Oyuncu Serkan Melikoğlu, Müzikonair’dan Alper Ergez’e verdiği röportajda tiyatro deneyimlerinden, şu anda oynamakta olduğu Fox Tv’de yayınlanan Yalnız Kalpler dizisinden ve sinema projelerinden bahsetti.
1. Merhaba Serkan Bey eğitmenlik ve oyunculuk yaptığınızı biliyoruz. Biraz bahseder misiniz? Nasıl başladınız?
– Herkese Merhaba, Öncelikle Sizlerle birlikte olmak çok keyifli. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Oyunculuk bölümünden 2013 Temmuz ayında mezun olduktan sonra, Ağustos ayında Kulis Sanat Akademi ve Tiyatrosunu kurduk. Burada Sahne Sanatlarına yönelik eğitimler vermeye başladık. Eğitimler neticesinde bir sürü başarılı oyuncular ve sanatçılar yetişmesine vesile olduk bu çok büyük bir gurur. Aktif olan Tiyatromuzda bir çok rolü deneyimledik ve kendimizi taze tutup hep gelişme odaklı çalışmalarımızı sürdürdük. 10 yılda 4000’den fazla temsil gerçekleştirdik. Ve yolumuza devam etmekteyiz. Dostoyevski, Shakespeare, Lope De Vega, Sartre gibi büyük yazarların oyunlarını geniş bir kadro ile sahnelemeye devam ediyoruz.
2. Bugüne kadar bir çok dizi ve sinema filminde rol aldınız Şimdilerde ise Fox Tv ekranlarında yayınlanan Yalnız Kalpler dizisiyle sizleri izlemekteyiz. Öncelikle hayırlı olsun. Bugüne kadar sizi daha çok günlük dizilerde izledik. Peki günlük diziler çok yorucu olmuyor mu?
– Söylediğiniz gibi bir çok projede yer aldım haftalık dizi ile günlük dizi arasında büyük farklar mevcut. İkisinin birbirinde farklı avantajları dezavantajları mevcut. Haftalık dizi eğer dönemse ve aksiyonu yüksekse Diriliş gibi oldukça zor ve hareketli bir set düzeni oluyor. Bunun kendi içinde koreografisi, hareket düzeni ve sahneleri zorlayıcı olabiliyor. Ama plato ve yerleşik mekanlarda yapılan çekimler diğer işlere nazaran biraz daha rahat oluyor. Günlük dizi her şekilde biraz daha zor oluyor. Sahne sayısı ve çekim mekanı sürekli fazlaca oluyor ve hepsine yetişmek, temposuna ayak uyudurup oyununuzu vermek zorundasınız. Set emekçisi, değerli çalışma arkadaşları içinde oldukça yorucu bir tempo haline geliyor. Onlara bir kerede buradan teşekkür etmek isterim. Oldukça disiplinli ve zor bir çalışma tempoları oluyor. Teşekkürler.
3. Yalnız Kalpler dizi projesinde güçlü bir ekiple çalıştığınızı biliyoruz. Biraz bahsedermisiniz.Kimlerle çalışıyorsunuz ve izleyicileri nasıl bir hikaye bekliyor?
– Yalnız Kalpler Fox Tv ekranlarında yer alıyor. Hafta içi her gün 18.00 yayın saatimiz. Yapımcılığını Bros Film ve Mavi Yapım üstleniyor. Uygulayıcı yapımcımız Mga Yapım işin organizasyon ve çekimini yapıyor. Hepsi birbirinden deneyimli yapım şirketleri ve bugüne kadar çok güzel işlere imza atmış öncü firmalar. Bu nedenledir ki işimiz çok kuvvetli ve keyifli bir iş ortaya çıkıyor. Diğer işlerin görüntü kalitesinden daha üst bir görüntü kalitesi var gerçekten bunu hemen ayırt edebiliyorsunuz. Oyuncu kadrosu oldukça kuvvetli ve deneyimli bir kadro var. Partnerlerim Sena Şahin ve Taygun Sungar ile çok güzel bir dostluğumuz ve uyumumuz var. Akabinde Nermin Uğur hoca Annemi oynuyor ve çok keyifli zaman geçiriyoruz. Ondan ve dizide oynayan bir çok değerli sanatçı ustalarımdan her gün bir yönelim alıyorum. Dizide yine Elif Gühan, Furkan Kapsız ve Bengü Gürses, Nusret Şenay, Özlem Boyacı gibi isimler bize eşlik ediyorlar. Hikayeye gelince; bir tarafta seneler önce birbirine aşık olan bir çiftin kötü bir kaza sonucu ayrı kalmaları ve seneler sonra talihsiz karşılaşmasını anlatırken, diğer taraf hayatın zorluklarına rağmen aşklarından vazgeçmeyen bir hikayeyi anlatıyor. Fazlaca ipucu vermek istemedim. İzleyenlerin merakı diri dursun diye.
