Türk müziğinin sevilen isimlerinden Yeşim Salkım, sosyal medyada yayınladığı videolu mesajıyla son günlerde bazı magazin programları ve gazeteciler tarafından prim uğruna Serdar Ortaç’a yönelik yapılan eleştirileri sert bir dille eleştirdi. Ünlü şarkıcı, Ortaç’ın yaşadığı zorluklara dikkat çekerken, medya ve toplumun tavrını ağır bir şekilde eleştirdi.
“Günah Keçisi Arıyorsunuz”
Yeşim Salkım, Serdar Ortaç’a yönelik eleştirilerin haksız ve acımasız olduğunu belirtti. Salkım, videolu mesajında şunları söyledi: “Bir günah keçisi arıyorsunuz, sonra o günah keçisinin üzerine vur abalıya, vur abalıya yapıyorsunuz. Yapmayın bunu. Gerçekten, bu ülkede uyuşturucu kullanıp, bu uyuşturucuyu satan, her türlü ahlaksızlık ve edepsizlik yapan, işine engel olup kötü davranan insanlar vardı. Ve bunlara dahi böyle büyük hakaretler edilmedi. Ama siz, bir insanı hem psikolojik hem de fiziksel olarak zorlayarak bu kadar üstüne gitmek zorunda mısınız?”
Salkım, Ortaç’a yapılan haksız eleştirilerin, gerçek suçlulara karşı neden aynı tavrın sergilenmediğini sorguladı. Sözlerine şöyle devam etti: “Serdar Ortaç bir hata yaptı mı? Evet, yapmış olabilir. Ama bu kadar büyütülüp, medyada linç edilmeyi hak etmiyor. Gerçekten bakın, neler olup bitiyor bu ülkede, ama kimse o insanları bu kadar hedef yapmıyor. Lütfen biraz insaf, biraz vicdan.”
“Serdar’ın Zararı Sadece Kendine”
Yeşim Salkım, Serdar Ortaç’ın yaşadığı sağlık sorunları ve kişisel zorluklarla mücadele ettiğini vurgularken, şu sözlerle destek oldu: “Serdar’ın yaşadığı en büyük zarar, kendisine. Zaten o kadar zor bir dönemden geçiyor ki. Bugün onun şarkılarını dinlediğinizde pek çok ismin, Serdar Ortaç’ın şarkılarıyla yeniden zirveye çıktığını görüyorsunuz. Serdar’ın şarkıları, milyonlarca insanın hayatında bir dönüm noktasıydı. Kimse ona bunu borçlu olduğunu hatırlamıyor. Şarkıları bir zamanlar herkese ilham verdi ve bugün hala o şarkılarla insanlar zirveye çıkıyor. Serdar’ın yaptığı hatalarla bir insanı tamamen karalamak adaletli değil.”
“Hiçbirimiz Kusursuz Değiliz”
Salkım, insanların hata yapabileceğini ve bunun insan olmanın bir parçası olduğunu belirtti. Ortaç’ın yalnız hissettiğini ve desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “İnsanlar hata yapar, yanlış yapar. Hiçbirimiz kusursuz değiliz.” dedi.
“Hiçbirimiz hatasız değiliz. Bir insan, zor bir dönemde sıkıntılar yaşarken, bazen yanlış kararlar alabilir, hata yapabilir. Hepimiz insanız ve insanlar hata yapabiliyor. Bu kadar büyük bir linçle, bu kadar acımasız bir şekilde kimseye yaklaşılmamalı. Hepimiz duygusal zorluklar yaşadık, bazen depresyona girebiliyoruz, kendimizi kötü hissedebiliyoruz. Bunu unutmayın, Serdar da bir insan ve biz ona nasıl davranmamız gerektiğini unutmamalıyız.”
Salkım, Ortaç’ın annesiyle ve ailesiyle çok zor bir süreçten geçtiğini, erkek kardeşinin vefatının ve sağlık sorunlarının göz önüne alındığında daha fazla empati gösterilmesi gerektiğini söyledi. “Serdar, bir tek annesiyle kaldı. Erkek kardeşini kaybetti. Böyle bir acıyı kimse yaşamasın, ama yaşandığında insanlar buna saygı göstermeli. Hayat zor, insanlar zor zamanlar geçiriyor ve bazen kendilerini çok yalnız hissedebiliyorlar.”
