Güldür Güldür Show ve birçok sinema filmiyle hafızalara kazınan ünlü oyuncu Alper Kul, Sinemaport yazarlarından Alper Ergez’in sorularını yanıtladı.
Senarist, sinema oyuncusu ve tiyatrocu Alper Kul, “Dışarıdakiler’’ isimli ilk romanını 21 Aralık’ta okurlarıyla buluşturdu. Alper Kul, ilk kitabını çıkarma fikrinden, pandemi döneminde yaşadıklarına birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
Merhaba Alper bey, Sinemaport’a hoş geldiniz. Öncelikle bize ayırdığınız vakit için teşekkür ederiz. Sinema filmleri, tiyatro, televizyon, senaristlik derken bu kez sanatseverlerin karşısına yazar kimliğinizle çıkıyorsunuz. Biraz bahsedebilir misiniz, yazmaya nasıl karar verdiniz? Bundan sonrası için de devamı gelecek mi?
Tiyatro oyunları yazıyordum genelde. Bildiğim iş o. O oyunları yazma motivasyonum da, beni rahatsız eden konularla yüzleşmek, hesaplaşmak, muhakeme edip bir sonuca bağlamak, rafa kaldırmak olmuştu. Kendi dertlerimi oyun karakterlerine yükleyip, tartıştırıyor, bir sonuca vararak rafa kaldırıyordum. Mevzu benden çıkıyor, rahatlıyordum. En son dert edindiğim konu tiyatro oyun metnine sığmadı. Roman formunda kendine yer buldu. Düzenli bir yazımla 3 yıl süren muhakeme 330 sayfada nihayete kavuştu.
“AĞIR PANİK ATAK PERİYODLARI GEÇİRDİM”
İçinde bulunduğumuz pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?
Adapte olabilmenin güçlü olmaktan daha çok işe yarar bir şey olduğunu öğrendim. Pandeminin adının konulup evlere kapandığımız ilk bir kaç haftada ağır panik atak periyodları geçirdim. 2 ve 7 yaşlarında iki çocuğum var. ‘Bana bir şey olursa eşim ve çocuklarım ne olacak’ düşüncesi kaygılarımı tetikledi ve bir çıkmaza girdim. Zaten halihazırda da pimpirikliyim, biraz sert geçti o süreç. Eşimin yardımlarıyla kendime geldim.
Güldür Güldür Show nasıl gidiyor ve kaçıncı seneniz oldu? Halen Güldür Güldür Show sahnesine çıktığınızda o ilk günkü heyecanınızı yaşıyor musunuz? Biraz bahsedebilir misiniz?
Güldür Güldür 2010 yılında kafama takılan tetikleyici bir soru ile başladı. ‘Bir tiyatro kumpanyası her hafta yeni bir oyun sahneleyebilir mi?’ Bu sorunun peşine düştük, çalıştık, çizdik, yazdık, 5’er Beşer çıktı ortaya. Takiben ‘İnsanlar Alemi’ni yazdık, bozduk, yeniden ürettik, ‘Güldür Güldür’ olarak bu güne getirebildik. Tamamen ekip başarısı. Güzel bir ansamble oluşturduk. Bu on yıllık süreçte ben tetikleyici soruma cevap da aldım, oyun arkadaşım Aylin’le hayat arkadaşı olup çoluk çocuğa da karıştım.
İlk romanınız olan “Dışarıdakiler’’i okurlarınız ile 21 Aralık’tan itibaren buluşturmaya başladınız. Öncelikle hayırlı olsun. Şuana kadar gelen tepkiler nasıl ve bu kitapta okurlara vermek istediğiniz mesaj nedir?
Geri dönüşler yeni yeni geliyor ve çok olumlular. Yeni bir roman yazma konusunda çok teşvik ediciler. Mutluyum. Romanda tahlillerde bulunuyorum. Her okur kendi yaşanmışlığından kendi analizine ulaşacaktır. Ne anlattın kardeşim 300 sayfa derseniz, ezcümle; ‘Canlı cansız her varlığa sevgiyle, saygıyla yaklaşan insanlar’ dan bahsettim diyebilirim.
Pandemi sürecinden en çok etkilenen alanlardan biri bildiğiniz gibi tiyatro ve sinema sektörü oldu. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Ayrıca sinema ve dizi sektörünün artık giderek dijital platformlara yayılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce avantaj ve dezavantajları var mıdır?
Avantajlarına odaklanmak daha akılcı bir yol. Geçici bir süreç bu neticede. Sahneler binlerce yıldır olduğu gibi yeniden açılacak. Hiçbir platform canlı performansın yerini tutamaz. Bu süreç yeni platformlar, yeni imkanlar yaratacak ve o imkanlar da kalıcı olacak. Bu güzel haber. Süreci birbirimize destek olarak geçirirsek kardeşliğimiz pekişir. Dijital etkinliklerden konser, oyun biletleri satın alınırsa misal çok şık olur. Konuyla ilgili olarak ‘Festtogether’ çok güzel bir oluşum. İncelerseniz sevinirim.
Kendinize belirlediğiniz mesleki bir hedef var mı? Ne yaparsam bunu başardım diyebilirsiniz?
Nefesim olduğunca yazmak, oynamak, mesleğimi insanlara sevdirmek istiyorum.
Özellikle oynamak istediğiniz bir karakter var mı? Sizce güldürmek mi kolay ağlatmak mı?
Oyunculuk yorumculuk neticede. Şu karakteri dur bir de ben yorumlayayım diye geçmiyor hiç içimden. Olgunluk dönemim gelirse eğer bir Sait Faik oynamak isterim.
“SAİT FAİK OYNAMAK İSTERİM”
Özellikle oynamak istediğiniz bir karakter var mı? Sizce güldürmek mi kolay ağlatmak mı?
Oyunculuk yorumculuk neticede. Şu karakteri dur bir de ben yorumlayayım diye geçmiyor hiç içimden. Olgunluk dönemim gelirse eğer bir Sait Faik oynamak isterim.
Sizi biraz da sosyal açıdan tanıyalım. Boş zamanlarınızda neler yaparsınız başka bir ilgi alanınız, merakınız var mı?
İyi bir baba ve eş olmaya gayret ediyorum. Evdeyim genelde. Çocukları uyutur yazmaya başlarım. Az uyurum. Ağaç kültü ilgi alanım. Tabiat başlığını genel anlamda çok severim. Gezemezsem, o konuda okur, belgesellerini izlerim. Fotoğraf çekerim, fidan dikerim, okurum, yazarım.
Son olarak sizi sevenlere ve SinemaPort okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Unesco 2021’i Hacı Bektaş-ı Veli yılı olarak ilan etti. Hacı Bektaş’ın sevgi, eşitlik, paylaşım, hoşgörü kavramlarını bu vesileyle tekrar hatırlamak, herkese hatırlatmakta fayda görüyorum. Sevgiyle.