Medya, hakkında en fazla dedikodunun yapıldığı ve en büyük koltuk kavgalarının yapıldığı sektörlerden biri oldu. Neden insanlar medyaya bu kadar ilgi duyar, neden medyada koltuk savaşları yaşanır hiç anlamadım. İnsanlar koltuk savaşları yüzünden yakında birbirlerini bile öldürmeye başlayacak.
Her hafta medyada en az bir ya da iki tane spekülasyon duyuyorum. Bazıları gerçek çıkıyor bazıları ise palavra. Son bir aydır TRT ile ilgili çok sık kulağıma gelen bir dedikodu paylaşmak istiyorum. Konumuz ülkemizin en büyük medya grubu. Kamusal yayıncılıkta çok ciddi bir ekol olan ve sadece Türkiye’de değil, dünyada da adını duyuran TRT.
Son Üç Genel Müdür
Yaklaşık son on beş yılda üç tane genel müdür görev aldı. İbrahim Şahin, genel müdürlükten Samsun valiliğine atandı ve FETÖ ile olan mücadelede görevden alındı. Ondan sonra Şenol Göka göreve geldi. Onun dönemi TRT’nin en hararetli dönemi oldu. Hem yönetimsel hem de stratejik hatalar yapıldı. Onun yerine daha önce özel sektörde çok ciddi başarılara imza atanve yüksek medya eğitimini yurt dışında alan İbrahim Eren getirildi. Eren’in en önemli özelliği bugüne kadar göreve gelen TRT Genel müdürleri içinde bu işin hem eğitimini alan hem de uygulamasını yapan en deneyimli isim olmasıydı. Kısa zamanda da TRT World, TRT2, TRT Spor2 kanallarını kurdu, TRT Belgesel kanalını tepeden tırnağa revize etti. Kanallara hem görsel hem de içerik bazında kalite kazandırdı.
TRT Radyolarında Sorunlarla Dolu Bir Dönem
Bu süreçte önceki genel müdürün yakın çalışma dostu olan, o dönemin radyo ve müzik daire başkanı Amber Türkmen’in TRT ‘deki görevinin üstü bir göreve geri dönmek üzere kulis çalışmalarına başladığını duydu piyasalar. Görevde olduğu sıra da dönemin genel müdürünü TRT Genel müdür yardımcısı olmak için ikna eden ama daha yüksek mercilerden veto yiyen ve bu göreve gelemeyen Türkmen bir koro solisti. Radyo dairesi başkanı olduğu dönemde TRT Radyolarının tarihte ilk kez yıllık bütçesi yetmedi. Bütçe kullanımında yaşanan sorun yüzünden TRT radyolar tarihinde ilk kez ödemelerini geç yaptı ve kurumdan ek ödenek almıştı. Ciddi bir bütçe sorunu yaşandı. Halkın vergileri ile elektrik faturalarından oluşan bütçe maalesef iyi kullanılamadı. Yine onun döneminde radyolarda adı FETÖ ile anılan insanlardan tutunda, cemaat kanallarında sözcülük yapan habercilerden, siyasi anlamda
espriler yapan insanlara kadar pek çok kişi görev aldı. Çoğu, halkın sosyal medyada galeyana gelmesi ile son dakika kararları ile görevden alındı. TRT Radyolarında 17-25 Aralık olayları ile ilgili dalga konusu konuşmalar yapıldı. Amber Türkmen’in bizzat TRT FM’e işe aldığı bir program yapımcısı “17-25 Aralık hırsızlık haftasından dolayı kıraathanemizde hırsızlık yarışması yapılacaktır” şeklinde anonslar yaptı. 17-25 Aralık gibi Türkiye için çok önemli bir sürecin yıldönümünde TRT FM’de yarışma yapıldı ve hediye olarak “en iyi taş çalana içinde ayakkabı olan bir ayakkabı kutusu” hediye edileceği gibi saçma sapan anonslar yapıldı. Yine halkın galeyana gelmesi ile Amber Türkmen bu programcının işine son vermek zorunda kaldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Bütünlüğünü bozmak isteyen bir terör örgütünün neden olduğu bir olay ve sonrasında yaşananlar yüzünden şehitler veren ülkemizin kamu radyolarında tarihe geçen anonslar yapıldı. O şehitlerin ve gazilerin verdiği vergilerle dönen TRT Radyoları, uğrunda şehitler verdiğimiz bir terör kumpasını dalga konusu yaptı. Böylesine yönetim zaafiyetleri olan bir yönetim haklı olarak TRT ‘den uzaklaştırıldı. TRT’nin gerçekleştirdiği stajyer sanatçı sınavlarına da başkanlık eden Amber Türkmen o dönem TRT’nin sınavlarda torpil yaptığına dair iddialarla suçlanması ile sonuçlanan sınav dönemleri
yaşadı. Bu sınavlara giren adayların pek çoğu sınava girdikten sonra Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezi’ne (BİMER) bir şikayet dilekçeleri yazdı ve dertlerini anlatmaya çalıştı.
