Bülent Ortaçgil, gazete Damga’ya konuk olarak yeni çıkan albümü, günümüzdeki müzik sektörü ve müziğe nasıl başladığı hakkında soruları yanıtladı.
Yeni çıkan albümü Elli Buçuk hakkında konuşan Bülent Ortaçgil, “Sanat hayatımın 50. yılı kutlamaları için yeni bir albüm yaptım. İsmi Elli Buçuk. Bu albümün ilginç tarafı; işin Elli bölümünde yazdığım yeni şarkılar var. Son dönemde yazdığım bu şarkılar benim şu an ki durumumu temsil ediyorlar. Bunların içerisinde dinleyicilerimim tanıdığı şarkılar da var. Dolayısıyla 50 yıl önceki Ortaçgil’in müziğini tanıtan, yola nasıl çıktığımı gösteren acemi dönemimden çıkan örnekler. Elli Buçuk esprisi başlangıç ve sonları arasındaki dönemi temsil ediyor. Kavramsal olarak da bir bütün” dedi.
Müziğe nasıl başladığına değinen Ortaçgil, şu ifadelere yer verdi: “9 yaşında Amerika’dayken o dönem kız kardeşim daha doğmamıştı. Biz iki kardeşe Türkiye’ye dönerken hediye alacaklardı. Ben ksilofon erkek kardeşim ise makineli tüfek istemişti. Tabi bildiğimiz türden ksilofon değil. Her şey çalınamıyor onunla ama öyle başladım. O dönem Amerika’da televizyon vardı, Türkiye’de henüz yoktu. Çağın önemli şarkılarını, popüler olan isimlerini dinleme şansım oldu. Daha 9 yaşındayken müziğin içinde olmaktan mutluluk duydum”
Popüler müzik kültürü hakkında konuşan sanatçı, “Zaman zaman bu popüler kültür dediğimiz şeyin içinde de yer aldım. Çünkü popüler kültürün önemli simaları benim şarkılarımı söylediğinde o şarkılar diğer şarkıların popüleritesinin kat be kat üzerine çıktılar. Dolayısıyla tanınır, bilinir şarkıcı haline dönüştürdü bu beni. Bütün yaptığım şarkılar, benimle dinleme serüvenine katılan kısıtlı bir çevreyi ilgilendirdi. Popüler kültürde televizyonu açıyorsun sana birtakım şeyler sunuluyor ve onlardan bir tanesini seçiyorsun. Kendiliğinden arayıp bulduğun zaman çok daha farklı oluyor. Kalıcılığım buradan geliyor” cümlelerini kurdu.