TRT FM’in deneyimli sunucularından Erhan Konuk, bu haftaki konuğumuz oldu!..
İŞTE O RÖPORTAJ!..
Özcan BEYLAN : Merhabalar Erhan bey uzun zamandır radyodan ses veriyorsunuz… Sizin öykünüz nasıl biraz anlatır mısınız?
Erhan KONUK : 1984 yılında Ankara Polis Radyosu’na başvurarak radyo – televizyon alanına amatör ama ilk ciddi adımı atmış oldum. 1985 yılında ilk radyo yayınını (bir arkadaşımla beraber) gerçekleştirdim. 1988 yılında TRT RADYO 3’deki ilk programım POP STÜDYOSU’na başladım. Günümüzde de bu programımı hazırlayıp sunmaya devam ediyorum. Bunun dışında TRT FM’de de STÜDYO TEMPO isimli bir başka programım var. Sonuç olarak 30 yıllık süre içinde bizzat imza attıklarım, konuk olduklarım, ekibine dahil olarak bölüm hazırladıklarımla beraber yaklaşık 5.000 (beşbin) radyo programıyla anılıyorum diyebilirim.
Özcan BEYLAN : Radyo Programcılığından yanında birde Televizyon Programcılığı yapıyorsunuz ikisini yapmak zor olmuyor mu ?
Erhan KONUK : Hayır zor olmuyor. Hayatınızı buna göre kurguladığınız, düzenli çalıştığınız ve yayıncılık sevginiz eksilmediği sürece hiç bir sorun olacağını düşünmüyorum. 1984 radyo, 1987 televizyona başladığım yıllar. Günümüze kadar kaba bir hesap yaparsak; radyoda 30 yıl televizyonda da 27 yıllık kariyerim var. Bir de şöyle bir özelliği var yayıncılığımın; her iki alanda da aynı anda, kesintisiz 25 sene yayın yapan Türkiye’deki tek kişiyim diyebilirim.
Özcan BEYLAN : ERhan bey iletişim fakültelerinde radyo programcılığı ve radyo prodüksiyonu dersleri veriyorsunuz,radyo programcılığı ve radyo prodüksiyonu dersi vermek nasıl bir duygu bahseder misiniz?
Erhan KONUK : Devlet veya vakıf üniversitelerinde bulunan iletişim fakültelerinde okuyan öğrencilerin en büyük eksiğinin, pratik olduğunu düşünüyorum. Aslında bunu genellediğimizde başka fakülteler ve/veya bölümler için de benzer sorunlarla karşılaşabiliriz. Bu noktadan hareketle üniversitede ders verme planımı gerçekleştirdim. Çünkü işin mutfağında çalışmaya başlamış, yıllarını böyle geçirmiş kişilerin, aday iletişimcilere mutlaka bilgilerini aktarmaları ve deneyimlerini paylaşmaları gerektiği inancındayım. Ders verdikten sonra bunun ne kadar isabetli bir karar olduğunu gördüm. Son 10 Yıldır İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde, bu yıl da Bilkent Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’nde ders vermeye başladım. Yani toplam üç üniversitede hocalık yapıyorum.
Özcan BEYLAN : Radyo camiasının içinde olan biri olarak geçmişten günümüze Radyoculuğun geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erhan KONUK : Radyonun ve radyoculuğun geçmişten günümüze kadar gelişi ile ilgili olarak, çok büyük mesafe kateldiğini, teknoloji ile son derece uyumlu bir görüntü çizdiğinden bahsedebilirim. Radyonun ve radyoculuğun en iyi olduğu ve doğal olarak yapıldığı iki ülke Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’dir. Aslında olması gereken radyonun kimliği üzerinden işin yürümesidir. Yani formatın bir radyodaki en önemli unsur olduğunun bilinmesi ve hissettirilmesidir. Çünkü daha sonraki uygulamalar hep format referanslı olarak gerçekleşir. Dünyada müzik ve/veya konuşma radyosu olarak hizmet veren radyolarla, Türkiye’deki örnekleri karşılaştırdığımızda yayın kalitesi, teknolojinin kullanımı, Dj, yapımcı, sunucu anlamında dramatik farklılıklara rastlamanız zordur. Ancak format uygulanması konusunda olumlu örnekler olmasına rağmen, biraz daha mesafe almamız gerekmektedir.
