MESAM üyesi ünlü müzisyen ve şan eğitmeni Metin Okutan, Müzik OnAir’a özel çarpıcı açıklamalarda bulundu. Metin Okutan, müzik piyasasını isim vererek sert bir dille eleştirdi. Okutan, Mabel Matiz için ‘Sesi kargadan bile kötü’ Tuna Kiremitçi için, ‘Yazarlığı peş para etmeyen adam’ ifadesini kullandı.
Ünlü müzisyen ayrıca ‘Rap müzik saçmalığında Ben Fero ve Reynmen dinleyen bir toplum, Aleyna Tilki’yi sanatçı zanneden bir insan topluluğu, Bilal Sonses dinleyen bir varoş grubu benim müzik bilgimi sınayamaz, konuşamaz, cümle dahi kuramaz.’ açıklamasında bulundu.
İşte Metin Okutan’ın o ifadeleri;
Çok düşündüm yazıp yazmamayı, biri kırılır üzülür mü acaba diye. Sonra dedim kendi kendime kırılan kırılsın üzülen üzülsün. Kaliteden anlamayan varsın kırılsın dökülsün.
Ömrünün son 30 yılını müzikle geçiren biri olarak tecrübenin en değerli vasıf olduğuna adım gibi emin olduğumdan yazmaya karar verdim.
Bir döneme kadar herkesin müzik tercihine sonsuz saygım vardı. Ama artık saygım falanda yok. Çünkü müzik adına yapılan saygısızlıklar beni çileden çıkardı. Bana diyorlar ki hoca sende hiçbir şeyi beğenmiyorsun. Evet beğenmiyorum var mı itirazı olan? Bana bunu söylemek için bile önce siz benim gibi onlarca sanatçı ve müzik adamı ile çalışacaksınız.Sizin sokakta görüp selfie çektirdiğiniz adamların bir çoğunun albümlerinde ben varım haberiniz var mı? Elinde bira şişesiyle kız tavlamak için gece klüplerine giden hacivat sakallı makosen ayakkabıyı çıplak ayak giyen soket çoraplı tiplerin meşhur ettiği şarkıcı müsveddeleri var bu ülkede.
Kargadan bile sesi kötü olan Mabel Matiz dinleyen bir gençlik, yazarlığı bile beş para etmeyen Tuna Kiremitçi dinleyen bir adam, rap müzik saçmalığında Ben Fero ve Reynmen dinleyen bir toplum, Aleyna Tilki’yi sanatçı zanneden bir insan topluluğu, Bilal Sonses dinleyen bir varoş grubu benim müzik bilgimi sınayamaz, konuşamaz, cümle dahi kuramaz.
Şimdi müzik ve konser dediğinizde akla gelen ya bu yazdığım zibidiler ya da halay isteyen üç ayak isteyen bir toplum olduk. Kalitesizlik diz boyu değil artık. Boyu aşmış geçmiş.
Neşet Ertaş’ın ‘ben öğrencinin cebindeki sigara parasını almam’ diyerek bedava konserler verip borç ve yokluk içerisinde öldüğü bu ülkede; bu yazdığım zibidilerin milyonlar kazandığı bir Türkiye’de kimse bana müzikten,sanattan bahsetmesin.
Türkiye’de yüzlerce profesyonel binlerce amatör ama dünya kalitesinde müzisyenler var ve maalesef üzüntüyle tabloyu seyrediyorlar. Bestecilerinde şevki kaçtı artık üretmiyorlar kaliteli şarkıları. Soytarının biri Türkiye’nin en iyi bestecisi ilan ediyor kendini.Karga sesli bir şarkıcı abartı alkışlar alıyor utanmadan. Biri göz göre göre beddua ediyor şarkıda, öbürü küfür ediyor insanlar alkışlıyor dehşete düşüyorum, popülerlik diyorlar adına ve o bizim medyamızda sadece onlara destek olunca; vay halimize.
Piyasa çakma Haktan ve Ümit Yaşar dolu. Taklitlerden sakının arkadaşlar. Zaten taklit etmeyi de beceremiyorlar. Burnunda antrikot varmış gibi şarkı söyleyen tipleri bir halt zannetmeyin. Eskileri geçtik yeni doğan veya genç nesil nasıl öğrenecek kaliteyi?Ümidim gün geçtikçe azalıyor ne yazık ki, daha çok bekleyeceğiz anlaşılan. Sanatçı denen kişinin son albümü bir önceki albümden daha kaliteli olmalı ama nerde? Bilerek daha kalitesiz yapıyorlar. Nasıl olsa halk ancak bundan anlar diyerek. Çok üzücü.
