Merhaba Alya Hanım, Müzik OnAir’a hoşgeldiniz. Öncelikle sizleri daha yakından tanıyabilmemiz için biraz kendinizden bahseder misiniz? Alya kimdir?
Sanılanın aksine 1990-İstanbul doğumluyum. Mimar Sinan Konservatuarı Amerika’ya taşındım. Berklee’den %60 oranında burs elde ettim ama gönlüm Los Angeles Film Akademisi’nde kaldı. Orada Ses Mühendisliği ve Müzik Prodüktörlüğü üzerine burslu eğitim aldığım Capitol Records’tan teklif aldım. O zaman değerlendirmek yerine gelecekte değerlendirmeyi tercih ederek Türkiye’ye dönüş yaptım ve burada sahne hayatım başladı. Derken, Angie’den Galatasaray’a, bir olay diğerini kovaladı ve bugün olduğum yerdeyim.
Müzik hayatına, şarkı söylemeye ilk nasıl başladınız, nasıl karar verdiniz?
Ben çok küçük yaştan beri ne istediğini, ne sevdiğini bilen bir kız oldum. Ailemin de desteği ve beni konservatuara yönlendirmeleriyle birlikte yolum çizilmiş oldu zaten. Bir gün stadyum konseri vereceğim diye çaktım yola diyebilirim. Galatasaray ile kısmi olarak stadyumda şarkı söylemeyi tattım diyebilirim. Şimdi sıra bana ait bir konserde. İşin mutfağında olmayı da seviyorum aslında. Amerika’da aldığım ses mühendisliği ve müzik prodüktörlüğü eğitimim sayesinde Türkiye’de kıymetli aranjörler ve müzisyenlerle stüdyoya girdiğimde aynı dili konuşup, stüdyoda saatlerimizi geçirebiliyoruz. Bu şekilde işin mutfağında da saygı ve sevgiyi kazanabilmek benim için çok değerli ve önemli.
Yeni çalışmanız olan ‘’İstanbul Düşüyor’’ ile müzikseverlerle buluştunuz. Bu şarkınızda kimlerle çalıştınız ve şarkınızın bir hikayesi var mı? Şuana kadar gelen tepkilerden memnun musunuz?
Şarkıyı ilk duyduğum andan itibaren benim olması gerektiğini biliyordum. Şarkının söz yazarı Zeki Güner bana bu şarkıyı 8 sene önce yazdığını ve bir çok sanatçının istediğini söylemişti ve ekledi; “Şarkıcı şarkıyı değil, şarkı kendi şarkıcısını bulur.” Bu şarkı, 2 insanın birbirinden gitmeyip isteyip girememesi, arafta kalması ve birbirlerini tüketimleri üzerine bir şarkı. Uzun süren toksik bir ilişkiden çıktım bir süre önce, herhalde kendi yaşadıklarımla bağdaştırdım ben de. O yüzden çok etkiledi beni.
Pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?
Ayın neredeyse her günü sahne yaparken ve hayallerimin peşinden hızla koşarken, bıçak kesmiş gibi durmak zor oldu benim için. Hepimizin yaşamları maddi manevi çok etkilendi. Bu süreçte sahnede olamadığımdan dolayı stüdyoda daha çok vakit getirebildiğini seviniyorum. Bir çok kıymetli aranjörle, söz yazarıyla tanışma ve çalışma fırsatı yakaladım. Kötü etkileri yerine,iyi etkilerine odaklanmakta psikolojime iyi geldi açıkçası.
İstanbul Düşüyor isimli çalışmanızın klip çekimleri için lirik dans eğitimleri aldığınızı biliyoruz.Ne kadar sürdü eğitiminiz ve klip çekimleriniz nasıl geçti. Ayrıca Murat Dalkılıç ile çalışmak nasıl bir duygu?
Küçüklüğümde bale ile başlayıp ve daha sonrasında buz pateniyle devam eden bir dans tutkum her zaman vardı. Bu sevgimi sahneme ve projelerime de dahil etme fikri her zaman beni heyecanlandırdı. Sevgili Can Gökdoğan ile 1,5 ay süren bir çalışma ve koreografi sürecinden sonra klibimizi çekmeye hazır olabildik. Çok içime sindiğini söyleyebilirim. Murat, bu piyasada yaptığı iyi işlerle ve müzisyenliğiyle hep adından söz ettirmiş bir sanatçı. Bir müzisyen ve bit sahne sanatçısı olarak Murat’ın saygısını ve beğenisini ve desteğini kazanmak çok değerli benim için. Stüdyoya girdiğimizde aynı dili konuşabiliyor olmamızda beni çok mutlu ediyor.
Pandemi dönemiyle birlikte müzik sektörünün değişiminde dijital mecraların, sosyal medya platformlarının etkisi daha çok artmış durumda. Sizin de aktif bir sosyal medya kullanıcısı olduğunuzu biliyoruz. Neler söylemek istersiniz? Sizce avantaj ve dezavantajları var mı?
Sevenlerimizle, dinleyicimizle yüzyüze buluşamamak, hep bir ağızdan şarkılar söyleyememek, mutluluğu, üzüntüyü beraber yaşayamamak çok zor. Dijital konserlerimiz ve paylaşımlarımızla daha fazla kişiye ulaşabilmek, sanatımızı duyurabilmek tabii ki muhteşem bir şey. Fakat bana sorarsanız yüzyüze olmakla yarışamaz.
Bu arada müzik dışında oyunculuk alanında da ilerlemeyi düşünüyor musunuz? Teklif gelse değerlendirir misiniz?
Oyunculuk sanatın başka bir dalı. Biz şarkıcılar da bir nevi sahneye çıktığımızda, şarkılarımızı kaydederken, söylerken, kliplerimizde bir role bürünüyoruz. Kendimle yarışmayı, sınırlarımı zorlayıp yeni ufuklar keşfetmeyi oldum olası çok seviyorum. Açıkçası oyunculuk kulvarında da kendimi daha çok tanımayı ve geliştirmeyi çok isterim. Teklif gelirse kesinlikle sıcak bakacağım.
Bildiğiniz gibi artık müzik piyasasında daha çok tek şarkı üzerinde ilerleniyor ve yapılan şarkılar da çok çabuk tüketiliyor bunun sebebini neye bağlıyorsunuz? Ayrıca albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Dijital medya sürekli ve hızlı değişen bir platform. Saniyeler içerisinde herkesten ve herşeyden haberiniz olabiliyor. Çok fazla seçenek var, dikkatinizi çekebilecek şeyler saniyelerle değişiyor. Bu hıza alıştığımız İçin artık sevdiğimiz sanatçılardan da sanatlarıyla alakalı aynı şeyi bekliyoruz. Albüm her zaman çok prestijli bir hareket benim gözümde. Bu hız içerisinde bir albümü de yetiştirebilirsin hiç beklemeden beni sevenlerle buluşturmak istiyorum.
Son olarak MüzikOnair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
Takip ettiğim bir platform MüzikOnair. Çok teşekkür ediyorum sizlere. Bu yaz her an her yerde karşınıza çıkabilirim. Herkese sevgilerimle.