Capital Radio Türkiye’nin sevilen yayıncısı Cem Özkan ile gerçekleştirdiğimiz röportajı aşağıdan okuyabilirsiniz.
İŞTE O RÖPORTAJ!..
Cem Bey radyo, hayatınıza nasıl girdi? Radyoculuk mesleğinin farkları ve güzellikleri sizce neler?
Aslında bu sorunun cevabını ben de net olarak bilmiyorum ama lise yıllarımı hatırlıyorum, o zamanlar Ankara’da yaşıyorduk ve 50-60mt gücü olan amatör radyo devreleri satın alıp arkadaşlarımızla sadece kendi apartmanımıza yayın yapan radyolar kurardık. Ya da hepimiz aynı evde toplanıp, içerdeki odadan salona yayın yapardık, sırayla elimizdeki mikrofonla anonslar yapardık… Bu ilk sinyaldi zaten, ardından üniversiteye başladığım ilk yıl, İzmir’de daha önce radyo programcılığı yapan oda arkadaşım, sesim ve diksiyonumu farkedip beni radyoya profesyonel olarak yönlendirmişti ve ilk kez o yılın yaz tatilinde Antalya’da bir yerel radyoda gerçek anlamda radyo programı yapmaya başlamıştım. Yıl 1996. Sonrasında o mikrofonu hiç kaptmamaya çalıştım.
Capital Radio’daki yayınlarınızı ilk kez dinleyen biri, programda ne gibi sürprizlerle karşılaşabilir?
Capital Radio başlıbaşına Türkiye için bir sürpriz zaten, daha fazlasını verebileceğimi sanmıyorum =) Yani Capital Radio geri dönerek bir sürpriz yaptı, üstüne de müzik seçimi ile ikinci ve büyük sürprizini yaptı. 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 00’ler çalan ulusal bir radyo istasyonu? Türkiye’de hiç olmamıştı ve Capital Radio zor olanı tercih ederek bir ilki gerçekleştirdi.
Benim yayınlarıma gelince, sürpriz değil ama samimiyet olabilir dinleyenleri bekleyen. Çünkü sloganımız “Senin Hayatın, Senin Müziğin”… Biz de yayıncılar olarak mümkün olduğu kadar, dinleyicinin hayatına dokunmaya çalışıyoruz, hayatlarının bir parçası olarak, aynı şeylerden keyif alan bir “arkadaş” olarak onlara eşlik etmeye çalışıyoruz. Ve en önemlisi Capital Radio müzik öncelikli bir radyo, çaldığımız şarkıları seviyor ve saygı duyuyoruz, bu sebeple uzun anonslar yaparak o şarkıların tadını kaçırmıyoruz =)
Capital Radio’nun diğer yabancı müzik radyolarından ne gibi artıları olduğunu düşünüyorsunuz?
Capital Radio’nun artıları yüzlerce aslında… Çaldığımız her şarkı! Çünkü Capital Radio gerçekten çok özel bir arşiv ile yayın yapıyor. 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 00’ler çalıyoruz. Çaldığımız şarkılar, ince elenip sık dokunarak arşive eklenmiş şarkılar. Bu, Capital Radio’nun artısı.
Diğer istasyonlara baktığımızda onların çaldıkları şarkılar güncel/popüler şarkılar ve bu çok güzel, sonuçta radyonun aynı zamanda “yeni müziği” tanıtma misyonu var ve saygı duyuyorum ama aracınızda yol alırken açtığınız her istasyon bir iki dakika farkla aynı şarkıyı çalınca güçlü bir “yeni kan” ihtiyacı doğuyor… İşte o ihtiyacı Capital Radio kapatıyor…
Sırf yeni olduğu için bir şarkıyı 50 kere duymaktansa, yıllara meydan okuduğu ve çok iyi olduğu için günümüze kadar ulaşan harika bir şarkıyı dinlemenin keyfi… “Natalie Imbruglia – Torn”, “Aplhaville– Forever Young” ya da “Michael Jackson – Beat It”…
Bence trafikte ya da iş yerinizde size eşlik etmesini isteyeceğiniz harika isimler… Ve onlar Capital Radio’da.
Tabii aynı zamanda işini iyi yapan ciddi yayıncılar da Capital Radio’da : “Bay J ve Arkadaşları”, “Berat Tunç ile Şimdiki Zaman”, Ben, Sinem, Oylum…
Yabancı müziğin en çok hangi türünü beğeniyorsunuz? Genel olarak radyo dışında dinlediğiniz müzik türü nedir?
Aslında hepimizin yaptığı gibi ben de dinleyeceğim müziği/şarkıyı türüne göre değil o anki şartlara göre tercih ediyorum. Hepimiz aynı değil miyiz, yaz aylarında kanımız kaynar daha hareketli şarkılar duymak isteriz, sonbaharda daha düşük ritimler hoşumuza gider? Benim için de durum aynı, belki tek fark, bu benim mesleğim olduğu için seçim yaptığım havuz daha derin bir havuz. Örneğin Kanada’dan amatör bir punk grubunu da, Hollanda’dan adı duyulmamış bir DJ’i de bulup dinleyebiliyorum…
Onun dışında dediğim gibi tür ayrımı yapmıyor(uz)m. Pinhani de, Michael Jackson da, Avicii de, Manolis Chiotis de dinliyorum, yere ve duruma göre.
Radyo dışında ne tercih ediyorum sorusuna gelince, artık hepimiz bunu tercih ediyoruz. iTunes ve internet.
İnsanların radyoya olan ihtiyacı hakkında ne düşünüyorsunuz? Radyo eskisi gibi aranan bir mecra mı sizce?
Radyo, televizyon gibi güçlü bir rakip karşısında güç kaybetmiş gibi görünse de hep vardı ve var olmaya devam edecek… ve öyle görünüyor ki internetin gelişmesi televizyonu öldürecek ama radyoyu güçlendirecek, sadece zaman meselesi….
Radyo aranan bir mecra mı? Radyo televizyonun aksine bir arkadaştı hep bizim için… iş yerimizde çalışırken bize eşlik eder, eve dönerken aracımızda eşlik eder, gece uyku tutmadığında onu açar bir fincan çay ile şehri izleriz… Kısaca radyo daha romantik, daha samimi bir medya aracı. Bu da radyonun büyüsü…. Tabii bir de kolay ulaşılır olması en büyük artısı. Bu sebeple hepimizin radyoya ihtiyacı var ve radyo internete daha yakın, bu sebeple internet geliştikçe radyo da gelişecek ve güçlenerek var olacak…
Kısaca, şu anda aranıyor mu bilmiyorum, bunu söylemek zor ama yakın gelecekte en çok aranan mecra olacak kesinlikle.
Radyonun yanı sıra sosyal hayatınızda nasıl birisiniz? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyal hayat ve boş zaman! Ne kadar güzel tanımlar =) Bu ikisinin özlemini çektiğimi söyleyebilirim çünkü radyo benim tek mesleğim/uğraşım değil. Aynı zamanda kendime ait bir dijital teknoloji/yazılım firmam var ve radyo dışındaki tüm vaktimi hatta zaman zaman daha da fazlasını ona ayırıyorum. Bu yüzden sosyal hayatımı sekteye uğrattığını söyleyebilirim. Tabii öte yandan en az radyo kadar keyif veren bir iş olduğu için bu yorgunluğun farkına varmadan şevkle işimi yapmaya, projeler üretmeye devam ediyorum.
Bir de bunların üzerine Capital Radio’da da dijital projelerle ilgili üstlendiğim görevlerim var.
Kısaca neredeyse 3 ayrı kulvarda çok yoğun bir şekilde çalışıyorum ve evet itiraf ediyorum, sposyal hayatıma gerektiği kadar özen göstermiyorum.
Boş zamanlarımı değerlendirmek için bile ar-ge çalışması yapıyor ya da işimle ilgili konularda araştırmalar, makaleler okuyorum..
Genç radyoculara tavsiyelerinizi alabilir miyiz?
Aslında tahmin etmesi zor tavsiyeler değil.
Birinci olarak, bu işi yapmak istiyorsanız, her şeyden önce bunun bir meslek ve işiniz olduğunu bilmeniz gerekiyor. Yani hobi olarak mikrofonu açıp aklımıza gelenleri söyleyen kişiler değiliz bizleriz.
İkinci olarak da, bu bir meslek olduğuna göre tıpkı başka mesleklerde olduğu zaman ve emek harcayarak bir şey edinir ve gelişirsiniz.
Yani bu işi yapmak istiyorsanız, ciddiye almanız gerekiyor ve emek harcamanız gerekiyor, sonrasında başarı gelecektir zaten.
Aksi takdirde, eğer arkadaşlarınıza hava atmak için bu işe ilgi duyuyorsanız söyleyeyim, sizi hayal kırıklığına uğratır, çünkü özellikle ilk başlarda çok yorucudur.
Bunlara hazır olmaları gerekiyor.
Son olarak MüzikOnair hakkında neler söylemek istersiniz?
MüzikOnair, sektördeki büyük bir açığı dolduruyor ve gerçekten çok emek var arkasında, bunu görebiliyorsunuz. Bu kolay bir şey değil, bu yüzden önce başarınızı tebrik ediyorum; Sonra da tabii ki bu başarının devam etmesini diliyorum.
Umarım, biraz önce verdiğim cevaplardan birisinde dediğim gibi internet radyoyu yükseltirken, MüzikOnair de onlarla birlikte yükselir.
Ve tabii ki geçmiş doğum gününü de kutlamak isterim MüzikOnair’in. Nice yıllara.