Sosyal medyada yayınladığı playback videolar ile fenomen olan ardından gelen şarkıcılık teklifi ile müzik dünyasına giren Banu Parlak 15 Temmuz günü meydanlarda demokrasi nöbetine başladı.
Sabah Gazetesi’ne röportaj veren Parlak müzik hayatı, evlilik hayatı ve görüşleri hakkında samimi açıklamalar yaptı.
İşte o röportajdan dikkat çeken satırlar;
“Yana Yana” nasıl gidiyor?
İlk single’ım “Narin Yarim” kadar olmasa da güzel gidiyor. Çok güvendiğim bir şarkı. Ama aranje ile ilgili bir sıkıntımız oldu; benim istediğim aranje bu değildi. Sağ olsun İskender Paydaş üç ay boyunca bize aranjemizi vermedi. Arıyoruz ulaşılamıyor, mesaj atıyoruz cevap verilmiyor. En sonunda da ‘Şarkı bitti, al bu şarkın’ dedi bana. Geç kalmıştık, single’ı çıkarmak zorunda kaldık.
Aranjörler, sanatçıya göre mi çalışma sergiliyor?
Tabii ki böyle bir şeyi tutup da bir Demet Akalın’a, Hande Yener’e yapamazlar, maalesef bizim gibi bir yerlere gelmeye çalışanlara yapıyorlar. Ben bunu unutmam; hakkımı helal etmiyorum.
Müzik camiası belirli isimlerin tekelinde. Bu düzen nereye kadar gidebilir?
Nereye kadar gidebilir ki! Çok başarılılar ama her şeyin bir yaşı, bir dönemi var. Artık bence yeniler gelmeli.
ÇOK ÜZÜLDÜM
Siz de vatanını seven her vatandaş gibi sokaklarda, demokrasi nöbetlerinde yer aldınız. Neler söylemek istersiniz?
O gece Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeydim. Birden bire trafik durdu, ne olduğunu anlamadım. Sonra haberleri takip ederken bir darbe girişimi olduğunu duydum. Çok şaşırdım, çok üzüldüm, otomatikman bir kaygı içine düştüm çünkü bir darbe girişiminin olması bile ülkemizin ciddi anlamda gerilemesi demek. Ama Reis-i Cumhurumuz’un da desteğiyle, el birliğiyle bu durumu aştık. Yapılan demokrasi nöbetlerinin hepsinde yer aldım. Benim tarafım belli ama tarafımı çok ön plana çıkarmıyordum fakat o dönem çıkarttım.
EŞİM BENİ KİMSEYE MUHTAÇ ETMEZ
Size bu anlamda gelen tepkileri umursayacağınızı düşünmüyorum…
Evet, benim düşüncem bu! Ben ve eşim, Cumhurbaşkanımızı çok seviyoruz. Kim ne derse desin; bu ülke için çok büyük şeyler yaptı. Çok büyük bir adam. Kimse de bunu inkar edemez. Daha önce insanların ülkemize nasıl baktığına bir bakın, bir de şimdi nasıl baktıklarına, yapılanlar ortada.
15 Temmuz gecesi sokaktayken sizi en çok neler etkiledi?
O sela anını hatırlıyor musunuz? O anı ölsem unutmam, unutmayacağım. Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ‘İstiklal Marşımız’ın dizeleri geldi aklıma: ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.’ Vatan aşkı başka bir şey; kelimelerle ifade edilemez.
SOSYAL MEDYA YÜZÜNDEN EVLİLİKLER BİTİYOR
Siyasi kanatta, sanat dünyasına dair düzenlemelerin yapılacağına ilişkin iddialar var…
İnşallah olur. Ben homofobik değilim ama kadın, erkek ya da eşcinsel olsun; bir şeyin çok fazla teşhir edilmesini sevmiyorum.
Size yetki verseler ilk kısıtlamayı ya da düzenlemeyi nerede yapardınız?
Sosyal medyaya çok fazla müdahil olurdum. Çünkü bu yüzden evlilikler bitiyor. Artık kimsenin birbirine tahammülü kalmadı çünkü karpuz seçer gibi ‘Bu güzelmiş’ deyip birilerine direkt mesaj atabiliyorlar.
EŞİM KISKANÇTIR, KIYAFETLERİME KARIŞIR
Geçtiğimiz aylarda Okan Öztürk’le evlendiniz. Eşiniz, işinizle ilgili size destek oluyor mu?
Eşim ticaretle uğraşıyordu, işini gücünü bıraktı. Kimseye güvenemediği için benim menajerliğimi yapıyor. Bu işi yapmak istediğimi bildiği için benimle beraber o da uğraşıyor.
Çok karışıyor mu size?
Biraz karışıyor, kıskanç biri çünkü. Giyimime kuşamıma zaten dikkat eden biriydim, şimdi daha çok dikkat ediyorum. ‘Benim karımsın sen, millet niye görsün oranı buranı?’ kafasında bir erkek olduğu için, biz de usturuplu davranıyoruz. Ama sıkıntılı değilim bu konuda.
Kaynak: Sabah