Tarkan’ı dünyaya tanıtan kişi Süheyl Atay, Magazin Noteri’ne konuk oldu. Programda Hadise’nin Türkiye’ye ilk geldiği andan Eurovision’a kadar uzanan yolculuğunu anlattı.
Eurovision ve Hadise’nin Hikayesi Böyle Başladı
Süheyl Atay, Hadise ile nasıl tanıştığını şu sözlerle anlattı: “Hadise ile küçük bir kızken tanıştık. Belçika menajerleri bana neden Hadise ile çalışmak istiyorsunuz diye sordu. Buna uyuz oldum çünkü sınıyorlar gibi geldi. Bu menajerler beni ezmeye falan çalıştı. Bende onlara Sizinle çalışmaya başladığımda 7gün’ün reklam yüzü yaparım dedim. Üçüncü yıl ben Hadise’yi Eurovisiona götürürüm dedim. Bunlar Eurovision’u duyunca öyle kaldılar. 2006 yılı gibi konuştuk bunları. Eurovision ve Hadisenin hikayesi böyle başladı. “
Hadisenin Elleri Titriyordu
“Hadise ile ilk tanıştığımızda Hadise’nin heyecandan eli titriyordu. Neden ‘ellerin titriyor?’ diye sordum. ‘Sizinle tanıştığım için çok heycanlıyım’ dedi. Bu bir böbürlenme değil. İşte bu heyecanlı, genç bir şarkıcının profiliydi.”
Aman Süheyl Bey Kıyafet Çok Önemli
Süheyl Atay, Eurovision sürecinde TRT ile olan anlaşmalarını şöyle anlattı:
“TRT ile anlaşma yapıyoruz, TRT yöneticileri bizi, Hadiseyi çok sevdi. Daha görüşmeler sırasında ‘Aman Süheyl Bey kıyafet çok önemli, kıyafete dikkat edelim’ diyorlardı. Biz de ‘Merak etmeyin dikkat edeceğiz. Ama siz de bir kadınla katıldığınız için gurur duyun, siz de kafalardaki TRT sansürcüdür algısını yıkın’ diyoruz. Biz TRT’nin muhafazakar görülen 2 yöneticisiyle yemeğe çıktık ve Hadise ile ben şarap içtik. Öyle bir saygı ortamı vardı. Ama işte bunlar bir rüyaymış. Bu işin bir de kabus kısmı varmış.”
Süheyl Atay sözlerine devam ediyor: “TRT herkese bir bütçe ayırıyor. Bize verilen bütçenin bir kısmını alamadık. Bize karşı bir tavırdan dolayı. Ama aldığımız bütçenin hiçbir kuruşu benim veya ekibimin bir tane sandviç parasına gitmedi. Onların hepsi Hadise’nin, ablasının ve Belçika tayfasının gelişine, gidişine, şu ana kadar hiçbir Türkiye Eurovision yrarışmacısının yapmadığı harcamalarına gitti. Biz o yıl, Andora’dan, İspanya’dan, Malta’dan puan aldık. Biz oralara gittiğimiz için oy aldık. Hiçbir Türk yarışmacı oralardan puan almadı. Biz oralara 30 arabalık konvoy ile gittik.”
Gülü Seven Dikenine Katlanır
Süheyl Atay, Eurovision sürecinde Sinan Akçıl ile çalışmasını anlatıyor:
“Sinan Akçıl, çok mütevazi bir çocuktur. Bana en iyi bestecileri say deseniz Erdem kınay, Ozan Doğulu, Mustafa Ceceli, Volga Tamöz gibi isimleri söylerim. Ama benim aklımda bir tek Sinan Akçıl var. Türkiye’nin en büyük aranjörlerinden birisi denmiyor onun için. Kendisine telefon ettim, çok sevindi. Teşekkür etti. Ama biraz hızlı ol dedim. Onun için yavaş diyorlardı çünkü. 15 gün süre verdim Sinan’a. Sinan tam 15 günün sonunda bana şarkıyı verdi. Abartmıyorum çocuk tekerlemesi gibi bir şey verdi. Ben bunu Mustafa Ceceli’ye dinlettim yorumunu almak için ve Mustrafa Ceceli dedi ki ‘Sinan’la yürü, tam eurovision formatı.'”
Hadise ve Sinan Akçıl’ın Olaylı İlişkisi
Süheyl Atay, Sinan Akçıl ve Hadise birlikteliğine “Tabi ki birlikteydi” cevabını verdi. Ardından programın ilerleyen kısımlarında devam etti ilişkileri hakkında bilgi vermeye:
“Hadise ve Sinan Akçıl’In ilişkilerine ablası Hülya müdahale ediyordu. Sinan, Hadise’yi çok yıprattı, çok üzdü. Eurovision için resmi klibin çekileceği gün Sinan, Hadise’yi evden kovdu. Hadise bir gün beni ağlayarak aradı ve ‘Sinan beni tartakladı’ dedi. Ben de Sinan’ı aradım ve ‘Sen neden önplanda olmak istiyorsun?’ diye sordum.
Hülya Açıkgöz Sorunu
Süheyl Atay, Hadise’nin ablası ile olan sorunlarını, Hadise’yi nasıl kötü etkilediğini şöyle anlattı:
“Bu işin en başlarında olayın baş kahramanı Hadise’ydi. Eurovision süreci boyunca, mayısa kadar her şeyi ben yönettim. Ardından baş kahramanlar Hülya Açıkgöz ve Sinan Akçıl oldu. Bir gün Süreç Film’den bizi aradılar ve Hadise ile dizi çekmek için görüşmek istediler. Gittiğimizde iki kardeşin hikayesini anlatan bir dizide Hadise’nin çok iyi oynayacağını söylediler. Hadise çıktığımızda arabaya yürürken birden ağlamaya başladı. Ne olduğunu anlamadım, sakinleştiremedim de. Sakinleştiğinde ise ‘Bu dizi benim hikayem’ dedi. Çünkü başarılı, parlak bir kız kardeş ile kıskanç bir kız kardeşin hayatını anlatıyordu dizi. İşte Hülya ile ilişkileri böyleydi.”
