Türkiye’nin iki önemli sesi Bülent Ortaçgil ve Birsen Tezer, 7 Ağustos’ta Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda bir araya geliyor.
Bülent Ortaçgil
Türkiye’de şehir müziğinin önemli isimlerinden Bülent Ortaçgil, Sen isimli yeni albümünü Ada Müzik’ten çıkarttı. Her zamanki gibi tüm söz ve bestelerde sanatçının imzasını taşıyan Sen, çok özel Ortaçgil şarkılarıyla bezeli… Bülent Ortaçgil, yoğun konser temposuna rağmen yedi yıldır albüm yapmadı. Son çalışması Sen’de yer alan yeni şarkılar, sanatçının sevenlerini ziyadesiyle memnun edeceğe benziyor. Albümde müziklerin yanı sıra şarkı sözlerinin de şiirselliği göze çarpıyor.
Sen’de Ortaçgil her zamanki gibi gitar ve vokaliyle yer alırken, usta müzisyenler Baki Duyarlar (klavye), Cem Aksel (davul), Gürol Ağırbaş (bas gitar), Birol Ağırbaş (perküsyon) ve Barlas Tan Özemek (elektrik gitar) enstrümanlarıyla sanatçıya eşlik ediyor. Sen’in ilginç bir özelliği de 14 kişilik bir yaylı gurubuyla çalınmış olması… Bu kayıtlar Hollanda’da Power Sound stüdyosunda gerçekleştirildi.
Diğer kayıtlar Türkiye’de Ortaçgil’in yıllardır birlikte çaldığı arkadaşlarıyla yapıldı. Düzenlemeler ise Baki Duyarlar’a ait… Sanatçının son stüdyo albümü Gece Yalanları, 2003 yılında yine Ada Müzik etiketi ile yayınladı.
Birsen Tezer
“Müzikle tanışmam ortaokul yıllarına rastlar. Okul orkestralarındaki solistlik deneyimim, 82-83 yıllarında katıldığım Milliyet Liselerarası Müzik Yarışmaları’nda aldığım dereceler, bundan sonraki yaşamımda müziğin önemli bir yer tutacağını belli eder nitelikteydi. Sonuçta yüksekokul tercihimi müzik eğitiminden yana kullanıp 1984 yılında İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın sınavlarına girip eğitime başlamaya hak kazandım. Bir enstrüman öğrenip çalmak en büyük hayallerimden biriydi. Şans eseri kanun enstrümanını seçip, öğretmenim Erol Deran’dan neredeyse birebir ders almak da gerçekleşen hayallerimden biriydi benim için.
Mezuniyetimden kısa bir süre önce profesyonel müzik yaşamıma başladım. İlk önceleri tek bir gitar ile başlayan serüven, 1990 yılında zenginleşerek yerini grup sound’una bırakmaya başladı. İstanbul’un çeşitli mekanlarında grubumla birlikte kendi zevkime uygun repertuvarımı oluşturup performanslar sergiledim. 1998 yılında Bülent Ortaçgil’in Light adlı albümünde Ortaçgil’le bir düet yaptım. Daha sonra yine Ortaçgil’in şarkılarından oluşan tribute albüm Şarkılar Bir Oyundur’da Çığlık Çığlığa adlı şarkıyı seslendirdim. Bunun yanı sıra İlhan Şeşen ve Gürol Ağırbaş ile küçük çalışmalarımız oldu. İlhan Şeşen’in hazırladığı bir fim müziğini seslendirmek, Gürol Ağırbaş’ın henüz çıkmamış albümünde vokallerde yer almak gibi… Sabırsızlıkla beklediğim/iz…
10 yıl süren Bodrum maceramdan sonra İstanbul’a ayak basar basmaz bunca yılın birikimini, yıllardan beri aynı sahneyi paylaştığım grup arkadaşlarıma sözel ve müzikal anlamda anlatmaya başladığımda bir proje fikri kaçınılmaz oldu. Evlerde başlayan çalışmalar ve üretimler şekillenmeye başladığında sonunun bir albüm formatına dönüşeceği aşikardı. Biz de kolları sıvadık ve dostlarımızın yardımı ile ruhumuzdan çıkanları kayıt altına aldık. Kayıtlar, hücum kayıt yapıldı ve o an ne hissedildi ve ne düşünülerek çalındıysa hapsedildi. Kusurlar bırakıldı. Beş kişi tek bir duyguda yoğunlaşıp bütünleşmeyi yaşadı… Gönül gönüle, yüz yüze ve göz göze aynı odada!
Albümde kendi bestelerimin yanı sıra Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, İlhan Şeşen ve Zafer Cımbıl’ın eserlerini de yorumlamaktan büyük keyif aldım.”
7 Ağustos 2014 | 21:00 | Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi | İstanbul |
BİLET ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ |