Günümüzde PR işi yapan veya iletişim danışmanlığı yapan kişiler arasında, medya organlarında program yapma veya köşe yazıları yazma gibi faaliyetlerin, çıkar çatışması ve rekabet aykırılığı gibi endişelere yol açtığı tartışılıyor.
Bu durum özellikle basın danışmanlığı yapanların aynı zamanda medya organlarında aktif rol almasıyla daha da belirginleşiyor. Sanatçıları veya müşterilerini kayırma şüphesini beraberinde getiren bu çift roller, sanatçılar için dezavantaj oluşturuyor.
Hem iletişim danışmanlığı hem de yayıncılık yapan kişiler, sanatçıların itibarını ve güvenilirliği zedeliyor ve kamuoyunda şüphe uyandırıyor.
Özellikle son dönemde hem basın danışmanlığı hem de çeşitli programlarda sunuculuk ve program yapan kişiler artmaya başladı. Bu tür çift rollerin sanatçılara zarar verdiği ve sektörde güven sorunlarına neden olduğu açıkça görülüyor. Bu durum, sanatçıların profesyonel itibarını tehlikeye atıyor.
Hem basın danışmanlığı ya da PR işi yapan hem de bir radyoya televizyona veya gazeteye ekstra iş yapanlar sanatçılarını kendi çalıştıkları kurumla daha fazla işbirliği yaptırıyor, diğer kuruluşlarla işbirliği yaptırmıyor.
Hal böyle olunca diğer kuruluşlar sanatçılara küsüp onları haber yapmıyor ya da şarkılarını çalmıyor, kriz çıkıyor.
Bu nedenle sanatçıların basın danışmanı ya da PR danışmanlarını seçerken herhangi bir medya kuruluşuyla bağı olmayan objektif insanları tercih etmesi gerekiyor. Aksi taktirde, PR danışmanlarının egoları yüzünden sanatçılar ciddi zararlara uğruyorlar.
Sonuç olarak PR işi yapanlar veya iletişim danışmanları, profesyonel etik kurallara uymalı ve çıkar çatışması oluşturabilecek faaliyetlerde bulunmaması gerektiği düşünülüyor.