Yeni albümü ‘’Uyanda Gel’’ ile Atiye Karadeniz FM’’de Müge Barutçu’nun programı Müge’nin Oltası’na konuk oldu.
Nazan Öncel’e ait olan ve Nazan Öncel’in oğluyla birlikte yazdığı şarkı için ‘’Bana ilk geldiğinde şarkıya resmen aşık oldum, tam benlik dedim’’ diye açıkladı.
Sosyal medyadan iyi tepkiler aldığını söyleyen Atiye; ‘’Şarkıyı daha iyi ve daha çok benimseyebilmek için ufak tefek değişiklikler yapmayı seviyorum.’’ şeklinde sözlerine devam etti.
‘’Kendi kendimi keşfettim.’’
Müge Barutçu’nun ‘’Nasıl keşfedildin?’’ sorusunu;
‘’Ben aslında kendi kendimi keşfettim. Erken yaşta müziğe ve dansa olan aşkımı fark ettiğim için erken yaşta bu işe başlamış oldum. Hatta sınavlarım varken albüm hazırlığındaydım. İçindeki sesi dinlemek gerekiyor öncelikle. Ayrıca ailem de beni destekledi. Dans eğitimi ve şan eğitimi almak istediğimi söylediğimde hiçbir zaman hayır demediler. Hatta bunu ciddiye almamı istediler ve tabii ki bende ciddiye alıyordum. Engellenmeyen çocuklardandım yani şanslıydım. Gerçi ailem izin vermeseydi bile yine de dans ve müzikle ilgilenirdim.’’ Şeklinde cevapladı.
‘’Kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak besteler yaptım’’
Müge Barutçu’nun ‘’İlham aldığın birileri var mıydı?’’ sorusuna;
‘’İlk albümü yaparken kendimi iyi hissetmiyordum, aşk acısı çekiyordum o sıralar. Aslında iyi bir zamanla oldu çünkü bu sayede çok fazla malzemem olmuş oldu ve aşk acısı sayesinde çok şey üretebildim. Önceden de mutsuz ve hüzünlü olduğumda müzikle ya da dansla bu olumsuz duyguları üzerimden atlatmaya çalışırdım. Daha sonra yazmaya başladım hatta bir gece uyanıp bir şarkı yazdım –ki o da ilk albümde yerini almıştı. Bu sayede böylece birikti ve ilk albüm oluşmaya başladı.’’
‘’Şarkı hissederek yapılmalı’’
‘’Şarkının doğal bir biçimde yapılması çok farklı, hadi albüm için yeni bir şeyler yapalım dediğim zaman bazen olmuyor. Doğal bir şekilde gelişmesi çok farklı… Bir şeyleri yaşamak, okuduğunuz bir kitaptan esinlenmek, görmek ve bu şekilde üretmek gerçekten daha farklı oluyor. Yazarken yaşanan süreç daha doğal ve gerçek olduğu için bu şekilde üretilen şarkılar daha başarılı oluyor. Tüm şarkılarım bu yüzden benim için özeldir ve hepsinin yeri bende çok farklıdır.’’
Müge Barutçu’nun ‘’Batum Türküsü’nü söylemeye nasıl karar verdin?’’ sorusunu;
‘’Genel olarak türküleri okumayı seviyorum ama kendi yorumumla tabii ki. Hatta Babaannemle de sözleri ’Hali Hali Hal’ olan bir Antakya türküsü söylemiştik. Biz aile olarak bir araya geldiğimizde hep beraber söyleriz genelde. ‘Hali Hali Hal’ şarkısını babaannemle birlikte söyleme fikri de bu yüzden çok doğal bir şekilde gelişmiş oldu ve türküyü beraber okuduk.’’ şeklinde yanıtladı.
‘’Sevdiğim Müzik Her Yerde’’
‘’Küçükken babamın ve annemin sevdiği müzikleri hep dinlerdik sonra sonra kendi sevdiğim müzik tarzı yavaş yavaş gelişti. Her tarzdan şarkı dinlenirdi bizim evimizde. Arapça, İspanyolca, Fransızca şarkılar dinlerdik. Arapça bilmesem de Arapça şarkı söylemeyi seviyorum.’’
‘’Herkes Sahnede Dans Etmek Zorunda Değil’’
Müge Barutçu’nun Türkiye’deki sahne showlarını nasıl buluyorsun. Dans etmek gerektiğini düşünenlerden misin? ve Herkes dans etmeli mi? sorusuna ;
‘’Dans etmeyi sevenler ve yeteneği olanlar bunu yapmalı bence. Hem yetenek ve hem çalışkanlık gerektiren bir şey bu… Böyle bir moda var diye herkes dans etmek zorunda değil. Ben Türkiye’de bunu yapmaya başladığımda bunu yapan çok fazla sanatçı yoktu. Şimdi gittikçe artmaya başladı. Bu hem çok güzel bir şey ama kimse kendini herkes yapıyorsa bizde yapalım şeklinde düşünerek yapmamalı. Sevenler ve meraklı olanlar yapmalı bence. Zorlayınca çok güzel durmuyor çünkü.’’dedi
Amerika’da ve Türkiye’de ki şahne showlarını kıyaslayan Atiye;
Oradaki şartlar ve buradaki şartlar birbirinden farklı. Orada çok büyük prodüksiyonlar çok büyük masraflar dönüyor. Bu yüzden karşılaştırmak mümkün değil. Biz burada kendi ekibimizle, fikirlerimizle güzel şeyler üretmeye çalışıyoruz ama o kadar büyük prodüksiyonlar yapmak düşünüldüğü kadar kolay değil. O da büyük yatırımlar gerektirir. Bu da bizim müzik piyasamızda eksik olan bir şey’’ diye açıkladı.
Müge Barutçu’nun : ‘’Peki müzik piyasası nasıl gidiyor sence? Dijital platformların gelişmesiyle artık tek şarkı yapmak ve dinleyiciye ulaşmak daha kolay… Ancak hem maddi hem manevi anlamda yeterli olacak şekilde karşılığı var mı bunun ?’’ şeklinde yönettiği soruya; ‘’Hem Avantajı hem de dezavantajı var. İleride nasıl olur bilmem ama sanatçılar artık albüm yapmak yerine single yapmaya başlayacak. Albümlere çok fazla yatırım yapılıyor ama arık eskisi kadar satılmıyor doğal olarak. Albüm satışlarıyla da yaşamak artık mümkün olmuyor. Ama tabi dinleyicilere ulaşmak artık daha hızlı ve daha kolay sosyal medyada üzerinden… Onun dışında müzik piyasası için şunları söyleyebilirim. Ben Türkiye’de ilk başladığım zaman çok fazla yeni sanatçı yoktu. Piyasanın içine girmek te o kadar kolay değildi. Yeni sanatçılara biraz yol verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda piyasada biraz gelişmeler var ama tabii ki hala boşluklar var. Bu boşluklar yeni sanatçı ya da gruplarla doldurulmalı. Gerçekten iyi ve yetenekli seseler var. Eskisine göre durum daha iyi şu anda ama yeni seslere daha çok önem verilmeli bence.’’ dedi.
‘’Tarz Dayatması Yanlış’’
‘’Belki ‘piyasa’ bir şarkı yaptığında şarkının duyurulması için daha kolay bir yol ama uzun vadede kalıcı olabilmek için doğru bir seçim değil. Çünkü kalıcı olan sanatçılar genellikle kendilerine ait bir tarz yaratanlar başarılı oluyor.
‘’Piyasa kolay değil’’
Jüri üyeliğinden de bahseden Atiye;
‘’Star olmak için özgün olmak ve gerçek olmak önemlidir. Tabii ki yetenek önemli ama çalışmak, kendini yenilemek ve karakterli olmak önemli diye düşünüyorum. Başarmak için ailen ve arkadaşların seni koruyup kollamalı, doğru zaman ve doğru kişilerle tanışmak gerekiyor. Çünkü kariyerinin ilk yıllarında çok yıpranabileceğin dönemler olabiliyor. Bu yüzden bunlarda çok önemli.’’ diyerek sözlerini tamamladı.
