Düzce’ye bağlı Kaynaşlı ilçesinin Belediye Başkanı Birol Şahin, 22 yıl sonra 2. Lig’e çıkan Düzcespor’un şampiyonluk kutlamalarında şarkıcı Ece Seçkin’in konser verecek olmasına tepki göstermişti. Birol Şahin, “Kutlama için bir bayan şarkıcı getirmeleri Düzcespor’a ve Düzce’ye yakışmaz” demişti.
Seçkin, ”Sayın Şahin, bayan değil KADIN! Bu ülkenin 81 ilini şarkılar söyleyerek gezdim, gezmeye de devam edeceğim. Bu aşağılayıcı ve ayrımcı açıklamanızı şaşkınlıkla okudum. İnsanların konserime gelip müzik dinlemesinin muhafazakarlıkla ne alakası var konuyu nereye çekmek istiyorsunuz?” ifadelerini kullanmıştı.
Ardından Hande Yener’in de Batman’daki konserinin iptal olması için çağrı yapılmıştı.
İlgili Haber: https://muzikonair.com/ece-seckinden-sonra-hande-yener-hande-yener-konseri-iptal-edilsin-cagrisi-yaptilar/
Ece Seçkin, Ankara’da bulunan Başkent Üniversitesi’nin düzenlediği bahar şenliklerinde sahne aldı. Giydiği süper mini eteği ile de kadınlar sahneye çıkmasın diyenlere meydan okudu.
Neredeyse son bir yıldır kadınların sahnede giydiği kostümlerden başlayan eleştiriler “Kadınlar sahneye çıkmasın”a kadar geldi. Sanat camiasından sesler yükselse de bu eleştiriler özellikle konvensiyonel medyada açıkça isim verilerek tartışılmaya devam ediyor. Sadece şarkıcılar değil, kadın oyuncular da ciddi eleştiri oklarının hedefinde. Kadın oyuncuların, şarkıcıların fotoğrafları ekrana verilip açıkça vücutları inceleniyor ve bunun ahlaka aykırı olduğu söyleniyor.
Peki… Bu eleştirileri yapmak ahlaklı mı? Ya da kadın bedenini parçalara ayırıp göğüs dekoltesi detayından iç çamaşırı rengine kadar incelemek çok mu ahlaklı?
Eleştiri sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmek elbette bu noktada çok önemli. Nitekim eleştirirken eleştirdiğimiz şeyi de daha eleştirirken aynı anda yapıyor olmak büyük bir çelişki doğuruyor.
İlerleyen günlerde bu tartışmaların nerelere kadar uzanacağını aslında hep birlikte izleyerek basından okuyarak göreceğiz.