Türkçe rap müzikte Adana’dan çıkan birçok müzisyen var. Sence Adana’nın müzik sektöründe
bu kadar ön planda olma sebebi nedir?
Adana geçmişten bugüne müzik, sinema ve sanat camiasına öncülük eden birçok değer yetiştirmiştir.
Bu isimleri saymakla bitiremem. Toprağından mıdır, suyundan mıdır bilmiyorum.
Adana için “Sanatçı şehri” diyebiliriz. Adana’yı seviyorum.
Medya sektöründe çalışıyorsun. Mesleğini ve müzik çalışmalarını paralel yürütüyorsun.
Bu tempo zor olmuyor mu?
Zaman zaman zorlanıyorum. Müziğe yeterli ağırlığı veremediğim anlar oluyor. İşimi ihmal ettiğim günler oluyor. Gece yarısı söz yazarken bir yandan sabah işe gideceğin gerçeği… Bu yüzden bazen bir seçim yapmak düşüncesi kafamı kurcalamıyor değil. Şimdilik idare ediyoruz.
Bir dönem isim değişikliğine gittin. Lakabını neden değiştirdin?
İlk kaydımı 2008 yılında almıştım. Lise öğrencisiydim. O yıllarda old school isimler modaydı.
Daha underground, daha sert isimler havalı geliyordu. (Şimdiki isimler daha havalı bence)
Ben de “RapSir” diye bir isim koydum kendime. 2019 yılına kadar o isimle çeşitli tarzlarda şarkılar yaptım.
2019’dan sonra müzik tarzımı değiştirme kararı aldım ve adımı doğum senem olan 1991’den esinlenerek
Doksanbir koydum. Bence Doksanbir çok havalı dostum.
Türkiye’yi dünyayla kıyasladığında hiphop sektöründe ne gibi farklar var?
Bu soru 10 sene önce sorulmuş olsaydı coğrafi, kültürel, teknik, lirikal, müzikal gibi birçok fark sayabilirdim.
Ben geçmişe göre her geçen yıl farkı biraz daha kapattığımızı düşünüyorum. Günümüz popülaritesine
baktığımızda artık neredeyse aynı konulardan bahsedip, aynı ritimler üzerine rap yapıyoruz.
Ama bu az bir fark olduğu anlamına gelmesin. Teknolojinin gelişmesiyle Avrupa’daki ya da Amerika’daki
müzikleri aynı anda kendi müziğimize entegre edebiliyoruz. Fakat dinleyici kitlesi ve kalitesi konusunda
onlarla yarışamayız. İşin ticari ve maddi boyutuna da bakacak olursak hem patronlar hem de sanatçılar
halinden memnun gibi görünüyor.
Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük TV prodüksiyon işlerinde görev alıyorsun. Medya içindeki
bu konumun müziğini besliyor mu?
Hayalini kurduğum bir yerde çalışıyorum. Bunun için şanslı ve mutluyum. Medya sektöründe
çalışıyorsanız bu müziğinize, prodüksiyon ve post prodüksiyon işlerinize mutlaka katkı sağlıyor.
Örneğin; kendi kliplerimin yönetmenliği yapıp kendim kurguluyorum. Böylece her şey benim
istediğim gibi oluyor. Bu benim için büyük bir artı.
Hem yeni nesil işler deneyip hem de eski stilinden kopmuyorsun. İkisini kıyasladığında kendine
en yakın hissettiğin tarz hangisi?
Birkaç yıl öncesine kadar eski kafalı bir rapçiydim. Prensip dediğim saçmalıklarım vardı.
Sonra düşüncelerim değişti ve müziğe daha geniş bir penceren bakmayı öğrendim. Yeni olan her şeyi
deniyorum artık. Gelişmeye çalışıyorum. Eskiyi seviyorum ama yeni işlerim müzikal anlamda beni daha çok
tatmin ediyor. Bu demek oluyor ki yeni ve farklı tarzda şarkılar gelmek üzere.
Türkçe rap’teki dissleşmer hakkında ne düşünüyorsun?
Heyecan verici. Kesinlikle diss bu müziğin olmazsa olmazı. Kim olursa olsun ortada bir diss varsa
mutlaka açıp dinlerim. Rap müzikteki o sertliği, lirikal kavgayı her zaman sevmişimdir.
Son olarak Müzikonair takipçilerine ne söylemek istersin?
Son cevaba kadar vakit ayırıp okuyan herkese, size ve Müzikonair ailesine teşekkürler.