Yarışmaya katılarak temsil etmekten keyif aldığım Glam Metal ve AOR tarzını ülkeme tanıtmak istedim. Daha fazla insana ulaşmak amacıyla yaptım bu işi. Geriye dönüp baktığımda iyi ki yapmışım diyorum, sonuç beni yeterince tatmin etti.
Bartu Gülhan kimdir, müzik sektörüne nasıl giriş yaptı biraz tanıyalım?
7 Mart 1991’de İstanbul’da doğdum. 9 yaşında Rock müzik dinlemeye başladım. Ortaokulda ilk stüdyo deneyimimi gerçekleştirdim. İlk sahneme lise yıllarımda çıktım. Yaklaşık 9 senedir çeşitli şehir ve mekanlarda sahne alıyorum. Glam Metal ve AOR tarzlarını dinlemek ve icra etmek en büyük tutkum. 2018-2019 sezonu O Ses Türkiye yarışmasında finale kalarak single yapma imkanı buldum ve profesyonel müzik kariyerime başlamış oldum.
O Ses Türkiye deneyimlerinizi bize anlatır mısınız?
O Ses Türkiye’ye katılmam benim için bir dönüm noktası oldu. Yarışmaya katılarak temsil etmekten keyif aldığım Glam Metal ve AOR tarzını ülkeme tanıtmak istedim. Daha fazla insana ulaşmak amacıyla yaptım bu işi. Geriye dönüp baktığımda iyi ki yapmışım diyorum, sonuç beni yeterince tatmin etti. Bunun dışında farklı türleri temsil eden yetenekli pek çok değerli sesle tanışma ve arkadaş olma fırsatı yakaladım, bu süreç de çok keyifliydi. Murat Boz ve Sinem Hoca ile çalışmak vokal gelişimim açısından öğretici oldu, yarışma boyunca faydalı tavsiyelerde bulundular. Tarık Sezer ve orkestrasıyla O Ses Türkiye sahnesinde daha önce hiç çalınmamış glam metal parçalarını hem stüdyodaki seyirciler hem de TV başındaki milyonların önünde icra etmek çok heyecan verici ve konfor alanımdan çıkmamı sağlayan güzel bir deneyimdi.
Son çalışmanızdan biraz bize bahseder misiniz?
5 Temmuz Cuma günü Universal Müzik etiketi ile ilk single’ım She’s Gone tüm dijital platformlarda beğeninize sunuldu. Sevdiğim gruplardan biri olan Steelheart’ın parçasını seslendirmek benim için büyük bir onur ve gurur kaynağı oldu. Bu zor parçayı seçmemizdeki sebep O Ses Türkiye’de çok beğenilmesi ve halihazırda o dönemin en iyi ballad’larından birisi olmasıydı. Ayrıca Marie Curie’z adı altında Glam Metal ve AOR yaptığımız bir grubumuz mevcut. Onun dışında Bartu Gülhan adı altında konserler verdiğimiz Hard Rock ve Heavy Metal ağırlıklı bir repertuvara sahip ayrı bir grubumuz daha bulunmakta. İki grubumuzla da sahne performanslarımız devam ediyor.
Son zamanlarda bazı sanatçılar albüm çıkarmak mı asla diyor bunu neye bağlıyorsunuz müzik sektörünün içinde bulunduğu durum hakkında neler düşünüyorsunuz?
Son zamanlarda albüm çıkarılmamasının sebebi bana göre, hızlı tüketim çağında yaşamamız ve popülist kültüre uygun hit parça üretilmesi ile tek şarkı üzerinden sağlam geri dönüşler kazanılıyor olması. Bu yüzden albüm yerine single tercih ediliyor. Ayrıca albümün maliyetli ve single’a göre uzun süreli bir iş olması şu anki sektörde dezavantaj. Fakat bana göre single dönemi de yavaş yavaş geride kalıyor, EP tarzı albümler daha fazla avantaj sağlayacak. Çünkü tek parçanın tutmama ihtimali daha yüksek. Dinleyicilerin bu kadar hızlı tükettiği bir dönemde tek bir single yerine birkaç parça ile sektöre ürün sunmak avantajlı olacaktır.
Youtube kanalınız da canlı performanslarınızı yayınlıyor musunuz? Youtube’daki sahte tık olayları hakkında neler düşünüyorsunuz Youtube albüm/single satışlarınızı etkiliyor mu?