Özcan BEYLAN : Özellikle soruyorum Radyoculuk mu daha iyi yoksa televizyonculuk mu?
Erhan KONUK : Ben radyoyla iletişim sektörüne giren biri olarak ilk göz ağrım radyoyu tercih ederim. Ama bu %51 radyo, %49 televizyon şeklindedir. Televizyonda da çok keyifli çalışmalar yaptım ve daha bir çok uluslararası projem vardır. Bunun da bilinmesini isterim.
Özcan BEYLAN : Erhan bey boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erhan KONUK : Boş zamanım olduğunda yine iletişimle geçiriyorum. Nasıl mı? İşim ile ilgili olarak yani. Meslek ziyaretlerim oluyor. Başka şehirlerde ve/veya ülkelerde bulunan hem arkadaşlarım hem de meslektaşlarımla konuşuyorum. E-posta veya diğer iletişim enstrümanlarıyla haberleşiyorum. Hem radyoda hem de televizyonda konuklu programlar yaptığım için, yeni bölümlere davet etmeyi düşündüğüm muhtemel ünlülerle ilgili araştırma ve iletişim çalışmalarım oluyor. Bu arada eşime ve çocuklarıma da zaman ayırıyorum. İki oğlumuz var. Büyük olan üniversitede, küçük ise lisede. Eşim ile beraber çocukların geleceğiyle ilgili kurgumuz devam ediyor. Hem eğitim hem de sosyal yönden güçlü olmalarını istiyoruz. Dil öğrenmeleri için büyük çaba harcadık ve başardık diyebilirim. Çünkü ilerde hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, mutlaka sosyal olmaları ve dil bilmeleriyle fark yaratacakları inancındayız.
Sinema, siyaset, genel kültüre ait herşey ilgimi çeker ve bu yönde de boş zaman yaratmaya gayret ederim.
Özcan BEYLAN : Radyo programcılığına yeni başlamış ya da başlayacaklara tavsiyeleriniz nelerdir?
Erhan KONUK : Radyo diye sormuşsunuz ama ben bu soruyu radyo ve televizyon programcılığına veya yayıncılığına yeni başlamış veya başlayacaklar için cevaplayayım. Bence en önemli husus işi sevmektir. Her alanda olduğu gibi sevgi birinci sırada gelir. Ardından istikrar geliyor. Uzun vadeli olarak bu konuda çalışmak istiyorlarsa, işin uzmanı olmaları ve bunu uzun yıllara yayarak, kendilerini bilimin, tekniğin yenilikleriyle destekleyerek ve güncelleyerek daima yeni ve çağdaş kalarak bunu başarabilirler. Bir de çok önemli bir konu var. O da işin püf noktalarını usta sıfatıyla, mesleğe yeni başlayanlarla paylaşmaları ve bu konuda bonkör davranmalarıdır. Paylaşılmayan bilgi değerli değildir. Bu unutulmamalıdır.
Özcan BEYLAN : Erhan Bey özellikle soruyorum TRT radyolarında bugüne kadar kaç tane programınız var programınızdan bilenler ve bilmeyenler için bahseder misiniz?
Erhan KONUK : Radyoda 5.000 (beşbin), televizyonda ise 2.000 (ikibin) civarında program yaptım. Radyoda bu sayıya 5 (beş) programla, televizyonda ise 9 (dokuz) programla ulaştım.
Özcan BEYLAN : Son olarak Müzikonair sitesi hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Erhan KONUK : Muzikonair sitesini inceledim. Birçok alanda ihtiyaçlara cevap veren, derli toplu, rahat ulaşılabilir ve bu alanda örnek alınabilecek bir müzik ve eğlence sitesi. Emeği geçenlerin ellerine sağlık.
Röportaj : Özcan Beylan, Ahmet Bayram Yandım, MüzikOnair