Şarkıcı Yeşim Salkım Günaydın Gazetesinden Ömer Karahan’a samimi bir röportaj verdi.
Emekliliğinden Bodrum’a yerleşme planına, oynadığı tiyatro oyununda geçmişte bıraktığı kötü günlere kadar bir çok şeyi açıkça anlattığı röportajdan dikkat çeken satırı sizler için derledik;
‘Bahtiyar Bahtıkara’ filmine nasıl dahil oldunuz?
İlk kez komedi filminde oynayacağım için kabul ettim. Bana hep dram rolleri geldi ve içim çok sıkıldı. Kadir Çöpdemir ve oyuncu kadrosu, bir de filmde 70’lerdeki Yeşilçam tadının olması çok hoşuma gitti. Bence insanların çok özlediği bir şey bu. Saçma sapan komedilerin veya ağır dramların olduğu, hayatın gerçeğinin yüzünüze vurulduğu filmleri insanlar reddetmeye başladı. Bizimkisi, hareketli ve güzel bir film. Senaryoyu okuyunca çok beğendim, canlandırdığım ‘Pakize’ karakterini de sevdim. İsmi bile güzel geldi… İyi ki böyle bir projenin içinde olmuşum. Daha önce hiç komedi oynamadığım için tereddüdüm vardı; nasıl olacak, insanlar ne düşünecek diye… Sonra ne düşünecekleri çok da umurumda değil dedim. (Gülüyor) Bu hayatta önemli olan, benim ne düşündüğüm…
Oyunculuk veya şarkıcılıktan hangisi ağır basıyor hayatınızda?
Onu ayırt edemedim hiç… Bazıları şarkıcılık ağır geliyor diyebilir çünkü 16 yaşından beri şarkı söylüyorum. Bu işe böyle başladım. Konservatuvar mezunuyum, notayı tersten okurum! Nota okuyamayanlar bile ‘Şarkı söylemekten keyif alıyorum’ diyorsa, benim şarkıcılığı ikinci plana atmam zor. Bir de sahnedeyken, hep kendime şarkı söylerim ben. Anlatamadığım, söylemediğim bütün duygularımı, o şarkılarla öyle güzel anlatıyorum ki… Şarkıcılık benim için çok başka bir yerde. Oyunculuk ise duyguları ifade etme biçimim. İkisini ayırt etmiyorum.
Son 10 yılda iyi-kötü birçok şey yaşadınız. O günleri düşününce kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
10 yılımı o kadar güzel geçirdim ki… Çok dibe vurdum, beş kuruşsuz kaldım, evimi ipotek ettirdim, TMSF ile uğraştım… Bir yandan derdimi anlatamadım, hastalandım… O kadar sıkıntı bir yerden çıkacaktı tabii… Rahmimde tümör çıktı, çok ağır bir üç yıl geçirdim. Bebeğimi dünyaya getirdim. Tümör büyürken, Ada da büyüdü karnımda… O şekilde doğum yaptım, masada kalıyordum. İnanç o kadar kuvvetli bir şey ki; ağladıkça, dua ettikçe Allah sana daha çok yardım ediyor. Sonra eşimden ayrıldım, çok acı çektim, çok kızdım ama onun arkasından hiç konuşmadım. Çocuğumun kıymetli babasıydı, benim için de öyleydi.
Gelecekle ilgili plan yapıyor musunuz?
Bodrum’a yerleşiyorum. Kitabımı çıkardıktan sonra gitmeyi planlıyorum. Seneye Bağkur’dan emekli olacağım. Annemi ve Ada’yı alıp Bodrum’a gideceğim. Orada çocuklarla bir şeyler yapmak istiyorum. Herkese tavsiye ediyorum; belli bir zaman gelince emekliye ayrılın.
Kaynak: Günaydın