Youtube kanalımı şu an aktif olarak kullanmıyorum fakat Youtube için düşündüğüm önemli bir projem var, uzun vadede onu hayata geçirmek istiyorum, şimdilik sürpriz olarak kalsın. Sahte tık olayı kesinlikle onayladığım bir durum değil. Parası olanın yukarılara tırmandığı bir sistem haksız rekabetten başka bir şey değil. Kişilerin ve eserlerin kalitesi ile tıklanma veya görüntülenme almasını tercih ederim. Youtube bir müzisyenin daha çok duyulması için hala en çok tercih edilen dijital platform.
Son zamanlarda sanat eğitimi almayanlar da single çıkarıyor bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Benim savunduğum, herkesin en iyi bildiği işi yapmasıdır ve bu iş ne olursa olsun bunun eğitimini almalı ve kendimizi geliştirmeliyiz. Onun dışında doktor olanın doktor, manken olanın manken, şarkıcı olanın şarkıcı olmasından yanayım. Herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum.
Fan Grubunuz var mı onlara neler söylemek istersiniz?
Evet, O Ses Türkiye sonrası tatlı bir fan grubum oluştu. Onlara beni destekledikleri, beni karşılıksız sevdikleri ve yaptığım işe ve tarza saygı duyup beni böyle kabul ettikleri için çok teşekkür ediyorum. İyi ki varlar!
Konserlerinizi etkinliklerinizi öğrenmek isteyenler size nereden ulaşabilecek?
Konserlerimi ve etkinlikleri öğrenmek isteyenler en fazla aktif olduğum sosyal medya platformu olan Instagram’dan beni takip edebilirler. Onun dışında Facebook ve Twitter’dan da bana ulaşabilirler.
Müzik dışında başka aktiviteleriniz var mı? Bartu Gülhan müzik dışında neler yapar?
Müzik dışında gastronomiye ilgim var. Yemek yapmayı ve tatmayı çok seviyorum, hatta bununla alakalı bir eğitim de aldım zamanında. Kitap okumayı çok severim, özellikle dünya edebiyatı ilgi alanım. Stefan Zweig, Gabriel Garcia Marquez, Jose Saramao, Chuck Palahniuk, Thomas Mann sevdiğim yazarlar. Dizi-film-belgesel izlemeyi ayrıca seviyorum, Martin Scorsese’ye buradan selam olsun. Onun dışında futbol ile haşır neşirim, sıkı bir takipçisiyim bu spor dalının. Ve tabii ki büyük bir müzik arşivim var, diskografi şeklinde kendi tarzımdaki her albümü dinlemeye çalıyorum, benim için büyük bir hastalık bu.
Mutfakla aranız nasıl? Dışarda mı yemek yiyorsunuz yoksa evinizde kendiniz mi yaparsınız?
Dediğim gibi mutfak ile aram çok iyidir, aşçılık eğitimi aldım. Temel seviye dünya mutfağı bilgim ve pratiğim mevcut o yüzden dışarıda çok fazla yemem, genelde evde kendim yapıyorum yemeklerimi.
Uzun soluklu bir evliliğin sırrı neler ve de aşk hayatınız nasıl?
Uzun soluklu bir evliliğin sırrını ebeveynlerimi gözlemlediğim kadarıyla aktarabilirim size. Sanırım saygı, sevgi, dürüstlük, sadakat ve hoşuna gitmeyen özelliklere bile tahammül edebilmek ya da eksiklikleri beraber tamamlamaktan geçtiğini düşünüyorum.
Bir idolünüz var mı? Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz isimler kimler?
Herkesin bir idolü vardır. Dünya üzerinde en beğendiğim isimler Miljenko Matijevic, Terry Ilous ve Mark Slaughter.
Neden dünya çapında bir “star” çıkaramıyoruz ve de neden yabancı şarkılarımız Avrupa’da tutmuyor, bir sebebi var mı?
Dünya çapında bir star çıkaramamamızın sebepleri bence sanatçıyı yeteri kadar desteklemememiz, gereksiz ve yapıcı olmayan eleştirilere maruz bırakmamız, farklı olanları ötekileştirip tek tip popülist sanatçılar yetiştirmemizden kaynaklanıyor. Popülist sektör ve bu sektörün peşinden giden dinleyicilerin kafasındaki “star” modeli için tek bir doğru var o da Türkçe Pop. Türkçe Pop ile fazla ileri gidemeyiz. Ben yabancı şarkı yapan çok fazla isim göremiyorum.
