Köşe Yazıları

Seslenen Adam ile Z Raporu; Kalbin cilası: Hiç olmak

Seslenen Adam ile Z Raporu ''Kalbin cilası: Hiç Olmak'' başlıklı yazı yayımlandı.

Her gün bir yerden göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel… değil mi? “Kendin ol”. Hayatımda bu laf kadar nefret ettiğim başka bir laf olmadı. Bu, bence birine verilebilecek en kötü tavsiyelerden birisi. Çünkü birine “kendin ol” dersen; kişi o zaman, olduğunu düşündüğü şeyi olmaya çalışır. Yani kabını, içinde var zannettiği şeyle doldurmaya çalışır sadece. Ama bir hiç ol dersen, bir şey olmaya çalışmaz; o zaman olasılıklar sonsuz olur. Her şeyle dolabilir, her şeyi deneyimleyebilir. Her şey olabilir. “Benim için bir hiçsin” dedin ya, ben de benim için bir hiçim. İkimizin de benim hakkımda böyle düşünmesi çok güzel. Aynı frekanstayız yani.

Hiç’lik = Zihin Orucu

Konfüçyanizm, insana her şeyin öğretilmesi gerektiğini iddia eden bir düşünce okuludur. Bu düşünce sisteminde, bir kişinin bir kahveye girdiğinde nasıl selam vereceği, sokakta ne giyeceği gibi neredeyse her şey önceden belirlenir. Konfüçyanizm ’de insanların doğası özünde yanlıştır ve insanlar ancak, çeşitli eğitimlerle desteklendiğine ve bu şekilde yaşadıklarında mutlu olabilirler.

Hiç’lik = Canlı Kalmak

Bir oda yapmak için duvarlar bir araya getirilse de sadece bir kapı ve bir pencere boşluğu açılarak içine girilip ikamet edilebilir. Bundan dolayıdır ki, bir şey sadece var ise cansız atıl bir kütledir. Ancak bir hiçliğe sahip ise canı vardır. Lao-Tzu, bu dizeleriyle bize bir şeyi canlı yapanın, onun sahip olduğu hiçlik olduğunu anlatır. Bir şey boş olursa, içine girebilecek bir can, bir enerji yani bir hayat var demektir.

Hiç’lik = Ayna Yansıması

Olanı sıkıca tut ama, onu bir şey olmak için tutma.
Cennetten gelen her şeye kendini ver, ama ona tutunmayı isteme.
Sadece boş ol.
Mükemmel insanın kalbi ayna gibidir, sonrasını aramaz.
Sonuç olarak da her şeyi halleder ve hiçbir şey ona zarar veremez.

Hiç’lik = Kalbi Cilalamak

Renk bulut gibidir, renksizlikse ay. Bulutta parlaklık ve ziya görürsen bilki yıldızdan aydan ve güneştendir. Gönüllerini cilalamış olanlar; renkten, kokudan kurtulmuşlardır. Her nefeste zahmetsizce bir güzellik görürler.

Mesnevi’de cilalamanın; hırstan, istekten ve arzudan kurtulmak olduğunu anlatır. Gönül, bu isteklerden kurtulunca, içi tek bir şeyle dolar. Sadece güzellikle. Ve bu güzellikler sayesinde insan, her nefeste bir güzellik görür. Güzel bakar, güzel görür, güzel yaşar.

Hiç’lik = Her Şey

Tasavvufta “hiç olmak”, sahip olunan “her şeyi vermektir”. Çünkü tasavvufa göre “verdiğin şey, senin olur”. Her şeyini veren birisinin hiçbir şeyi kalmaz, işte ancak o zaman her şeye sahip olabilir.

Örneğin yemeğimi, aç olan komşuma verdiğimde; o yemeğin komşumda yarattığı gülümseme benim olur. Yemek, aslında o gülümsemeydi. Fakat o yemek bendeyken bu gülümseme ortaya çıkamıyordu. Yemeğimi paylaşınca işte o gülümsemeye sahip oldum. Yani yemek benim oldu. Şimdi bir düşünün. Vermediğimiz yani paylaşmadığımız için sahip olma şansını kaçırdığımız daha neler var neler?

Hiç’lik = Yok Olmak

Nirvana, “yok olmak” ya da “hiçlik” demektir.

