MüzikMüzik Haber

Gülşen Hakim Karşısına Çıktı: Giyimim Kuşamım Nedeniyle Hedef Gösterildim!

Orkestra arkadaşıyla şakalaşırken kullandığı bir ifade nedeniyle hedef gösterilip dört gün tutuklu kalan şarkıcı Gülşen’in davası, İstanbul 11’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme, Gülşen’in karakola imza verme zorunluluğunu kaldırırken yurtdışı çıkış yasağının devamına karar verdi. Bir sonraki mahkeme 21 Aralık’ta. Gülşen, İstanbul 11’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya avukatlarıyla katıldı.

Gülşen’in avukatlarından Celal Ülgen, yaklaşık 130 kişinin şikayet dilekçesini geri çektiğini söyledi. Gülşen’in özründen dolayı şikayetini geri çektiğini söyleyen kişilerden bazıları salondaydı.

‘Şakalaşmadan İbarettir!’

İşte Gülşen’in savunması;

”Suçsuzum. Yargılama sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahnede bir arkadaşımla şakalaşmamdan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerimin arasına karışmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olamayacağı için sahnedeki arkadaşlarımın birinden beni seyircilerimin arasına taşımasını rica ettim. Sahnedeki başka bir arkadaşım yine aramızdaki şakalaşma sonucunda ‘seni imam taşısın’ dedi. ‘İmam’ da bu lakapla anılan bir arkadaşımızdır, bu lakabın benim bildiğim özel bir anlamı yok. Kendisini bu şekilde tanıdım, sahne şovlarında da sıklıkla şakalaştığım bir arkadaşımdır. Bu lakabın kelime olarak zihnimde eşleştiği bir kalıp olmasından ötürü plansız ve hesapsız bir şakayla yanıt verdim. Sadece bir kişiye karşı sahne heyecanının getirdiği refleksle söylenmiş bir şey ve sahnedeki iki kişi arasında geçen bir diyalog. Şaka da ‘kendisi’ diye bitmektedir. Bunu söylerken ne bir üçüncü şahıs ne bir sosyal sınıf ne de bir kesimi hedefledim. Diyalog o kadardı ve orada sonlandı. Bunu seyirciye dönüp söylemedim, tekrarlamadım, alkışlatmadım, altını çizmedim. Sonrasında bir tanıtım amacıyla paylaşmadım. Dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa sevk edecek bir tavır kullanmadım. Bu konuda kendi vicdanımda hürüm, üzerime atılı suçu işlemedim ve kabul etmiyorum. Sadece iki kişi arasında geçen bu sıfat nedense hedefe oturtuldu. Bu sebeple yine de değerlerini incitmiş olabileceğini düşündüğüm herkesten samimiyetle özür diledim. Sıklıkla tanık olduğumuz sapkınlık zaten kanayan yaramız, ama ben bu yarayı sağduyulu bir vatandaş olarak taşıyorum. Sadece aynı zamanda tanık da değilim, mesleki duruşumun bir bedeli olarak mağduruyum da.

‘Giyim kuşamım nedeniyle hedef gösterildim’

Kadınlığım, anneliğim, bedenim, eşliğim ve giyim kuşamım nedeniyle sözlü olarak defalarca linç ve istismara uğradım ve hatta hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde özgürce dile getirmekten çekinen biri olmadım. Şu anda da değilim, tekrar etmek isterim ki sahnedeki şaka toplumsal duyarlılığımın bir tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasında geçen bir şakaydı, bir açıklama demeç ya da görüş bildirmek için değildi.

‘Videonun dört ay sonra yayınlanması manidar’

Ancak öyleymiş gibi gösterildi. Bunun böyle olmadığını videoyu izleyen herkes gördü ve görecektir. Gerek zamanlaması, gerek yayılması, benim nezdimde manipülatif ve manidardır. Manidardır çünkü söz konusu konserin tarihi 30 Nisan, videonun yayılma tarihi 24 Ağustos’tur. Arada tam dört ay var. Videonun dört ay sonra ortaya çıkarılması yayılması, aynı gece linç kampanyasının başlatılması, gözaltına alınmam ve tutuklanmam sadece bir gün sürdü.

‘Hayatta Gülşen olarak var olmam cezalandırılıyor’

Ben ne yalan söyleyeyim hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum. Maddi kısmını tamamen geçtim, manevi olarak inanılmaz orantısız bedellere maruz bırakıldım. Beş günü Bakırköy cezaevinde, 15 gün evde olmak üzere toplam 20 gün hapis cezası aldım. Ama asıl tutsaklığım çocuğuma kavuşamamaktı. Çocuğum üç yıldır İspanya’da okuyor, anne-çocuk ilişkisini yaşayamıyorum, onun yanında olamıyorum. Çünkü beş yaşındaki çocuğum annesi varken annesiz, o benden mahrum ben de ondan mahrumum. Maddi kısmına gelecek olursak, belirsizlik nedeniyle 50 küsur konserim iptal edildi. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Bu iptaller madden birçok kişiyi de etkilediği için mağduriyetlerini de üstlendim. Yurtdışı konserlerini de yapamıyorum yurtdışı çıkış yasağı nedeniyle. Bu mağduriyetin sona ermesi en büyük dileğim. Bunu ailem, iş arkadaşlarım ve adalet isteyen herkes için istiyorum.”

Savcı, derhal beraat talebinin reddine karar verilmesini, davaya konu sözlerin bulunduğu CD’nin bilirkişiye gönderilmesini istedi. Ayrıca savcı, ‘imam’ lakaplı kişinin tanık olarak dinlenmesi talebinin bilirkişi incelemesinden sonra değerlendirilmesini, suçtan zarar görme ihtimali nedeniyle müştekilerin müdahillik taleplerinin kabul edilmesini ve adli kontrol uygulamasının devamına karar verilmesini istedi.

Aranın ardından mahkeme, davaya konu sözlerin bulunduğu CD’nin bilirkişiye verilmesine, derhal beraat talebinin reddine, Gülşen’in duruşmalardan muaf tutulmasına, tanık dinlenmesinin ve müdahillik taleplerinin bir sonraki duruşma değerlendirilmesine karar verdi. Gülşen’in karakola imza verme zorunluluğu kaldırıldı ancak yurtdışı çıkış yasağının devamına karar verildi.

Bir sonraki duruşma 21 Aralık saat 10:00’da yapılacak. davada verilen ara kararla ‘en yakın karakola imza verme’ şeklindeki adli kontrol kaldırılırken yurt dışına çıkış yasağının devamına karar verildi.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu