Hasan Kalyoncu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Bilgili, Doç. Dr. Michael Kuyucu’nun hazırlayıp sunduğu Akademik Bakış programının canlı yayın konuğu oldu.
Sektöre ve sektörün geleceğine yönelik önemli detaylar paylaşan Bilgili’nin konu başlıkları;
‘En Çok Radyo Olan Ülke Türkiye!’
Öncelikle bunun ilk başlangıcı olan 90’lı yıllarda gelişme endeksi döneminde yapılandırması yanlış yapılmış. Kimse bunu açıklıkla söylemiyor. Kimse 1100 tane radyoya neden lisans verilmiş diyemiyor! İngiltere’nin ve Almanya’nın radyo lisans sayıları 300-200 gibi rakamlar.En çok radyo olan ülke biziz. Almanya’nın veya İngiltere’nin ekonomisine bakıyorsunuz; toplam reklam harcamaları bizim en az 5 katımız, radyo payları da en az 10 katımız. Onların az sayıdaki radyosu o payı alıyor.
Sonra oradaki radyocu hem daha çok para kazanıyor, hem ülke ekonomisi daha verimli hale geliyor, hem de radyoculuğu gerçek radyoculuk olarak yapıp kaliteyi arttırıyor. Mesela Gaziantep’te 16 tane yerel radyo var, bunlar ulusallarla nasıl rekabet etsin? Türkiye’nin tekrardan karasal yayıncılıkla ilgili radyo ve televizyon frekans planlamasını gözden geçirmesi lazım. Bu tür yayıncılık ortamına artık son vermesi lazım.
‘Reytingler Kamusal Fonlar Yapılsın’
İzlenme ve dinlenme payı ile ilgili bence bir sıkıntı yok, denetçilik modelleri de işliyor, fakat bu modele katılım kısmında sıkıntı var. Yani tüm yayıncı kuruluşların bu izlenme ve dinlenmeye ilişkin değerlendirme raporları yok.
Burada bir sıkıntı var. Siz bu durumda özel yayıncı kuruluşların isteğe bağlı değerlendirmesini yaptığınız bir sistem kurmuş oluyorsunuz. Bu, gerçeği yansıtabilme konusunda sıkıntılı bir metot. Bu tür işlerin kamusal fon destekleriyle yapılmasından yanayım.Yayıncı kuruluşların ve özel teşebbüslerin uyguladığı işler olmasından yana değilim. Sonuçta özel teşebbüs çıkarlar amacına göre hareket eder. Ama bağımsız kamusal fonla desteklenmiş bu tür ölçüm sistemlerinin raporları daha tarafsız olur.