Merhaba Ebru Hanım Müzikonair’a hoş geldiniz. Öncelikle kaç sene oldu müzik sektörüne gireli? Pandemi süreciyle birlikte genel olarak günleriniz nasıl geçiyor? İçinde bulunduğumuz karantina günlerinde en çok neyi özlediniz? ve her şey normalleştiğinde ilk ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Pandemi başladığından beri bütün kurallara harfiyen uydum diyebilirim. Tamamen izole olduk dışarı çok tedbirli çıktık. Sıkılmadık mı? Tabii ki çok sıkıldık istediğimiz gibi gezemedik sosyalleşemedik. Çocuklarımızla bile belki çok mesafeli durmamız gereken anlar oldu. Ama bu zamana kadar geldik, hala pandemide Covid’e yakalanmamak için mücadele veriyoruz. Bu bence bireysel bir korunma mücadelesi olmalı.
Herkes üstüne düşeni yapmalı. Tabii ki bende en çok kendi işimle ilgili konuşacak olursak sahada olmayı özledim konserleri sahneyi özledim. Ya da bir topluluğa katıldığımda korkusuzca arkadaşlarımla vakit geçirmeyi sarılmayı ya da korkusuzca işimin gereğini yapmayı herkes gibi aslında bizde bugünleri atlatmaya çalışıyoruz. Dayanalım az kaldı diye düşünüyorum. Ve aşılanmayı tabii ki aşı bulabildiğimiz sürece. Bende aşı olmayı onaylıyorum. Sıramı bekliyorum.
Müzik hayatına, şarkı söylemeye ilk nasıl başladınız, nasıl karar verdiniz? ve bu mesleğe ilginiz ne zamandır var?
Tabii ki çok genç yaşta yeteneğiniz olduğunu fark ettiğiniz andan itibaren içinizde de var olan müzik sevgisiyle elinize yapay mikrofon almakla tarak almakla kurutma makinesi almakla başlıyor. Benimde çocukluktan beri 5 yaşından itibaren şarkı söylediğimi ve etrafın bana şaşkın gözlerle baktığını hatırlıyorum çocuk olmama rağmen. Buda beraberinde ki o yapabilme güdüsünü doğurdu. Ama profesyonel boyutta nasıl başladığımsa İstanbul’a gelip konservatuar sınavlarına girip kazanıp aynı anda da paralelinde çok tesadüf şekilde albüm teklifi gelmesiyle başladı buda yaklaşık 17-18 yaşlarındaydım.
Sosyal Medya ile birlikte her geçen gün çok sayıda genç şarkıcı piyasaya çıkıyor. Bugünü eski yıllarla kıyasladığımızda, daha mı şanslılar?
Tabii ki yeni çıkan arkadaşların hepsinin çok daha şanslı olduğunu düşünüyorum bir kere herkesin kendini tanıtabileceği bir saha var. Önceden böyle bir saha asla yoktu, biz albüm yapardık ve aylarca o albümün yayılmasını çıkmasını beklerdik, ya da bize albüm yapabilecek insanlara ulaşmaya çalışırdık. O yüzden şimdi ki arkadaşlar bir video vs. demo kayıt aldıklarında ya da çektiklerinde bunu kolayca her yere ulaştırabiliyorlar. Ama kalıcı olmaları gerçek anlamda “star” olmaları zamana bağlı.
Bugüne kadar birçok albüm ve single çalışmalarına imza attınız. Çeşitli ödüller aldınız. Şöyle bir geri dönüp baktığınızda kariyeriniz,hayatınız ve müzik çalışmalarınız için neler söylemek istersiniz?
Hala çalışmaya çalışıyorum hala kendimi geliştirmeye çalışıyorum, bu arada yılların nasıl geçtiğini anlamıyorum. Albümden single zamanına atladık ama hem 90 lar da hem de 2000 li yıllarda kalıcı olup tutunabilmek yeni nesil Z kuşağı tarafından da eski sevenlerimi de kaybetmeden hala onlara da hitap ediyor olmak. Hala doğru şeyler yaptığımı görüyorum ve heyecanımı paylaşabilmek çok güzel aynı frekansta buluşabiliyoruz.
10 yeni şarkının yer aldığı ‘’Gel De Sevme’’ isimli albümünüz DMC etiketiyle müzik marketlerde ve dijital platformlardaki yerini aldı. Öncelikle hayırlı olsun. Biraz albümünüzden bahsetmek isterim. Öncelikle kimlerle çalıştınız. Şu ana kadar gelen tepkiler nasıl?
Evet 1 yıl içerisinde 1 single ve 1 albüm çıkartmış oldum. Yani bu yeni albümde bir kere 10 şarkı 10 aranjör şeklinde çalıştık. Biz eskiden bir albümü bir aranjöre teslim ederlerdi. Fakat ben her şarkının ruhunu duygusunu karşılayacak farklı aranjörler tercih ettim. Her şarkıyı her aranjör hissetmeyebilir, yapmak istemeyebilir. Ben aranjör arkadaşlara hissedebilecekleri çalışmaktan keyif alabilecekleri şarkıları teslim ettim.
Çok titizlendiğimi düşünüyorum, bunlar bizim geleceğe yaptığımız yatırımlar ve ben her zaman işimle ilgile evimde avucumda ne varsa işime yatırmış bir insan olduğumu bunun için yaratıldığımı düşünüyorum işimi seviyorum. Benim dinleyici kitlemin sevenlerimin benden en iyi şeyleri duymayı hakkettiğini düşünüyorum. Besteci arkadaşlarım tanıyıp tanımadığınız benimle beraber tanıyacak olduğunuz arkadaşlarım var. İşimden daha çok ruhu dolu olana inanıyorum çok güzel yeni yetenekli besteci arkadaşlarım var ben mutlaka onlarında şarkılarını dinleyip taze duygularına eşlik etmeyi seviyorum.
Şarkı seçimlerinizi nelere dikkat ediyorsunuz ve hangi kriterlere göre yapıyorsunuz?
Gerçek olması, şarkıların yaşanmış olmasına dikkat ediyorum
Bu arada ekran ışığınız çok yüksek, görselliğiniz gayet başarılı tüm bunlara dayanarak müzik hayatınızın dışında oyunculuk ya da TV programı projelerinde de yer almayı düşünüyor musunuz?
Ekranı seviyorum, halkla aramda özel bir bağ olduğuna inanıyorum, tabii ki ilk işim şarkı söylemek ama ekranda bana uygun bir program olursa değerlendirme taraftarıyım her zaman.
Günümüzde dijital sektörün yaygınlaşmasıyla birlikte müzik sektörünün giderek dijitalleşmesini hatta müzik kanallarının bile dijitale geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz. Sizce avantaj ve dezavantajları var mı?
Aslında az öncede bahsettiğim gibi şöhret olmak artık çok kolay fakat burada işte kalıcı olmanın zaman alacağı, çok çabuk şöhret olabilirsiniz ama o starlaşma yakalanacak mı? Dijital dünyada çok şöhret çıkabilir ama star çıkması zor. O yüzden belki şöhret olmak kolay olabilir star olmak kolay değil.
Röportajımıza katılarak bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak Müzikonair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
Çok güzel ve takibi zevkli bir kanalsınız, hem doğru bilgileri veriyorsunuz. Hem de bunlarla beraber müzik camiasına çok tatlı analizlerde bulunuyorsunuz. Sizi takip eden herkese de sevgilerimi iletiyorum.