Çankaya’da Tarihi Fark
Türkmen yukarıda bir bölümünü örneklediğim bana göre yönetim başarısızlığı olan (belki bir başkası için öyle değildir onu bilemem) pek çok nedenden sonra TRT’den ayrıldı ve siyasete girdi. 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde AK Parti’den Ankara’nın en prestijli ilçesi olan Çankaya Belediye başkan adayı oldu. Çankaya belediye başkanlığı için yarıştı. Ondan önceki seçimlerde AK Partinin o ilçedeki en büyük rakibi ile arasındaki fark yüzde 43,31 iken Amber Türkmen’in adaylık döneminde bu fark 51,86’ya çıktı.
Bütün bu olaylar geçen gün okuduğum bir haber üzerine aklıma geldi. Amber Türkmen’in, FETÖcu yayın organlarına sahip çıkan ve “Erdoğan basın kartına kan bulaştırdı” diyen, gezi olaylarına sahip çıkan bir başkana sahip, Küresel Gazeteciler Konseyi’nden ayrıldığını okuyunca çok şaşırdım. 22 Şubat 2020 tarihinde, yani konsey başkanının bu tutumlarından sonra ayrılma ihtiyacı duymuş. Bu haberi okuyunca “şimdi mi aklına geldi, konseyden
ayrılmak” diye kendi kendime söylendim.
Amber hanımı bizzat tanırım, dönem dönem çok da güzel istişarelerimiz oldu, saygımda vardır, çok hırslı bir hanım efendidir. Büyük hayalleri vardır. Şimdi medya kulislerinde TRT’nin genel müdürlüğü için lobi faaliyetlerinde bulunduğuna dair duyumlar aldım. Şimdi bu örneği neden yazdım? Medya lobi faaliyetleri ile dolu bir sektör. Bizzat hem şahit olduğum hem tanıklık ettiğim onlarca olaydan sadece biri bu anlattıklarım. Medyada tüm şahit olduğum lobileri yazsam üç senelik yazı dizisi çıkar. Burada ortak paydada hep bir şey var: Siyaset.
Siyaset Artık Torpil Mekanizması Olmamalı
Özellikle medyada bir yere gelmek isteyenler neden ısrarla siyaseti kullanarak bunu başarmak istiyor? Türkiye’nin bu konuda binlerce başarısız vakası var. Yani siyasi torpillerle bir yere gelenler başarısız oluyor. Şimdi mesela Amber hanıma ya da Mehmet beye ya da bir başkasına neden siyasi lobiler TRT Genel müdürü olması için destek olsun? Bu bir haksızlık değil mi? AK Parti bu konuda eleştirilmiyor mu? Birileri birilerini araya koyup Recep Tayyip
Erdoğan’a ulaşmaya çalışıyor, ona yalan yanlış bilgiler veriyor. Cumhurbaşkanımızın da tabii ki bu mikro detaylarla uğraşacak ne zamanı var ne de gündemi. O da çevresindekilerin ona söylediklerine bazen “tamam” diyebiliyor.
İşte asıl konu bu.
Bu yazımdaki ana mesajım o “çevreler”e. Artık Cumhurbaşkanımızı rahat bırakın ve özellikle medya ve kamuda birileri için bir şeyler yapmayın artık. Bir yerlere gelmek isteyenler “ben reisçiyim” gibi palavralarla ikna turları yaparak bir yerlere gelmeye çalışmasın. Hak ederek bir yerlere gelsin. Bu konuda ben Cumhurbaşkanının adilliğine
inanıyorum, aynı zamanda vefalı bir insan, duygusal bir insan. Ama o her zaman “hak edenin” bir yerlere gelmesini istiyor. Bunun kendisine vizyon ediniyor. Peki herkes şu an hak ettiği yerde mi? diyeceksiniz. Tabii ki hayır. Neden? Çünkü bu aracı koyarak bir yerlere gelmek isteyenler, bir yerlere hakkı gelen insanların yerini işgal etmeye çalışıyor da ondan.
Buradan ahaliye Bir Çağrı
Efendiler, bırakın bu TRT’yi kurcalamayı. Bu kurum belki yavaş yavaş oluyor ama çok ciddi bir yükselişte. Birinin yerini almak istiyorsanız önce hak edin. Geçmişinize bakın, geçmişinizde ne yaptınız ki gelecekte neyi vaat ediyorsunuz?
Siyasete de bir çağrım olacak. AK Parti kendi içinde bir kural çıkartsın. Hiçbir siyasetçi hiç kimse için kefil olmasın. Bırakalım piyasa kendi içinde serbest piyasa kurallarına göre işlesin, çalışan, hak eden bir yerlere gelsin.
Son önerim de Amber Türkmen hanıma. Koro solistliği gibi, müzik gibi önemli bir sanat eğitimi aldınız. TRT veya başka bir X veya Z grubunun genel müdürü olmak yerine eğitiminiz olan müzik adına bir yerlere gelmeye çalışsanız ne güzel olur. Bizde şarkılarınızı çalsak, müzik haberlerinizi yazsak. Herkes işini yapsa daha güzel olmaz mı?
Michael Kuyucu | Müzik Onair