Onur Akın, son günlerin tartışma konusu olan zor günlerde müzik yayınlarının yapılıp yapılmaması konusuna; yıllar önce yaptığı bir açıklamayı hatırlatarak katıldı. Sanatçı “Ben yıllar önce demiştim ki; yüreklerinizin maden ocaklarında kömür çıkartan bir maden işçisiyim. Hayat ısınsın diye. Yani bir maden işçisi, bir fırın emekçisi, bir postacı, bir terzi, bir gazeteci hayatı bir yerinden tutup nasıl paylaşıyorsa, onların da hayatlarını güzelleştiren, çok önemli bir emekçidir müzisyenler. Müzik olmazsa hayat buz keser” dedi.
OZANLAR GELENEĞİNİ TAKİP ETTİM
Müzik hayatına her sanatçı gibi öykünmeyle başladığını belirten Onur Akın, “Mutlaka örnek aldığınız rol modelleriniz olur. Ben de sol kökenli bir aileden gelen müzisyen olarak ozanlar geleneğini ve onların çağdaş yorumlarını çok yakınen takip ettim, dinledim ve biriktirdim. Kimler derseniz; Aşık Mahzuni Şerif, Neşet Ertaş, Ruhi Su, Zülfü Livaneli, Cem Karaca ve Edip Akbayram gibi. Ama besteci olarak beni en çok etkileyen gençlik yıllarımda Zülfü Livaneli olmuştur. Ayrıca 1985’li yıllar Ahmet Kaya’nın da çıktığı ve ortalığı kasıp kavurduğu yıllardı. 18 yaşında bir genç olarak hepsinin karışımı bir tarzla, üniversite kahvemizin ocakçısı Aşık Garibi’nin toplumsal içerikli şiirlerini besteleyerek başladım. Bu yaptığım amatör besteler, üniversite gençliği içerisinde ses getirince, tanınmış usta şairlerin şiirlerini bestelemekle devam ettim.
Zaman içerisinde kendi müzikal kimliğimi ve tarzımı yarattım. İlki 1989’da Grup Baran’la olmak üzere bu zamana kadar 16 albüm ve dört yüze yakın beste yaptım. Son albümüm ‘Kanatlarında Kaldı Bahar’ ile de dinleyicilerimi, müziğin ayak basılmamış kıyılarına çıkarıyorum” dedi.