Pop müziğinin en sevilen seslerinden Demet Akalın verdiği röportajda samimi açıklamalar yaptı.
Geçen hafta hafta 5 bin 240 liraya aldığı Gucci marka çorapları ile haberlere haber olan Akalın “tek kötü alışkanlığım var, o da alışveriş” dedi.
İşte o dikkat çeken röportaj;
Gazetelerde giyim tarzınıza dair bazen de oldukça sert çok yorumlar yapılıyor… Bozuluyor musunuz bu eleştirilere?
– Her gün bir şey yazıyorlar. Hem yazıyorlar hem de ardından “Çok eğlenceli şeyler yazıyorum, kızmasın bana” diye de mesaj yolluyorlar sonrasında…
Çok mu abartılı buluyorlar sizin tarzınızı?
– Modayı, markaları bu kadar yakından takip etmem aslında benim işimim bir parçası. Ben bir şarkıcıyım. ABD’de de aynı şekilde pop starlar modayı takip ediyor, güncel olanı giyiyor. Yurt dışında birileri bunu yapınca herkes pohpohluyor. Ya da cemiyet hayatından biri giydiğinde çok tarz ve çok klas bulunuyor. Oysa ben giyince nedense bir grubun gözüne batıyor. “Çok fazla”, “Çok abartı” diyorlar. Oysa ben sahnelere çıkan bir şarkıcıyım. Üzerimde gördüğünüz en iddialı, en çok konuşulan parçalar da genelde hep sahne için alınmış olanlar. Sahneme yatırım yapıyorum ben. Pişti olmamaya çalışıyorum. Büyük şovlar için iddialı parçalar almak istiyorum.
Bir stil danışmanınız var mı?
– Klipler için evet. Ancak günlük hayatta böyle bir yardımcım yok.
Günlük hayatınızda nasıl giyiniyorsunuz?
– Tabii ki böyle şık şıkıdım giyinmiyorum. Bakımlıyımdır her zaman günlük hayatımda da. Ama evde eşofmanlarımı giyerim. Sahnede o ışıltılı ve görkemli giyime doyuyoruz. Günlük hayatta, hafta arasında zaten öyle iddialı giyineyim, aman kendimi göstereyim gibi bir derdiniz olmuyor. Cidden konuşulacak kadar bir durum yok.
ÇORABIN FİYATINI BİLMİYORDUM
Bu hafta sizin Gucci çorabınız ve tabii ki çorabın fiyatı çok konuşuldu…
– Çorabın fiyatını ben de haberlerle öğrendim. Çünkü Gucci’den alışveriş yaptım euro olarak. İndirimimi de aldım. Tek tek ne kaç liraydı bilmiyorum. Onu Bostancı konserine giymek için almıştım. Ancak daha sonra sahne kombinimi başka bir şekilde organize ettik. O zaman da o çorabı giymedim. Ben de katıldığım düğünde giydim.
Niye bu kadar eleştiriliyorsunuz sizce? Hatta “Moda konuşalım” dediğimizde de biraz tedirgin oldunuz…
– Rahatsız olan bir grup var sanırım. Sizin gazetenizde de “Cemiyet hayatı Demet Akalın ile pişti olmak istemiyor” diye bir haber çıkmıştı. Bende de bu konuda bir ön yargı oluştu diyelim. Cemiyet hayatından da arkadaşlarım var, rahatsız olmak bir yana birbirimize aldıklarımızı söylüyoruz. Hatta birbirimiz için alışveriş yapıyoruz.
Peki bu kadar çok parayı kıyafetlere vermek…
– Annem de “Çula çaputa verilen para” diyerek beni eleştirir. Ama ben öyle düşünmüyorum. Büyük bir kısmını bir internet sitesi üzerinden satıyoruz ve elde edilen geliri vakıflara bağışlıyoruz. Ayrıca gençlere bir fon üzerinden kıyafetlerimizi bağışlıyoruz. Kuzenlerime, onların çocuklarına, yardımcılarımıza, yakınlarıma, arkadaşlarıma veririm aldıklarımı. Paylaşırım. Bazen etiketiyle duran eşyalar oluyor dolabımda ya da aynı şeyleri almışım mesela, onları kesin arkadaşlarıma veriyorum.