Süheyl Atay, Hadisenin Eurovision kostümü için şu yorumları yaptı ve Hülya Açıkgöz’ün parmağı olduğunu ima etti:
“Türkiye’nin en iyi stylingleri Hadise ile çalışmak istedi. Hadise ise bir styling ile çalışmak istedi.’ Emin misin?’ diye sorduğumda ‘Evet eminim’ dedi. O kostüm hiç hayal etmediğimiz bir şekilde ortaya çıktı. Hiç istemedik, değiştirebiliriz dedik. Ama öyle kaldı.”
Eurovision’da Kıyafet Problemi
Atay, Eurovision’daki en büyük sıkıntılardan birisi olan kıyafet konusunu anlattı:
“Eurovision’un hemen öncesi ikinci klibimizde TRT’den Zeynel bey aradı ve ‘N’aptınız siz böyle?’ dedi. ‘Kızın her yeri apaçık duruyor’ dedi. Bizde ‘nerelerde revize istiyorsunuz, biz onları halledelim’ dedik. Hadise çok üzüldü ve Kültür Bakanı Ertuğrul Bey’e gidip şunları söyledi ‘Biz her şeye saygı duyduk, taviz verdik. Ama bizi öyle bir notkaya getirdiler ki biz klibi götüremiyoruz’ dedi. Ertuğrul bey, klibi izlemek istedi ve ardından beğendi. TRT genel müdürü İbrahim Şahin’i aradı ve ‘Bu klipte ne var?’ dedi. O durum aslında bizim TRT ile olan ilişkimizin kırılma anı oldu. Şikayet gibi algılandı.”
Biz Hadise ile Küs Ayrıldık
Süheyl Atay kendisine sorulan ‘Hadiseyle bir daha bir araya geldiniz mi?’ sorusuna şu cevabı verdi:
“Biz Hadise ile küs ayrıldık. Hadise benden sonra Hülya ile devam edeceğini açıklamıştı. Veda toplantısı ayarladık. Hülya’nın Hadise’yi toplantıya bir getirişi var. Hadise toplantı boyunca bize soğuk baktı ve gözlüklerini bile çıkarmadı. Zaten Hülya artık bize sıkıntı ve nefretle bakıyordu. Yani ablası sayesinde çok sevimsiz bir ayrılış yaşadık. Biz o görüşmeden sonra Hadise’nin yolunu açmak için tüm sorumluluğu aldık. Hadise’nin Eurovision’da performansının düşük olmasına ve sesinin çıkmamasına seçtiği yeteneksiz adamlar, ablası ve sevgilisi sebep oldu. İşte biz tüm okları kendi üstümüze aldık.”
“Bundan 2-3 yıl önce bizim bir konserimize geldi. Yanına gittim. Bir hamle attım ve elimi uzattım. Dışarıdan çok anlamsız gibi olan ama aslında bence onun için anlamı olan bir hareket yaptı. İki dakika bana sarıldı kaldı. ‘Senin burada olabileceğini tahmin etmiştim, seni hala çok seviyorum’ dedi.”
Bizi Harcayacağına Git Ablanı Harca, Sinan’ı Harca
Süheyl Atay, Hadise’nin bir röportajındaki açıklamasını şöyle anlatıyor:
“Hadise bir röportajında ‘Eurovision çok yorucu bir süreçti, keşke masaya yumruğumu vursaydım’ dedi. Oysa biz onu her gittiğimiz şehirde prensesler gibi baktık, ne konserler verdi ne başka bir şey yaptı. Bu ucuz yorumdan sonra ben de dedim ki benim artık bununla işim olmaz. Bizi harcayacağına git sinanı harca, ablanı harca.”
Bence Artık Hadise’nin Kariyeri Yok
Süheyl Atay, Hadise’nin günümüzdeki olaylarını ve kariyerini yorumladı:
“Hadise’nin kariyeri kırmızı koltukta dönen kız kariyeridir. Ben son olayları sadece üzülerek izliyorum. Hayatında bir dönem babası gibi duruyordum. Buralardaki bazı yerlere girmemeliydi, bunları yapmamalıydı. Benim yorumum yok. Hayat bu, kendi seçimi. Ama kariyeri bitti. Ben onunla dünyayı hayal ettim. Ben Tarkanla dünyaya yürüdüm ve dünyaya yürüyecek ikinci insanı Hadise olarak seçmiştim. Ama olmadı. Hadise Türkiye’te geldikten 3 yıl sonra onu Eurovision’a götürdüm. O hala o kredileri kullanıyor. O kredilerle etrafta konserler veriyor.”
Bir Daha Kimseyi Eurovision’a Götürmem
Süheyl Atay, Eurovision süreci hakkında şu yorumları yapıyor:
“Bir daha kimseyi Eurovision’a götürmem. Yaralayan bir süreç orası. Katılan herkes büyük yara almıştır. Manga fan kaybetmiştir, Kenan Doğulu irtifa kaybetmiştir. Bütün bunların yorgunluklarla çok alakası var. Çok renkli bir süreç Eurovision. Ama çok hayırlı bir süreç değil. Hadise’nin yüzündeki yaraları düşünün, bağışıklığı düşmüştü. Final günü yüzündeki yaralar bitti.”