Alem FM Haber sunucularından Ramazan Cihan Gündoğan, MüzikOnair’ın konuğu oldu ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
İŞTE O RÖPORTAJ!..
Merhaba Cihan bey radyoculuğa başlama hikayeniz nasıl oldu?
Biraz klasik olacak ama çocukluk hayalimdi radyo yayıncılığı, annem küçükken saatlerce radyo dinlememe kızardı, “oğlum, sen insanları saatlerce dinleyeceğine, radyocu ol insanlar seni dinlesin” derdi. 90’lı yıllarda memleketim Eskişehir’de yayın yapan radyoların frekanslarını ezbere bilir, yeni yayına başlayan televizyon kanalları bende heyecan yaratırdı. Annemin de desteği ile 2002 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema bölümünü kazanmamla başladı maceram, daha okula kayıt yaptırmadan, üniversite radyosuna başvuruda bulundum, üstelik bu da yine annemin elimden tutup beni YDÜ FM’e emanet etmesiyle oldu.
Peki haber spikerliği zor bir meslek mi?
Zamanla zorluklara alışsak da bence hala zor bir meslek. Spikerlik öncelikle Türkçe’ye hakim olmayı gerektiriyor, diksiyon, vurgu olmazsa olmaz. Sadece bununla da sınırlı değil, habere hayat vermek çok daha farklı; bir metni düzgün Türkçe ile okumakla, haber tonunda okumak bambaşka. Haberin de kendine özgü vurguları var yani. İyi bir spiker bence iyi de bir editör olmalı, ajanslardan gelen haberleri redakte edebilmeli, gerekirse haberi kendisi baştan yazmalı.
Hayalinizdeki meslek haber spikerliği miydi?
Hayallerim bir yayıncı olmaktı, insanlara seslenebilmek. Bunu haber spikeri olarak radyo ve televizyonlarda gerçekleştirme şansım oldu, aynı zamanda 14 yıllık radyo programcısıyım. Hayat şartları son yıllarda seçimimi radyo haber spikerliğinden yana kullanmama neden olsa da, radyo programcılığı da bambaşka. Hele de anons aralarında yüksek sesle şarkı dinlemek. Hayaller demiştik, hayalimdeki mesleği icra ettiğim ve Türkiye’nin sayılı radyolarından Alem FM’de çalıştığım için her zaman kendimi şanslı görmüşümdür. Konfüçyus’un da dediği gibi “sevdiğin işi yaparsan hayatın boyunca bir kez bile çalışmış olmazsın.”
Radyo haberciliği hakkında neler söylemek istersiniz?
Radyo haberciliği başkadır diyebilirim, çünkü enformasyonu görüntüyle dolduramazsınız, televizyonda 15 saniyelik görüntünün tekrar tekrar oynatılıp yedirilmesi, dekolte bir spikerin arkasına saklanarak manipüle haberlerin dikkat çekmemesi radyoda pek de mümkün olmaz. Çünkü insanlar sizi televizyondaki gibi izleyerek anlamaz, sadece dinleyerek anlamaya çalışır. İşte bu yüzden verilen haberin de radyo diline uygun olması gerekir, çünkü radyonun bir dili var; tıpkı gazete ve televizyon haberinde olduğu gibi. Günümüzde haber televizyonlarının radyodan eşzamanlı yayın yapmasına tanık oluyoruz, ama radyoda o haberi dinlerken, bazen görmediğimiz için anlayamıyoruz, neden bahsedildiğini merak ediyoruz. İşte radyo haberciliği bu sebeple önemli. Bir gazeteyi bile radyoda okurken dinleyicinin anlayacağı hale getirmek gerekir. Radyo özellikle İstanbul trafiğinde hem yol gösterici hem bilgilendirici hem de eğlendirici olmayı sürdürüyor. Gün içinde bir son dakika gelişmesini radyodan duyan o kadar çok vatandaş var ki.
Radyoda haber sunmanın artıları ve eksileri neler?
Artılarından bahsetmek daha doğru olur, öncelikle gündemi takip etmek büyük zenginlik. Haber takibinin size kattığı bilgi birikimi de önemli. Mesleğinizi icra ederken kendinizi geliştirme imkanınız oluyor, genel kültürünüzü olumlu etkiliyor. Yayıncılık bir heyecan bence, adrenalin tutkusu için zaman zaman insanların neler yaptıklarına hepimiz şahit olabiliyoruz. Radyo ve televizyonda olmanın getirdiği bu tatlı heyecan, her yayında tekrar ediyor, adrenalinizi artırıyor ve sizi hayata bağlıyor. Son dakika haberleri buna en güzel örnek. Eksileri var mı; düşünüyorum da, radyo haberciliğinin size getirdiği bir eksi varsa bence bu sizin eksinizdir. Sevmeden yapılmamalı bu meslek, yani kendine eksi kattığını düşünen varsa hiç yapmasın bu işi.
Haberleri okumadan önce nasıl bir hazırlık içerisinde oluyorsunuz?
Televizyon spikerliğinde editörlerin hazırladığı metinleri okursunuz, beğenmediğiniz yerlerde kendi düzeltmelerinizi yaparsınız. Ancak radyo spikerliğinde genelde editörlük görevi de bizimdir, kendi derlediğin haberleri okursun. İşte bu lezzeti hayatta hiçbir şeyle değişmem. Düşünsenize, okuduğunuz haberler her şeyiyle size ait! Birçok ajansa girip, dinleyici açısından hangi haber ne kadar bilgilendirici ya da ilgi çekici önce buna karar vermen gerekir. İletişim Fakültesi’nde bir tabir var “eşik bekçiliği” diye. Yani eşikten hangi haberin geçeceğine karar vermek zor ve eğlencelidir. Hayata bakış açına göre topladığın haberleri sıralamaksa son aşama. Günün önemli gelişmeleri, dünya gündemi ve son olarak spor haberleri. Böyle başlık başlık yazınca kolay gibi görünse de, Türkiye gündeminden 6 haber vereceksen, hangisi ilk, hangisi ikinci haber olmalı, inanın buna karar vermek bazen yorucu olabiliyor. Yayının 5 dakika öncesinde stüdyoda hazır olmak, metnin üstünden kalemle geçmek, bazı ağız ve dudak egzersizleri de canlı yayında, hata oranını azaltıyor.
Çok Teşekkür ederim Son Olarak Muzik Onair hakkında düşüncelerini alabilir miyim?
Sektördeki gelişmeleri ilk sizden öğreniyoruz, Facebook ve Twitter sayfanızın sıkı bir takipçisiyim. Özellikle Özcan Beylan’ın radyo analizini merakla bekleyenlerdenim. Günümüzde radyo hala ne kadar önemliyse, Muzik Onair de, hem radyocuların sektör haberlerini takibi hem de dinleyicilerin radyolar ve yayıncılar ile ilgili bilgi sahibi olmaları açısından önemli. Şöyle de bir temennim var, umarım ilerleyen yıllarda Müzik Onair Radyo Ödülleri ile radyocuları ödüllendireceğiniz, sektöre emek veren meslektaşlarımı onurlandıracağınız bir ödül töreni düzenler ve bunu geleneksel hale getirirsiniz. Teşekkür ederim.
Röportaj : Ahmet Bayram Yandım | MüzikOnair