En beğendiğiniz modacılar hangileri?
– Alessandro Michele’nin tasarımlarını çok beğeniyorum. O yüzden de Gucci’den çok alışveriş yapıyorum. Tam benlik. Onun dışında da özellikle beğendiğim bir marka yok.
Alışveriş yaparken ucuz rotalarınız var mı?
– Zara’dan alışveriş yaparım. Ama yurtdışındaki Zara’larda daha farklı ve güzel parçalar oluyor.
Alışveriş mutlu ediyor mu sizi?
– Çok mutlu oluyorum. Kadın milletini daha fazla mutlu eden bir şey var mı? Tek kötü alışkanlığım alışverişim. Başka kötü alışkanlığım yok ki…
GENÇKEN DE HER ŞEYİM VARDI
Şu an hem işiniz hem de eşiniz nedeniyle maddi olarak bir sorununuz yok. İstediğiniz her şeyi alabilecek durumunuz var. Peki gençlik yıllarınızda da durumunuz böyle miydi?
– Benim bir şey isteme, diretme huyum yoktu. Annem beni tek başına büyüttü. Hiç paraya dair bir sorunu yansıtmamıştır ve her şeyi de bir şekilde alırdı bana. Öğrencilik yıllarımda her şeyim vardı mesela. Bir şeyden eksik kalmadım. Allah gördüğünden geri bırakmasın derler ya, yine o zaman da her şeyim vardı şükürler olsun. Mankenlik ve sahneye çıkmaya başladığım ilk dönemde de yine giyime kuşama yatırım yapıyordum.
Her şeye kendi imkanlarınızla ulaşabiliyorsunuz. Eşinizin size hediye seçmesi ve aldığıyla sizi mutlu etmesi biraz zor görünüyor…
– Yok canım. Gelen hediyeyi beğenmemek olur mu hiç? Yeter ki düşünsün. Küçük bir şey alsa bile benim için çok kıymetli.
PİJAMALARIMIN İÇİNDE MUTLUYUM
En çok neye yatırım yapıyorsunuz?
– Ayakkabı. Milano’da bir butiğe girdim mesela bu sezon başında altı ayakkabı aldım. Saint Laurent, Gucci gibi markalardan da alıyorum. Ama özellikle bir marka takıntım yoktur bu konuda.
Mücevhere meraklı mısınızdır?
– Aaa. Benim adım mücevher. Benim yatırımım da bu. Aslında iyi bir şey değil. Birden kaybolup gidebilir.
Nasıl bir giyinme odanız var?
– Evimin üst katında iki odam var. Biri günlük kıyafetlerim için diğeri çantalarım için. En alt katın yarısını da tamamen sahne kostümlerim ve çantalarım için organize ettim. O katta bir de makyaj odam var. 10 yıllık kostümlerimi de kullanıyorum.
En çok nasıl bir kıyafetin içinde kendinizi mutlu hissediyorsunuz?
– En çok pijamalarımın içinde mutluyum. Valla evdeysem eşimi de pijamalarla karşılıyorum. O da evde aşırı süslü ve makyajlı sevmiyor.
KIZIMA GELİNLİĞİMİ BIRAKACAĞIM
Kızınızı da çok güzel giydiriyorsunuz. Onun kıyafetlerine de özen gösterdiğinizi biliyoruz. Ne yapıyorsunuz bu kıyafetleri sonra?
– Tabii ki manevi değeri olanları saklıyorum. Eşimin deposu var. Orada bir yer ayırdık kıyafetler için. İlk tulum, ilk patik saklanır mesela. Onun da küçülen eşyalarını, çok yeğenim var onlara yolluyorum.
Kaynak: Sabah