Bu yılki projelerinizden bize biraz bahseder misiniz?
Bu yıl için ilk planım Türkçe bir albüm ya da single yapmak. Onun dışında Marie Curie’z ile bir Glam Metal albümü yapmak istiyoruz. Youtube için aklımda bir proje var, onu da hayata geçirmek istiyorum. Ayrıca akustik konserler vermeyi planlıyorum.
Düet projeleriniz var mı? Kimlerle çalıştınız bu zamana kadar?
Düet çalışmam olmadı şu ana kadar. İleride belki tarzımın ve kafa yapımızın uyuştuğu isimler olursa düet yapmaktan çok mutlu olurum.
Konserleriniz nasıl gidiyor? Sahnelerinizde artış var mı? Yaz-kış dönemleri etkiliyor mu konserlerinizi?
Konserlerimiz güzel gidiyor, yaz olduğu için İstanbul konserlerinin yoğunluğu güne ve mekâna bağlı olarak değişiklik gösteriyor ancak ona rağmen katılımın iyi olduğunu söyleyebilirim.
Sanatçılar birbirine laf atarak gündeme gelmeye çalışıyor son zamanlarda. Bu, sanatçıların sizce popülaritesini artırıyor mu? Sanatçı sizce yaptığı işle mi yoksa bu şekilde mi gündeme gelmeli?
Magazinsel olaylar ülkemizde her zaman gündemi meşgul eder, insanımız da seviyor bu tarz şeyleri. Anlık popülarite sağladığı kesin. Bu kurgu olayların da artık gündeme gelmek için sık sık başvurulan bir araç haline geldiğini düşünüyorum. Sanatçının magazinsel değil, sanatsal işlerle gündeme gelmesi gerekir.
Beste yapıyor musunuz kimlere yapıyorsanız beste verdiniz bu zamana kadar?
Halihazırda bestelerimiz mevcut. Verebileceğim tarzda besteler değil bunlar, daha çok kendi sevdiğim tarzları yansıtıyor. Ülkemiz henüz buna hazır olmayabilir diye düşünüyorum.
Müzik ile Aşk ikilemi arasında kalsanız hangisini tercih edersiniz? Aşkın tanımı sizce nedir?
Tercih yapmamı gerektiren bir durum olduğunu düşünmüyorum. Müzik ve aşk hayatımı birlikte yürütebileceğimi düşünüyorum. Müzik benim her şeyim, yaşama amacım, hatta saplantım. Müziksiz nefes alabileceğimi sanmıyorum ama her duygunun yeri ve zamanı var. Aşkın herkese göre farklı bir tanımı olduğunu düşünüyorum, kendi tanımım ile ya da klişe cümlelerle bir kalıba sokmak istemiyorum.
Ekranlarda sizi görebilecek miyiz kendinize ait bir müzik programınız olacak mı? Dizi film oyunculuğunda da görebilecek miyiz?
Uzun vadede öyle bir durum söz konusu değil fakat kendime ait, benim sunduğum bir müzik programımın olması fikri doğrusu beni heyecanlandırdı. Dediğim gibi, herkesin kendi işini yapmasından yanayım. O yüzden dizi-film oyunculuğunu buna emek vermiş, eğitimini almış insanların yapmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
Kocaeli ye daha önceden geldiniz mi? Kocaeli’ye geldiyseniz en çok neyini beğendiniz? Kocaeli’de Kartepe, Gebze, Eskihisar gibi ilçelerinde çok güzel klip çekilecek yerler var klip çekmeyi düşünür müsünüz?
Kocaeli’ne daha önce gittim fakat doğru düzgün gezme şansım olmadı. Dış çekim klipler düzgün prodüksiyon olmadığı takdirde bana çok amatör geliyor. İyi bir ekip ile neden olmasın!
İstanbul’da en çok ne yapmak hoşunuza gidiyor?
İstanbul’da yapmayı en sevdiğim şey sanırım evde vakit geçirmek. Kalabalıktan ve şehrin karmaşasından, gürültüsünden uzakta kitap okuyarak, müzik dinleyerek, güzel bir film izleyerek, güzel bir yemek yaparak evde vakit geçirmek bana daha cazip geliyor.
Sizin için ideal bir eş nasıl olmalı ? Hayat Arkadaşım ille de ya sanat camiasından ya da iş dünyası kesiminden olacak diyen bir kitle var bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Hiç düşünmedim. Bırak evliliği, evlilik düşüncesi bile şu an benim için erken. Belirli kriterler doğrultusunda ilerlemenin yanıltıcı olabileceğini düşünüyorum. Dediğim gibi, şu an için bunları düşünmek için çok erken, zamanı geldiğinde cevaplayabilirim sanırım.
Son dönem de yapılan müzik yarışmaları bazı sanatçıların kendilerini göstermesi için pr çalışması mı yoksa yeni sesler bulmaya yönelik yarışmalar mı bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu tür yarışmaların belirli bir müzikal seviyeye gelmiş sanatçıların tıkandığı anda kendisini gösterebilmesi ve sahip olamadığı imkanlara erişebilmesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan prodüktörler yarışma dışında da sesler keşfediyor. Fakat hep tek tip ve popülist kültüre yönelik kişilerle çalışmayı tercih ediyorlar. Yarışma özelinde talepler değişebiliyor, çeşitlilik artabiliyor.
Müzik ödüllerinin seçilmiş isimlere verildiği konusu cok gündemde bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Müzik sektörünün belirli demirbaşlar üzerinden döndüğüne (sanatçı-prodüktör-menajer vs.) ve genç sanatçılara çok fazla kol kanat germediklerine inanıyorum, sözüm meclisten dışarı. Kendi yağlarında kavrulup aralarına yeni insanlar katmayı pek sevmiyorlar, neyse ki sonsuz yaşamın kaynağı daha bulunamadı. O yüzden aynı isimlere ödüllerin verilmesi sıradan ve değersiz geliyor bana.
Hayatınız da hiç pişmanlıklarınız oldu mu?
Olmadı. Olduysa da olmamış gibi yaşamak gerektiğini düşünüyorum.
Şeyma Subaşının son çıkardığı kitap hakkında neler düşünüyorsunuz? Seda Sayan kitap toplatılmalı demiş kitap çok eleştirildi bazı konular yüzünden?
Daha önce de belirttiğim gibi herkes iyi olduğu, eğitim aldığı ya da profesyonelleştiği işi yapmalı. İşte, bu örnek de bence güzel bir kanıt. Edebiyat; saygı duyulması gereken, her önüne gelenin eline kağıdı kalemi, daktiloyu, bilgisayarı almaması gereken bir sanat türüdür. Ayrıca Seda Abla öyle demişse eğer haklıdır.
Müzik ödülleri hep aynı isimlere veriliyor bu bir pr çalışması mı sizce?
PR çalışması değil, doğrudan sektörü elinde tutan isimlerin yön vermesiyle gerçekleşen bir durum olduğunu düşünüyorum.
Müzik yarışmalarının amacına göre hareket ettiğini düşünüyor musunuz, yoksa bazı sanatçıları gündeme getirmek için pr çalışması mı?
Müzik yarışmalarının amacına göre işlediğini düşünmüyorum. İş SMS kullanmaya gelince memleketçilik, din, etnik kimlik faktörü devreye giriyor. Yarışmacının sesinin iyi olmasının, sahne duruşunun, seyirci ile olan etkileşiminin, farklı oluşunun bir önemi kalmıyor. PR ile alakası yok kısacası. Tabii bunda yarışmayı düzenleyenlerin de pek suçu yok, önüne geçebilecekleri bir durum değil.
Bir single iyi bir pr çalışması demek maliyeti size ne kadar bu pr çalışmalarının emeğinize değiyor mu?
Universal Music’e sormak lazım :)
Son olarak sevenlerinize neler söylemek istersiniz?
Tüm sevenlerime; beni olduğum gibi kabul edip arkamda durdukları, bana karşılıksız sevgilerini gösterip beni onore ve motive ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Temsil ettiğim tarz zor bir tarz, o yüzden her zaman bana sahip çıkıp desteklerini esirgemediler, var olsunlar!
Çoklu soru köşemiz:
En sevdiğiniz renk: Beyaz
En sevdiğiniz yemek: Karnıyarık
En sevdiğiniz şehir: İstanbul
En sevdiğiniz film: Snatch
En sevdiğiniz dizi: How Not To Live Your Life
En sevdiğiniz spor: Futbol
En son gittiğiniz konser: Redd
En son gittiğiniz film: Fantastik Canavarlar 2
En sık kullandığınız kelime: Glam
En nefret ettiğiniz şey: Özgürlüğümün kısıtlanması
En sevdiğiniz hayvan: Leopar
Haber – Röportaj: Sedat Sarıkaya