Ustam hep derdi ki. Türkiye’nin %80 ni müzikten anlamaz. Doğru söylüyormuş. Anlamadıklarını, kimlere prim verip alkış tuttuklarını görüyoruz zaten acı bir şekilde.
Türk Sanat Musikisini bile duymaya tahammülü olmayan bir insan topluluğu var. Bir müzisyen bile bir şarkıyı prova edeceği zaman şarkının sahibinden ya da icra eden sanatçıdan değil de; o eseri icra etmiş daha doğrusu icra etmeye çalışmış müzik yarışmalarına katılan zibidilerden dinliyorlar, onlardan medet umuyorlar. Son yıllarda modern arabesk diye bir tür türedi. Nedir modern arabesk? Alt yapısı günümüz soundu ile süslenmiş icra edenin burnunda et varmış gibi söylediği tekerleme türünde bir müzik. Ben buna karşı değilim esasında. Benim karşı olduğum bunları söyleyen şarkıcı müsveddeleri ve bunlara prim veren müzikten bir haber toplum.
Bir tanesi almış eline gitarı, öğrenmiş beş tane akor bana hava atıyor aklınca. Bir tanesi oturmuş piyanoya okulda öğrendiği çevrimleri bana satmaya kalkıyor. Beyler sizin o yeni öğrendiklerinizi ben unuttum. Başka şeylerle gelin bana. Senin çevrim diye bastığın akoru ben beş kere çevirip taahhüt’lü iade ederim sana. Senin o sırada salyaların akarken ben makamı armoni ile yürütürüm bildiğini de unutursun sonra. Adam daha do majör gamını bilmiyor, ama sorarsan en büyük müzisyen. Bir konuda anlaşalım. Birincisi; enstrüman çalmayan ya da çalamayan bir kişiyi müzisyenden saymam. İkincisi müzik adına bir meslek birliğine üye olmayan herhangi bir müzisyeni de sanatçıdan saymam. Yalnız burada küçük bir ayrıntı var. Eğer sadece enstrüman çalan biri herhangi bir meslek birliğine üye olmayabilir. Sonuçta o da bir sanatçıdır. O sanatçının da icraatlarına bakarım öyle sanatçı derim. Düğünden düğüne koşup halaylar, üç ayaklar ve erik dalı tarzında müzik yapan bir enstrümanisti ben zaten sanatçıdan saymam. Kimse kusura bakmasın, alınmasın.
Benim bir lafım vardır. ‘Müzik öğrenmekle bitmez’ derim hep.
Ben hala çalışıyorum hala öğreniyorum. 6 yaşından beri piyano çalıyorum, 30 yıldır da bu işten ekmek yiyorum ve hala günde iki saat enstrümanımla zaman geçiriyorum. Bu yazdıklarım için varsın bana ukala desinler varsın bana çokbilmiş desinler.
Evet artık ukalayım ve çok bilmişim. Var mı itirazı olan? Bana ukala ve çokbilmiş diyebilmek için önce benim kariyerime ulaşacaksın, benim kariyerimi geçeceksin ben öyle ciddiye alırım eleştiriyi. Yani önce boynuz kulağı geçecek. Ben o zaman önümü iliklerim.
Senin bilet alıp izlemeye gittiğin hayranı olduğun adamlarla ben kuliste oturup kalkıyorum. Sen fotoğraf çektirmek için kapıyı çalarken ben onlarla içeride gırgır yapıyorum.
Bu arada şunu belirteyim. Benim lafım kimseye değil. Çünkü yazı şekline baktım sanki birilerini hedef almış izlenimi doğuyor yazıda.Hayır; kimseyi hedef almıyorum. Sadece konuşma dilinde yazdığım için öyle algılanabilir.
Hepiniz kalın sağlıcakla. Kaliteli müzik dinleyin. İki bira ile dinlenen dinlerken ellerinizi havaya kaldırtan şarkıcıları dinlemeyin. Oturarak dinlenen yerlere gidin. Dinlerken sizi sandalyeye mıhlatan sanatçıları dinleyin.
Hepinize sevgilerimleMetin Okutan