“Bu Çocuk Kendine Zarar Verirse?”
Salkım, medya kuruluşlarının Ortaç’a yönelik ağır eleştirilerini eleştirerek, bu durumun olumsuz sonuçlara yol açabileceğini söyledi: “Bütün bu linç hareketi, çok büyük bir sorumluluk taşıyor. Eğer Serdar canına kıyarsa, ya da kendine zarar verirse, ne olacak? Şu an onu basit bir şekilde eleştiren insanlar, bir gün bu sorumluluğu taşıyamayacak. Eğer bir günah keçisi arıyorsanız, bunu yapmayın. Bu çocuk çok zor bir dönemden geçiyor. Hepimiz bunları göz önünde bulundurmalıyız.”
Salkım, toplumun daha vicdanlı bir şekilde yaklaşması gerektiğini vurgularken, insanların bu tür zorluklarla başa çıkarken yalnız bırakıldığını belirtti: “Neden zor zamanlarındaki insanlara yardımcı olmak yerine, çukurda bulup tekme atmak, daha çok insanı yaralamak istiyoruz? Biz böyle bir toplum muyuz? Birinin düşmesini izlemek ne kadar acımasızca. Hepimiz zaman zaman zor dönemlerden geçtik ve bazen birilerinin bize el uzatması, bize destek olması çok önemli olabiliyor.”
“Biz 40 Kişiyiz, Birbirimizi Tanırız”
Yeşim Salkım, medyayı hedef alarak, birçok kişinin göründüğü gibi olmadığını ifade etti ve sert uyarılarda bulundu: “Biz 40 kişiyiz, birbirimizi tanırız. Sütten çıkmış ak kaşık gibi görünüp insanlara neler yaşattığınızı çok iyi biliyoruz. Bu işin arkasındaki gerçekleri bilmeden, Serdar’a yapılmaya çalışılanları anlamadan konuşmak, kimseye bir şey kazandırmaz. Herkesin geçmişine bakın, kimse kusursuz değil. Ama önemli olan, o insanın ne yaptığı, ne hissettiği ve yaşadığı.”
Salkım, özellikle medya mensuplarına, kendi geçmişlerini sorgulamadan başkalarına nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. “Bu dünya düşmez kalkmaz bir Allah. Kimseyi yargılamadan önce, bir gün senin de başına gelirse, aynı linçle karşılaşabileceğini unutma. Bu tür şeyler dönüp dolaşıp seni de bulabilir. Şöhret gidebilir, paran bitebilir, herkes seni terk edebilir. O zaman ne yapacaksın? Bir elin, bir dostun, seni tutacak kimse olmayacak. O yüzden biraz insan olalım, biraz merhametli olalım.”
“Serdar’ı Dilinize Dolamaktan Vazgeçin”
Salkım, medya mensuplarını ve eleştiri yapanları sağduyulu olmaya davet etti: “Serdar Ortaç’a yönelik yapılan bu eleştiriler, sürekli olarak onun üzerine gitmek, artık bir sınırı aşmış durumda. Artık bu dili bırakın. İnsanlar zor zamanlar geçiriyor ve bu zamanlarda onlara daha çok destek olmalıyız. İnsanları daha fazla hırpalamak, onlara acı vermek, kimseye bir şey kazandırmaz. Hepimizin zor zamanları olacak. Hepimiz hatalar yapabiliriz, ama önemli olan birbirimize nasıl davrandığımız.”
Kamuoyuna Çağrı: “El Vicdan”
Yeşim Salkım’ın bu açıklamaları, hem medyaya hem de topluma önemli bir mesaj niteliğinde. Ünlü sanatçı, Serdar Ortaç’a gösterilen tutumun değişmesi gerektiğini vurgularken, toplumun daha merhametli bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini savundu. “Serdar Ortaç gibi sanatçılar, uzun yıllardır bu müziğe emek verdiler, büyük işler yaptılar. Şimdi zor zamanlarında, biz de onlara destek olmalıyız. El vicdan, biraz merhamet. Lütfen insan olalım.”