“ARABAMI SATTIM, ALBÜM YAPTIM”
“Az önce en iyi konuk programı kategorisi vardı ya. O programlara konuk olarak gelen, o programların burada aday olmasına sebebiyet veren sanatçıların da gelmediğini görüyorum. Ona da üzülüyorum. Biraz daha sanatçı katılımı olsa daha iyi olur. Çünkü ‘Kanka arabayı sattım albüm yaptım biraz destek,’ falan diyorlar ya hani, biz de böyle gecelerde destek istiyoruz.”
Bu cümleleri geçtiğimiz günlerde yılların radyo programcısı Cem Arslan sarf etti. Bu yıl beşincisi düzenlenen Sihirli Mikrofon ödül töreninde en iyi radyo şov programcısı ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmanın bir kısmıydı bu.
Koca bir törenden aklımda sadece bu cümleler mi kaldı? Elbette değil. Fatih Belediyesinin destek verdiği bu organizasyon tıpkı geçen sene olduğu gibi bu sene de iyi hazırlanılmış, emek verilmiş ve özenilmiş bir organizasyon olarak göz doldurdu.
Her ödül töreninde yaşanan türden aksaklıklar yaşanmadı değil yer yer (ödül verilip alınması safhasında uzayıp giden konuşmalar gibi) ancak sadece açılıştaki müthiş görsel şovla bile alkışlanası idi.
Şimdi gelelim Cem Arslan’ın söylediklerine…
Evet, bu desteği istemekte haklısınız sayın Cem Arslan. Gelenlerin, ödül vermek ya da performans sunmak için sahneye çıkanların sayısı, şanı, şöhreti size yetmemiş olabilir ona da amenna (ki özellikle genç nesil pop tayfası Buray’ından Simge’sine, Edis’inden, Tuğba Yurt’una dek oradaydı.)
Ve fakat “Arabayı sattım albüm yaptım,” acı bir gerçeğin ta kendisidir ve bu gerçeğin şakasına ya da dalgasına, o da değilse tehdit savururcasına orta yere bırakılması sizin tecrübenizde bir radyo programcısına yakışmaz. En çok da size yakışmaz evet.
Bir radyo binasının dört duvarı arasında oturduğunuz yerden “bu olmuş, bu olmamış,” diye hüküm giydirdiğiniz o şarkıların ya da albümlerin kimi zaman ne tür imkânsızlıklar içerisinde, ne zorluklarla mücadele ederek, ne hayaller ve ümitlerle önünüze kadar geldiğini bilmeniz gerekir çünkü.
Sizin çoğu kez sadece 30 saniye dinleyerek beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz işler bazen sahiden bir arabaya, bir eve, dünya kadar kredi borcuna mâl olmuştur, olmaktadır belki. Bunu size açık yüreklilikle söyleyen de olmuştur, utanıp saklayan da.
Bunu uluorta saçıp dökmek bana sorarsanız en hafif tabiriyle ayıptır.
Kaldı ki gecenin en yerli yerinde konuşmasını kısacık birkaç cümleyle Gökhan Türkmen yapmış idi siz ödül almadan önce. Ben olsam o sözlerin üzerine bu sözleri söylemekten imtina ederdim.
Ne demişti Gökhan Türkmen?
Mealen şöyle demişti: “Radyolarda yeni isimlere azıcık da olsa yer verin, onları destekleyin.”
Artık ana akımın figürlerinden biri olmuş, dolayısıyla radyoların tam desteğini arkasına almış bir müzisyen, bir parça da riske girmek, fincancı katırlarına ürkütmek pahasına bu öneriyi (aslında ikazı) dillendirebiliyorsa, durup düşünmek lazım. Çünkü mecazi anlamda ya da gerçekten arabasını satanlar tam da o bahsettiği yeni isimler işte.
YAVUZ HAKAN TOK, MÜZİKONAIR, ŞUBAT 2016, İSTANBUL