90’lı yıllara “Kuşum” şarkısıyla damga vuran Aydın uzun bir aradan sonra “Çika Çika” şarkısıyla geri döndü.
İşte Aydın’ın dönüşü ve kariyeri hakkında yaptığı açıklamalardan dikkat çeken satırlar;
* Uzun zamandır ortalarda yoksunuz. Nerelerdeydiniz?
– Tam anlamıyla b.k çuvalına dönmüştüm. Koltuğun köşesine çöküp dibe vurduğum, canımın hiçbir şey yapmak istemediği bir dönem geçirdim.* Sebep, 90’lardaki parlak hayatınızı kaybetmek miydi?
– Hayır. Birtakım insanlar beni piyasadan sildirdi.* Kim onlar?
– Başka şarkıcıların menajerleri. Kendi şarkıcılarına yer açabilmek için yurtdışında olduğumu, yüzümün artık inanılmaz halde olduğunu, gözlerimin görmediğini, kapandığını söylemişler. Onlarla savaşamadım. Her şey üst üste geldikçe gücümü kaybettim ve iyice yalnız kaldım.* Neden bütün olumsuzluklar sizi buldu?
– Zamanında yaptığım bir şeylerin cezasını çekiyorum. Eskiden çok güzeldim, bir yürürdüm herkes bakardı. Belki de bunun cezası, bilemiyorum.* Bu dibe vuruştan ne öğrendiniz?
– Anam anam garip anam! Bundan sonra yaşasın kötülük diyorum! Şimdi beni üzenlerden intikam alma vakti. Bunların yanında paranın kıymetini de kendi adıma daha iyi anladım.* Yoksulluk mu çektiniz?
– Yok canım. Çok şükür! Bazı şeyleri fark ettim diyeyim. Yoksa ben 90’lardan bugüne çok kazandım. Zaten aileden de zenginim. Şimdiye kadar inanılmaz da para harcadım. Neyse artık şansım döndü.* Ne oldu?
– Metin Arolat’ın evinde hayattan beklentim kalmamış bir şekilde otururken tesadüfen Ayla Çelik geldi ve “Sen neden böyle oturuyorsun, gel sana şarkı yapalım” dedi. Bunu duyunca hemen bir diyetisyene gittim, kilo vermeye başladım. Ardından yeni bir menajerle tanıştım, işlerim açıldı. Şarkı çok önemliydi.Aylarca sözlerin yazılmasını bekledim. Bir ara ümidimi kaybettim. En son Metin’e “Boş verin, ben zaten ölüyorum, her şey bitsin, sözler de yazılamıyor” dedim. Ama sonunda sözler çıktı ve stüdyoya girdim. 6 yıldır tek güzel söz duymamıştım. Bu şarkıyla yeniden güzel şeyler duymaya başladım.
* Hadi birlikte 90’lı yıllara gidelim…
– Starlığın dibine vurduğum, hiçbir şeyi umursamadığım zamanlar…Rahattım. Âşık olup evimin kapısında yatanlar olurdu. Sabah evden çıkarken paspasta uyuyan âşıkları görürdüm. Her şeyi yaşadım, aşkı da şöhreti de. Dibine kadar ve fütursuzca… İçki ve sigara içmemek tek avantajımdı herhalde. O yüzden ayakta kalabildim.* Peki cinsellik…
– Ne meraklısın böyle şeylere! Seninle yaptığımız son röportajda gerçeklerin içine biraz espriler katarak dört duvar arasını anlattım. İnsanlar alışık olmadığı için kızdı. Beni melek gibi yaşıyorum falan mı sanıyorlardı bilmiyorum. Ama öyle bir dünya yok yani! Hepimizin hayatı var.* Kadın-erkek ayrımınız var mıydı?
– O zevklerimi kendi içimde, dört duvar arasında yaşadım, bitirdim, kapıma kilidi vurdum. Şimdi evime bir kamera koy, hiçbir şey yaşamadığımı görürsün. Ama geçmişte evime o kamerayı koysaydınız, emin ol şimdi yoktum! Dayak üstüne dayak yerdim. Şimdi hayatımı seksüel açıdan her şeye kapattım. O kadar çok doyuma ulaşmışım ki. Bitti! Hayatımdan “seks” kelimesi kalktı. İstediğim tek şey var, o da huzur. Artık o gözle kimseye bakamıyorum. Garip bir duygu ama böyle. Ben içimdeki sert erkeği keşfettim.* Karagümrüklü bir ailenin çocuğusunuz. Bu kadar feminen olmanız aileniz için sorun olmadı mı?
– Bir evin bir oğluydum. Babam Karagümrük’ün çok sevilen bir esnafıydı. Şarkıcı olmamı hiç istemedi. Bugüne kadar da beni bir kere bile seyretmedi.* Hiç konuştu mu bu konuları sizinle?
– Hayır. Hayatı boyunca bir şarkımı bile dinlemiş olduğunu sanmıyorum. Tek lafı ölmeden önce; “Bize torun yerine kedileri sevdirdin” oldu ve gitti. Yapabilecek bir şey yoktu. Bu da bir alın yazısıydı. “Evde kalmak” diye bir şey var. Ben de evde kalmanın benim için doğru olacağını düşündüm.* Neden? Evleneceğiniz kadını kandırmak mı istemediniz?
– Yapamazdım, aynen öyle. Çocuk istiyorum. Ama geçmişimdeki Aydın’a bir çocuk bırakabilecek kadar kendimi güçlü hissetmiyorum. Ben geçmişimdeki Aydın’a bir çocuk bırakamazdım.* Utanıyor musunuz geçmişinizden?
– Hayır, yaşadıklarım benim kararımdı. Ama evladıma onun seçimi olmadan, böyle bir hayatı bırakamam. Çünkü herkesin oturup alkışlayacağı değil, radikal ve sıra dışı bir hayat yaşadım. Belime kadar saçlarım, makyajım, pırıltılı elbiselerimle…* Hiç kadın olmak istemediniz mi?
– Hayır, hiçbir zaman. Benim hep feminen bir yapım vardı. Göçmenim, hep akça pakçaydım. Hiç kılım tüyüm olmadı. Kılım olsun diye dua ederdim. Jilet vururdum ki kılım çıksın. Bu yüzden bunalıma girdiğim zamanlar bile oldu.
Kaynak: Hürriyet