4. Tiyatro mu Sinema mı desek cevabınız hangisi olur?
– İkisin keyfi başka gerçekten. Ama Tiyatro her zaman er meydanıdır. Zorluğu ve anlık hisleri başkadır. Sinema hem çekim süresi hem detayları ile başka bir keyiftir bir oyuncu adına. İyi bir yönetmen ve ekiple de çalışılıyorsa tadından yenmez gerçekten. Özellikle sahne üzerinde yapılması mümkün olmayan koreografiler, atmosfer ve çekim teknikleri sinemanın keyfini daha da arttırıyor. Bu anlamda aksiyon, bilim kurgu ve fantastik filmler her zaman daha çok ilgimi çekmiş ve içinde olmak istemişimdir.
5. Oyuncu olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir, kendilerini nasıl geliştirmeliler? Ayrıca eğitmenlik yaptığınızı biliyoruz, sizinle nasıl iletişime geçebilirler?
– Mutlaka ama mutlaka eğitim almalarını öneriyorum. ‘Oyunculuk eğitimimi aldım bitti’ diye bir şey yok maalesef sürekli geliştirmek ve öğrenmek zorundalar. Haricinde artık çok becerikli oyuncular olduğunu ve aslında bir yarış içinde olduklarını unutmadan yan dallarda kendilerini geliştirmeliler. Bu yan dalların içine artık dans etmek, doğru şarkı söylemek gibi net olması gerekenleri söylemiyorum bile. Bunlar kesin vardır zaten gözü ile bakıyorum ve haricinde olan; at binmek, dövüş, kılıç ve silah kullanımı, enstrüman çalmak gibi becerileri mutlaka edinmeleri gerekiyor diye düşünüyorum. Son dönemde bu tarz bu projelerinde çok aktif olmasından ötürü olmazsa olmazlar.
6. Peki sinema düşünüyormusunuz? Üzerinde çalıştığınız sinema projeleriniz var mı?
– Sinemayı düşünmüyorum diyen yoktur sanırım Tabi ki her zaman isterim. 2022 yılı içerisinde 2 sinema filminde güzel roller aldım. Bir tanesi Turkuaz medyanın ‘Fatih Sultan Mehmet’ filminde Giustiniani karakteri. Aksiyonu bol çok keyifli bir roldü. Fetih’in Bizans tarafının en önemli komutanını canlandırmak çok keyifli ve güzel bir deneyimdi. Diğeri Krom Medyanın ‘O Günün Hikayesi’ filminde Mr. Cliff Rolüydü. İstiklal Marşımızın kabulünü bir bu Amerikalı Yazar Gözünden anlatılıyordu. O tarihe tanık olmak içinde olmak başka deneyimdi.
7. Tiyatro sizin için ne ifade ediyor?
– Bu Soru Genelde Bize Konservatuvar Sınavlarında sorulur. Hepimiz çok heyecanlanır ve binlerce farklı cevap veririz. O dönemlerde hatırladığım kadarıyla bu soruya özgürlük ve o özgürlüğün içinde alkışlanmak ve takdir edilmek demiştim. Bizler meslek grubunda şanslı olduğumuza inananlardanım. Çünkü insanlar genelde hangi meslek grubundan olursa her gün işi icra etmek ve devam ettirmek zorundalar. Ancak Oyuncular için bu durum geçerli değildir. Her gün bankacı, her gün avukat, her gün doktor olmaktansa; bir gün doktor, bir gün avukat hatta ve hatta bir gün bir deli veya başka yüzyıllardan insanlar olabiliriz. Bu olduğumuz insanlara ne kadar yaklaşırsak o kadar alkış ile karşılığını alırız. İşte bu muhteşem bir özgürlük.
8. Oyunculukta kırmızı çizginiz var mı? Mesela asla bu rolü oynamam, soyunmam gibi…
– Soyunmakla başlayayım. Onu zaten yaptım. Hiçbir zaman böyle bir şey düşünmedim. Yine de büyük konuşup asla yok diyemem.
9. Müzik ile aranız nasıl takip ettiğiniz isimler var mı ve şarkı söylemeyi seviyormusunuz?
– Kesinlikle müzik hayatımın merkezinde diyebilirim. Her hazırlık sürecim müzikle geçer benim. Hatta sette veya tiyatroda müzikle veya şarkı söyleyerek girdiğim için çalışma arkadaşlarım. “heh Serkan geldi” derler. Bolca bağıra bağıra şarkı söylerim. Hemen hemen her tarzda dinlerim ve repertuarım çok geniştir. Şu sıralar ağırlıkla Melike Şahin dinlemekteyim.
10. Gönlünüzde yatan ve çok oynamak istediğiniz bir rol var mı içinizde?
– Tiyatroda deneyimledim ama sinemada gerçek bir kişiyi oynamayı çok isterim. Tanınan ve değerli bir kişiyi oynamayı. Veya tiyatral bir senaryonun sinema uyarlamasında oynamayı çok isterim.
11. Son olarak Müzikonair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
– Müziği ve sanatı hayatınızdan eksik etmeyin. Sanat iyileştirir, beyninizde ve içinizde yarattığı etkinin anlık ve uzun vadede neler olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Ve hayatınızdan Empatiyi eksik etmeyin. Herkese ve her şeye dair…
Röportaj: Alper ERGEZ – Müzikonair