- Merhaba Şükrü Bey. Öncelikle nasılsınız? Müzik hayatına ilk nasıl başladınız ve bu mesleğe ilginiz ne zamandır var? Sizleri daha yakından tanıyabilmemiz için biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhabalar. Teşekkür ediyorum, keyfim gayet yerinde. 19 Mayıs 1989 Bursa doğumluyum. Halihazırda hayatıma Bursa’da devam ediyorum. İlk, orta ve lise eğitimimi Bursa’da tamamladıktan sonra üniversite eğitimimi de Eskişehir Anadolu Üniversitesi Makine bölümünde tamamladım. Çocuk yaşlardan beri müziğe büyük ilgi beslesem de belki hayat şartları belki daha az doğru tercihler sebebi ile müzik hayatına ilk adımımı atmam 2007 yılını buldu. Gitar, vokal performansları ile uzun süre kendimi profesyonel anlamda geliştirdim. Daha sonrasında solist olarak bar programları yapmaya başladım. Bu şekilde devam etti ve halen devam ediyor.
Pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?
Pandemi süreci herkeste olduğu gibi bizim için de çok sancılı geçti tabii. Sahnelerimiz zaten biliyorsunuz daha yeni yeni hareketlenmeye başladı. Bu dönemde oldukça fazlaca kendimle baş başa kalma fırsatım oldu. Olumlu olarak düşünebileceğim tek yanı, benim için bestelerime müziğime odaklanma şansı bulmam. Tek temennim bir an evvel tam manası ile bu virüsten kurtulup, eski sağlık dolu günlerimize geri dönebilmek.
- O Ses Türkiye yarışmasına katılmaya nasıl karar verdiniz? Yarışmadan sonra hayatınızda neler değişti?
O Ses Türkiye’yi ilk sezonundan beri severek takip ediyordum zaten. Bir şansımı denemek, seçilmek tabiî ki önemli lakin kendimi sınamak, daha farklı kitlelere seslenebilmek amacı ile katılma kararı aldım. Yarışma sonrasında aslında işler planladığım gibi gitti diyebilirim. Profesyonel anlamda sahne çalışmalarım daha da arttı. Güzel dostluklar edindim, dinleyenlerim sevenlerim arttı keyifliydi yani.
- O Ses Türkiye’deki performansınızla jüri üyelerini etkilemeyi başardınız ve hatta Ebru Gündeş ile çalışma fırsatınız oldu. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz? Mesela Ebru Gündeş ile çalışmak nasıl bir duyguydu. Neler hissettiniz?
Evet Athena Gökhan haricinde tüm jüri üyelerini döndürmeyi başardım. Bu ayrıca mutluluk veren bir durum tabii ki. Ebru Gündeş ile çalışmak büyük keyifti. Gerçekten tüm yarışmacıları ile tek tek görüşen onları tanımaya çalışan ilgilenen bir jüri üyesi kendisi. Zaten sesi ve müzikal geçmişi hakkında söyleyecek hiçbir söz yok, oldukça keyifli ve bir o kadar da gurur verici bir dönemdi diyebilirim.
- Şimdi de sözü ve müziği size ait olan yeni ilk single çalışmanız ‘’Tam Zamanı’’ hakkında konuşmak isteriz. Öncelikle şarkı gerçekten çok hareketli ve dans figürleriyle dolu güzel bir çalışma olmuş. Hayırlı olsun. Şu ana kadar gelen tepkiler nasıl ve kimlerle çalıştınız. Biraz bahsedebilir misiniz?
Çok teşekkür ediyorum. Öncelikle söylemeliyim ki kendi şarkımla bir proje yayınlayabilmek tahmin edilemez bir mutluluk oldu benim için. Şarkımız dediğiniz gibi oldukça hareketli, dinleyenlerin içini kıpırdatan tam bir yaz şarkısı. Şuana kadar aldığımız tepkiler ise gerçekten çok olumlu. Tek olumsuz olan yanı henüz yeni çıkmamıza ve böyle kaliteli bir iş ortaya koymuş olmamıza rağmen yeterli kitleye ulaşamamış olmamız.
Onun da tabii çok farklı sebepleri olabilir. Lakin bu beni çok da endişelendirmiyor. İyi iş her zaman yerini bulacaktır diye düşünüyorum. Şarkımızın aranjörlüğünü Türkiye’de birçok hit şarkının alt yapısına imzasını atmış dostum Osman Çetin üstlendi. Klibimizin yönetmen koltuğunda ise İdil Dizdar ve Said Dağdeviren var. Dans performanslarımızda Garaj Dance ekibi ile birlikteydik. Şarkımızın koreografisini de sevgili Nazlı Akçay yaptı.
Kendinize belirlediğiniz mesleki bir hedef var mı?
Her zaman ‘step by step’ ilerlemişimdir hedeflerime. O sebeple öncelikli hedefim piyasada tutunabilmek ve yaptığım işlerin devamını, sürekliliğini sağlayabilmek. Sonrası bence daha sonra düşünülebilecek şeyler.
- Sizi biraz da sosyal açıdan tanıyalım. Müzik dışında başka bir ilgi alanınız merakınız var mı? Mesela bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz?
Karantina döneminde ara vermek zorunda kalsam da spor benim her zaman vazgeçilmezim olmuştur. Öyle ki müzik hayatım öncesi uzun süre futbol oynamış birisi olarak halen düzenli futbol maçlarıma da devam ediyorum. Aşırı derecede film ve dizi izleme alışkanlığı edindim karantina döneminde. Malum çok da yapabilecek bir şeyiniz olmuyor evde. Onun haricinde ise konsol oyunları vazgeçilmezimdir. Bu şekilde standart hobiler diyelim.
- Son olarak Müzik Onair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
Müzik Onair okuyucularına ve sevenlerime tek söyleyeceğim; her zaman kaliteli işleri, kaliteli isimleri takip etsinler lütfen. Çünkü o kadar çok hak etmediği halde haddinden fazla ilgi gören sosyal medya maymunu dolanmakta ki ortalıkta. Gerçekten çok acı. Piyasada onca emek sarf edip hak ettiği yerin yakınına bile ulaşamayan gerçek sanatçı dostlarımız varken, biz kimleri izlemek, dinlemek zorunda kalıyoruz.
Son olarak Müzikonair ailesine çok teşekkür ediyorum bu güzel sohbet için. Artık “TAM ZAMANI” diyorum ve yeni projelerde buluşmak ümidiyle güzel çalışmalar diliyorum.
Röportaj: Alper Ergez | Müzik Onair