BMG’nin finans uzmanı Thomas Coesfeld, müzik şirketlerinin dinlenme kazançlarını şarkıcılarına daha kaliteli hizmet sağlamak için harcamaları gerektiğini söyleyerek birtakım tavsiyelerde bulundu.
Müzisyenlere ve Hak Sahiplerine Hizmet Artmalı
Pazar payı savaşının sanatçılara veya şarkı yazarlarına fayda sağladığını iddia etmek günümüzde zor bir hale geldi. Coesfeld, konu hakkında “Çatıyı onarmak için en iyi zamanın güneş parlarken olduğu şeklindeki eski bilince dayanarak, gerçek savaş alanının pazar payında değil, müzisyenlere ve hak sahiplerine hizmet ve katma değerde olması gerektiğini savunuyorum. Hizmet düzeylerini iyileştirmek, müzik şirketlerinin çıkarlarını hizmet ettikleri sanatçılar ve şarkı yazarlarıyla daha iyi hizalamak, bence, dinlemenin sunduğu en önemli dönüşüm fırsatıdır” dedi.
Adalet ve Şeffaflık Olmalı
Bu dönüşümün ilk aşaması adalet ve şeffaflığa odaklandı; müzik şirketlerinin müzisyenlerle olan tarihi ilişkisinin dengesiz ve çoğu zaman haksız olduğunun ve analog çağın sözleşme şartlarını basitçe dinlemeye çevirmenin uygunsuz ve sürdürülemez olduğunun kabul edilmesiydi. Endüstrinin çoğu, akış çağında adalet ve şeffaflığın tartışılamaz olduğunu her zaman olmasa da sözlü olarak kabul etti.
Önümüzdeki Yıllarda Değişim Olacak
Şu anda ortasında olduğumuz ikinci aşama, müzik şirketlerinin artık esasen müzisyenlere hizmet veren işletmeler olduğuna dair artan anlayıştır. Artık piyasanın ana aktörleri değiller. Müziği gerçekten yapan sanatçılar ve söz yazarları için çalışıyorlar. Buradaki ilerleme daha yavaştır. Bu durum bir yandan müzik endüstrisi yapılarına ve genel giderlere, diğer yandan süreçlere odaklanmayı gerektirir. Müzik endüstrisinin en az takdir edilen hizmetlerine – telif hakkı, telif hakları, gelir takibi – artan bir prim koyacaktır. A&R, pazarlama veya senkronizasyon büyüsüne sahip olmayabilirler, ancak önümüzdeki yıllarda temel farklılaştırıcılar olacaklar.