Pek çok sutra’da (deyişte) Buddha, Nirvana’nın yani acıdan ziyade fikirlerimizi ve kavramları tamamen ortadan kaldırmaktan aldığımız neşenin üç Dharma mührü ’nden biri olduğunu öğretmiştir. Nirvana yok olmaktır. Her şeyden önce, tüm görüşler ve kavramlardan kurtulmaktır. Bir güle gerçekten de dokunmak istiyorsan tüm düşüncelerimizi yok etmeliyiz.

Hiç Olmak = Var Olmak

Teorik fizikçi Lawrence Krauss, A Universe From Nothing kitabında yokluğun, varlık için bir ön şart olduğunu iddia eder. Stabil olmayan yokluk, kararlı hale gelmek için varlığa dönüşmek zorundadır. İçinde bulunduğumuz evren de yoktan var olmuştur. Aksi halde olamazdı zaten.
Krauss, kitabında Feynmann’ın da çalışmalarından faydalanarak atomun içinde sürekli bir yoktan var oluş ve yok oluş olduğundan bahseder.
Tek bir elektron hareket ederken, o anda boşluktaki başka bir noktada bir pozitron-elektron çifti yoktan var oluyor. Ve sonra bu pozitron ilk elektronla çarpışıyor ve ikisi birlikte yok oluyor. Sonunda atomda, hareket eden tek bir elektron kalıyor.

Öncül bir maddenin spontane bir şekilde boşlukta öylece ortaya çıkması ve bir şeyin yoktan var olması kesinlikle mantıksız görünüyor. Ama kuantum mekaniğinin ve yerçekiminin dinamiklerine izin verdiğimizde, bu genel kanının çok da doğru olmadığını görüyoruz.

“Hiç olursam, var olurum.
Ben ancak ve ancak
Yok olarak, var olabilirim.
Yoksam, varım.”

Z Raporu Şarkısı: Gavin James – Always

What am I supposed to do without you?
Is it too late to pick the pieces up?
Too soon to let them go?
Do you keep inside you my face ?
And in a box, all our story
The key is now a mirage

Sensiz ne yapmam gerekiyor?
Parçaları almak için çok mu geç?
Gitmelerine izin vermek için çok mu erken?
Yüzümü kendi içinde (hafızanda) saklıyor musun?
Ve bir kutuda tüm tarihimiz
Anahtar bir seraptan başka bir şey değil

Z Raporu Kitabı: Ahmet Erhan – Burada Gömülüdür 1. Cilt

Şu dağılgan yüreğimi, şu köpüklere imrenen
Yüreğimi bir gün yollara atarsam
Bir gün bir nehir yataklarına dolarsam, korkarım
Suyumun çoğu senden yana akacak
Bütün sözcüklere adını ekleyeceğim
Güldeniz, Gülekmek, Gülyağmur, Gülsarap
Gülaşk, Gülsiir, Gülgüzeli, Gülahmet, Gülerhan
Ey gül, Ey sevgili yaşamım, yitip giden düşlerim!

“Bir adam sevdaya kapılmıştı ve bu sevda kalpleri her şiirde bin parçaya bölebilme gücüne sahip olan, aşkla dağlayıp inim inim inletip en derin ücralara acılar salan bir sevdaydı.
Ahmet Erhan’ın sevdasıydı bu. Yüzü suya dönüşen kadınına olan sevdası. Yaşama ilişkin umutlar arayan bir sevda. Yitik bir ülkeyi korur gibi seven bir adam ve bir gamzesi vardı.”

kitap/ürün

Z Raporu Film: Umudunu Kaybetme – (The Pursuit of Happyness)

 

Gerçek hikayeden uyarlama, enfes bir hayat hikayesi, nefis bir oyunculuk ve aklınızdan çıkmayacak hüzün ve çaresizlik dolu anlara şahit olacağınız kareler… *Will Smith, gerçek oğlu ile oynuyor. İyi seyirler… imdb

Z Raporu Şiir: Şükrü Erbaş – İnsanın Acısını İnsan Alır

Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep…

Kırmızı Kedi

Z Raporu Olumlama:

Tüm yaşam benim en yüksek daimi mutluluğum için her an çalışıyor ve bana mucizeleri yaşatıyor. Yazının mottosu: Sağıra sözünü, amâ’ya yüzünü süsleme. Yorulursun… Sizi seviyorum ve bunu sık sık yapacağım… Çokça hoş kalın!

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu