fm var. Amerika’da 88 tane Kiss Fm var. Bazı ülkelerde Kiss TV de var. Ben yapmak istediğimi aslında 2000 yılında yapmıştım, üstelik o günün teknolojileri ile. 3 karasal radyo, 1 televizyon, 3 müzik yapım şirketi ve 1 Kiss dijital portalı. Maalesef zamanında ortaklarımın batışı tüm emeklerimi boşa çıkardı ancak kısmet bu güneymiş. Kiss Grup, Kiss Fm ve Kiss Türk karasal radyoları, yaklaşık 20 dijital radyo, podcastler ve başka sürprizleri barındıran Kissapp, Kiss TV YouTube kanalları ve KissProductions ile yapımlar yapan bir oluşuma doğru yelken açtı.
Biraz da Kiss Fm ve Kiss Türk Fm hakkında konuşalım isterseniz. Öncelikle radyolarınızda ne tarz programlara yer veriyorsunuz ve nasıl bir içeriğiniz ve program akışınız var, biraz bahsedebilir misiniz?
Kiss Fm ve Kiss Türk, her ikisi de kendi alanlarında CHR format radyolar. Yani top 40 radyoları. Hit müzik çalan A, B, C+ genç tüketici kitlesini hedef alan radyolar. Kiss Fm ve Kiss Türk arasında şimdilik fark şu. Kiss Fm hem dijital hem de karasal yayın yaptığı için ana akım CHR radyo formatında yani, müzik akışı yanında drive time programcılarının olduğu, haber, hava durumu, yol durumu, liste programları gibi yayınları barındıran bir formatta yayın yapmakta. Kiss Türk ise karasal yayına geçene kadar sadece dijital platformlarda yayın yapan Türkçe pop müzik radyosu. Yayınlarımız onlarca dijital platformlarda, YouTube’da, web sitemiz ve Karnaval uygulamasında yayında.
Güzel olan ve beni mutlu eden de eski Kiss ekibimizin yine bir araya gelmesi. Serhan Erkek yönetiminde İmge Özdemir, Özlem Gizli , Funda Eskin, Levent Gündüz, Cem Özer, Reha Sezgin ile birlikte bize sonradan katılan Ercüment Vural ve Gamze Cizreli, Cenk Çöteli, Can Akçay, Ogün Dalka, Tulga Bozkurt Gizem Çınar ile müthiş bir Kiss ailesi olduk.
“RADYOCULUK HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”
Türkiye’deki radyoculuk sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de radyoculuk sektörüne üzülüyorum. Hak ettiği yerde hiç değil. Buna neden olanlar da bence radyo sahipleri. Ben 17 yıl geri çekilip geldim. İnanın ben var olsaydım sektörün bu kadar değer kaybetmesine engel olurdum. Çok da zor değil. Radyonun dijital dünyaya geçişinde radyo yayıncılığını dijital dünyanın kuralları ile projelendirir bütçelerin radyodan alınıp dijital radyolar yerine dijital platformlara kaçmasını engellerdim. Hala yapılacaklar mevcut. Zamanla yapmaya çalışacağım. Normalde mecranın dijital dünyaya geçişinde reklam potansiyeli de dijital formuna aktarılmalı ancak radyoda bu olmadı.
Radyoculuğu meslek olarak yapmayı düşünenlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Radyoculuğun sihri, yayıncıların görsel taviz vermeden kendi kitlelerini oluşturmasıdır aslında. Onlara önerim, eski radyo yayıncılığı ruhunu geri getirerek günümüzün teknolojileri ile yayıncılık yapmaları olacaktır.
Röportajımıza katılarak bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak Müzikonair okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Ben teşekkür ederim. Müzikonair takipçilerine müzik dolu bir yaşam diliyorum. Müzik sağlıktır.