“Sanat Güneşi” Zeki Müren’in 88. doğum günü kutlanıyor ve Müren hayranları sanatçıyı sosyal medyada paylaşımları ile anıyor. Ayrıca Müren’in doğum günü olan 6 Aralık tarihi, 2012 yılından bu yana “Türk Sanat Müziği Günü” olarak kutlanıyor.
6 Aralık tarihinin “Türk Sanat Müziği Günü” olarak kutlanması fikri ise, ses sanatçısı ve yazar Onur Akay’ın teklifiyle hayata geçmiş. Sosyal medyada paylaşım yapan Akay, “Zeki Müren’in doğum günü olan 6 Aralık tarihi, benim TRT Müzik’te yaptığım öneriyle, ilk defa 2012 yılında ‘Türk Sanat Müziği Günü’ olarak kutlandı ve bugün 8. kez kutlanıyor. Herkesin Türk Sanat Müziği Günü kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
Zeki Müren kimdir?
Klasik Türk Müziği’nin en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilen Zeki Müren, müzik camiasında ve kamuoyunda, “Sanat Güneşi” ve “Paşa” sıfatlarıyla da anılıyordu. “Altın Plak” ödülünün ilk sahibi olan Müren, sanata olan katkılarından dolayı 1991 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla ödüllendirilmişti.
Müzik hayatı boyunca 600’ü aşkın plak ve kaset doldurmuş, 300’ü aşkın şarkı bestelemişti.
Şarkıcı, besteci, söz yazarı ve sinema oyuncusu Zeki Müren, 6 Aralık 1931’de, Üsküp’ten göçmüş bir ailenin çocuğu olarak Bursa’nın Hisar semtinde doğdu.
Ortaokul eğitimini Bursa’da tamamladıktan sonra babasına İstanbul’a gitme arzusunda olduğunu açıkladı. Kereste tüccarı olan babasının rızasıyla İstanbul Boğaziçi Lisesi’ne kaydoldu ve okulu birincilikle bitirdi. Olgunluk imtihanlarını pekiyi dereceyle verip İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi’ne) girdi. Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pek çok kez sergiledi.
Zeki Müren, Bursa’dayken tamburî İzzet Gerçeker’den aldığı solfej ve usul dersleri almıştı. 1949’da, Boğaziçi Lisesi’nde okurken, sinema yönetmeni ve yazar Arşavir Alyanak’ın babası Agopos Efendi ile bir başka hocası Udi Krikor’dan aldığı derslerle müzik eğitimini sürdürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli’den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan’dan, Sadi Işılay’dan, Kadri Şençalar’dan istifade etti.
1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT İstanbul Radyosu’nun açtığı ve 186 adayın katıldığı solist sınavını birincilikle kazandı.
1 Ocak 1951’de, İstanbul Radyosu’nda canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Konserden sonra Hamiyet Yüceses, stüdyoyu arayarak kendisini tebrik etti.
O yıllarda TRT Ankara Radyosu Anadolu’da en çok dinlenen radyo idi ve İstanbul Radyosu Anadolu’dan net olarak dinlenemiyordu. Aynı hafta klarnet sanatçısı Şükrü Tunar, Müren’i Yeşilköy’deki kendisine ait plak fabrikasına götürerek yine kendi eseri olan “Muhabbet Kuşu” şarkısını plağa doldurttu. Bu plak sayesinde Müren, bütün Anadolu’da tanındı.
Zeki Müren, bu başarılı ilk konserden ve plak çalışmasından sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak eserler seslendirmeye başladı. Radyo programları, on beş yıl sürdü. Bunların çoğu, canlı yayın programlarıydı. Müren, bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi.
İlk sahne konserini 26 Mayıs 1955 tarihinde verdi. Genellikle kendi tasarladığı sahne kıyafetlerini giyiyordu. Sahne kültürüne, saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi bazı yenilikler getirdi.
Askerliğini 1957-1958 yıllarında yedek subay olarak Ankara Piyade Okulu (6 ay), İstanbul Harbiye Temsil Bürosu (6 ay) ve Çankırı’da (3 ay) yaptı.
Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl, Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahneye çıktı. 1976’da Londra’daki Royal Albert Hall’da konser vererek bu mekânda sahneye çıkan ilk Türk sanatçı oldu.
Zeki Müren 1955’te “Manolyam” adlı şarkısıyla, Türkiye’de ilk kez verilen “Altın Plak” ödülü’nü kazandı. Sanata katkılarından dolayı, 1991 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla ödüllendirildi.
On yedi yaşındayken bestelediği “Zehretme hayatı bana cânânım” mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı, bestelediği ilk şarkıdır. “Şimdi Uzaklardasın” (suzinâk), “Manolyam” (kürdilihicazkâr), “Bir Demet Yasemen”, “Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin” (nihavend) güfteli, “Elbet Bir Gün Buluşacağız” gibi şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Zeki Müren, bu şarkıları plaklara da okumuştur.
Oyunculuk kariyeri
Zeki Müren, 1954’te “Beklenen Şarkı” adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticarî başarı kazanan bu filmden sonra, şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği 18 filmde daha oynadı. 1965’te de Arena Tiyatrosu’nca sahneye koyulan “Çay ve Sempati” adlı oyunda başrolü oynadı.
Zeki Müren, hayatı boyunca hiç evlenmedi.
Rahatsızlığı ve vefatı
Zeki Müren, kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı sebebiyle hayatının özellikle son 6 yılında sahne hayatından ve medyadan uzaklaştı. Bodrum’daki evinde inzivaya çekildi. Bu dönemi “kendini dinlemek” olarak tanımladı.
24 Eylül 1996 günü, TRT İzmir Televizyonu’nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.
Vasiyetinde bütün mal varlığını Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı’na bıraktı.
Ölümünün ardından sanatçının Bodrum’da son yıllarını yaşadığı evi, Kültür Bakanlığı’yla yapılan protokol ile “Zeki Müren Sanat Müzesi”ne dönüştürüldü. Müze, 8 Haziran 2000 tarihinde ziyarete açıldı.
Zeki Müren’in doğum tarihi olan 6 Aralık, Ses Sanatçısı ve Yazar Onur Akay’ın 2012 yılında “TRT Müzik” kanalında dile getirdiği teklifiyle “Türk Sanat Müziği Günü” olarak kutlanıyor.