RadyoUlusal

Radyo Sektörü Neden Ayağa Düştü?

Radyocu Zorbay Sucu, radyo sektörü ile ilgili dikkat çeken bir yazı yazdı.

Radyo sektörünün ayağa düştüğünü savunan Zorbay Sucu, “konuşan radyo ile düzgün konuşan radyoyu ne yazık ki birbirinden ayıramadık” dedi.

Radyo programcılığı neden yerlerde sürünüyor ve radyolar neden berbat durumda. Yıllardır bu işi yapmıyor olmama rağmen hep içindeyim. Çevrem radyo programcısı arkadaşlarla dolu.1995’li dönemlerde İstanbul’a geldiğimde popüler olan programlar hep konuşan ve komik olan programlardı. Haberi tarafsız yalakalık yapmadan Mehter Marşını alet etmeden yapan, dinleyicinin samimi bulduğu programlardı.

O dönem yapılan radyoculuğun önemi kendine güvenmeyen hiç bir adam mikrofonu eline alamıyordu. Güvenenlerde mikrofonun hakkını veriyordu. Programcılarda kazanıyordu, hiç bilmediği halde radyo kanalı açanlarda. Ve en önemlisi biz ilk radyo programcıları o kadar ciddiye almıştık ki o işi güzel iş çıkmaması mümkün değildi.
20 yıllık radyo geçmişine bakın bu ülkede en çok dinlenen radyolar ve programlar hep ne konuştuğunu bilen programcılardan çıkmıştır. 30 saniye intro üzerine konuşanlardan değil.

Yani konuşmasını bilen, konularıyla dinleyicinin canını sıkmayan, araştırma yapıp mikrofon başına geçen adamlar çok iyi iş çıkarıyorlardı. Şimdi bakıyorum istek programı yapan adama en iyi program ödülü veriliyor. Nasıl bir yokluksa artık.

1998 Net Work sistemi Fransız Hachette grubuyla çalışmaya başladığımızda Türkiye radyolarının seyri değişti arkadaşlar. Bu adamların 32 ülkede radyoları vardı ve korkunç donanımlı adamlardı. Türkiye’de konuşan radyolara çok şaşırmışlar ve bunun 1970’li yılların trendi olduğunu iddia etmişlerdi. Yani otomasyon dediğimiz günümüzün kabul gören sistemi. Az konuş çok çal. Beraber çalıştığımız yöneticiler çok biliyor gibi bunu aldılar ve bir virüs gibi tüm radyolara yaydılar. Müzik kutusu haline gelen radyolar madem konuşulmayacak o zaman neden profesyonel programcı çalıştırayım zihniyetine dönüştü ve günümüzün kalitesiz haline getirildi. Şimdi yapılan reyting ölçümleri düne kadar İnstagramda 50 beğeniyi geçmeyen adamların para verip beğeni satın aldıktan sonra 3000 kişi tarafından beğenilmesi durumuna geldi.

Hachette grubu doğru bir hareket mi yaptı peki?

Bence hayır!

1999 lardan sonra müzik kutusuna dönüşen radyolar birden dinleyici kaybetti. Peki sadece müzik dinlemek isteyen dinleyici radyo sektörünü ayakta tutabildi mi?

Bence hayır!

Aynı bazı şarkıcıların yalakalık yapacağım diye albümlerini almayan ve konserlerine gitmeyen insanlara yalakalık yapmak adına gerçek dinleyicisini kaybetmesi gibi bir kısır döngüye girdi radyolar.
Konuşan radyo kötü bir projeydi…Peki hala günümüzde yapılmaya devam eden TRT radyo tiyatrosu ile büyümeyen var mı içinizde. Konuşmak bu kadar kötüyse bu adamların içeri atılması lazım.

Bence hayır!

Anlayacağınız Fransız Hachette gurubu Türk radyolarına Fransız kaldı. Dünyanın kültürleri ile bizimkini bir tuttu. Ve bizleri kalitesizleşmişliğe sürükledi.

Peki radyo müzik mi çalmalı yoksa kaliteli konuşan adamların müzikten çok sesiyle ulaştığı bir sektör mü olmalı?
Ben bir radyo programcısı olarak müzik dinlemek istediğimde radyo açmayanlardanım. İstediğim şarkıyı dinleyebileceğim çok imkan sunuyor artık teknoloji. Neden bir radyo müzik direktörünün seçtiği şarkılara gebe kalayım ki.

Peki konuşmasıyla dinleyicileri kendine bağlayan programcılara ne oldu?

1-Belli başlı radyo kanallarını ele geçiren adamlar kendilerinden daha başarılı insanların ön plana çıkmasına engel olarak bu işe gönül vermiş insanları sindirdi ‘Sen müzik yap ben konuşurum’ diyerek bölüğünden ayrıldığında saygı duyulmayan astsubaylara dönüştü.

2-Kalite ile ücretlerde de düşüş olunca gönül vermiş adamlar başka sektörlerde kendilerine yer aradılar.

3-Uzun zamandır süregelen aman bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı virüs gibi yayıldı ve bir çok programcı sanki başka bir ülkede yaşıyormuş edasıyla pembe bulutlar üzerinde gezinen bir yayıncılığı benimsedi.

4-Dinleyici samimiyetsizliğin farkına vardı ve MP3 ile kendini mutlu etmenin yoluna gitti.

5-Çok ciddi bir kaç radyo kanalı sahibinin ‘Aldım ben bunu ama ne yapacağım bilemedim’ demesine şahit oldum. Yani balık baştan koktu.

Artık sebebi siz seçin.

Yani konuşan radyo ile düzgün konuşan radyoyu ne yazık ki birbirinden ayıramadık.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu