Türkiye’nin tartışmasız en ünlü sosyal medya fenomeni Kerimcan Durmaz, “Bu balon bir süre sonra söner” diyenlere inat popülerliği katlanarak arttı, internetten taştı. Şimdilerde ocak ayında Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki şovuna ve yakında piyasaya çıkaracağı yeni makyaj koleksiyonuna hazırlanıyor.
Kerimcan Durmaz, verdiği röportajda eğlenceli hayatını, geçmişte yaşadığı acıları, aldığı tepkileri, Türkiye’de var olmak için uyguladığı otosansürü anlattı.
Size duyulan merak katlanarak artıyor. ‘Taş fırın erkeği’nin yüceltildiği, muhafazakâr bir toplumda, alınmış kaşlarınız ve makyajınızla nasıl bu kadar kabul gördünüz?
– İnsanlar bendeki sıcaklığı sevdi. Onlara doğal, sempatik geldim. Hayatımı merak ettiler. Sabah uyandıklarında profilimi açıp kendilerini iyi hissediyorlar. Her gün, “Eşimden ayrıldım, evde ağlıyordum, sayende kahkahalar attım” diye yüzlerce mesaj alıyorum. Komik buluyorlar beni.Bir dönemin Zeki Müren’i, Bülent Ersoy’u vardı. Sonra Kuşum Aydın ve Fatih Ürek geldi. Hepsi yetenekleri kadar sıradışı hayat tarzlarıyla da dikkat çekti. Tabii siz şarkı söylemiyor, oyunculuk yapmıyorsunuz ama… Dijital çağda bu tarz şöhretin karşılığı da siz misiniz?
– Onlar o yıllarda radyolar ve televizyonlar sayesinde kendilerini gösterdi ve bunları yaşadı. Şimdi herkesin elinde akıllı telefon… Artık beni izleyerek vakit geçiriyorlar.Biraz görgüsüz müsünüz? Giyim kuşamınızı, takılarınızı, çantalarınızı insanın gözüne sokan bir haliniz var…
– İnan görgüsüz değilim, öyle yetiştirilmedim. Ben her şeyi gördüm! Ama bunlar hep sahip olmak istediğim şeylerdi. Ben şu an hayallerimi gerçekleştiriyorum. Aşırıya kaçarsam mide bulandırır.Şöhret olmanın kolay yolunu göstererek gençlere kötü örnek olmuyor musunuz?
– Kimseye kötü örnek olmak istemiyorum. Bazı hayranım olan kızların anneleri, çocuklarının sabah-akşam beni izlediklerini söylüyor. O zaman arayıp onlarla görüşüyorum. Ben şanslıydım, herkes bu kadar şanslı olamayabilir.Meşhur ‘twerk’ dansınıza gelelim. Videolarınızda sergilediğiniz erotizm size duyulan ilginin sebeplerinden biri olabilir mi?
– Onları ilk zamanlar çekiyordum. Şimdi twerk’ler, erotizm… Öyle bir hayatım yok.Ne değişti?
– Bu ülkede şu an yaşayabilmek için kendini bazı noktalarda durdurman gerek.Yani tepki çekmemek için kendinizi sansürlüyor musunuz?
– Tutunabilmek için hatasız ilerlemelisin. Dozunda yaşamalısın. Aşırıya kaçarsam mide bulandırır. Bu yüzden artık hareketlerime dikkat ediyorum. Yoksa arkadaşlarımla konuşmalarımı sosyal medyaya yansıtsam yer yerinden oynar!Ne konuşuyorsunuz?
– Daha rahat, samimi, argo… Ama bunları sosyal medyamda göstermem. Instagram’ım haftalık 136 milyon görüntülenme alıyor. Bir hikâyem 24 saatte 1.5 milyon izleyici tarafından izleniyor. Böyle bir televizyon kanalı yok.Eski videolarınız ne olacak?
– Bu ülkede kimlerin pornoları çıktı, unutuldu. Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum.Sahneye çıktığınız mekânların ön masalarında genelde ‘maço, ağır abi’ diye tanımlanan erkekler oluyor. Sorsanız, belki çoğu sizinki gibi bir yaşam tarzını onaylamadığını söyler. Ama gelip sizinle eğleniyorlar. Bunda bir ikiyüzlülük görüyor musunuz?
– Kesinlikle toplumda ikiyüzlülük var. Arkadaş ortamlarında arkamdan konuşanlar sahneme geldiklerinde bana şampanyalar patlatıp övgüler sıralıyor.Ahlaksız teklif almıyorum, ediyorum
Ağır abilerden teklifler geliyor mu?
– Dışarıdan bakınca asla benimle muhatap olmayacak, maço gibi duranlar attığım bir fotoğraftan sonra mesaj atabiliyor.Samsun’da sahneye çıktığınız mekânda saldırıya uğradınız. Bu da ikiyüzlülüğün göstergesi mi?
– 1500 insan benimle eğleniyor, üç tane sevmeyen insan çıkıp terbiyesizlik yapıyor. Aşağılık kompleksi, ‘Ben buradayken o nasıl orada’ muhabbeti…Sokakta korkuyor musunuz?
– Hayır ama önlem alıyorum. Şoförüm ve korumam var.Ahlaksız teklif alıyor musunuz?
– Hayır, genelde ben ediyorum. Deeermişim!“Beş Hermès’im var desem yeter mi?”
14 Ocak’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde şovunuz olacak. Ebru Gündeş, Sibel Can gibi büyük isimlerin çıktığı sahnede siz ne yapacaksınız?
– DJ’lik… Ayrıca 15 kişilik bir ekiple büyük bir dans şovu yapacağım.Bu şov nasıl bir açığı kapatacak?
– Yeni şarkımdan sonra Türkiye için Rihanna, Beyoncé olacağım.“Ayda 500 bin kazanıyor” haberleri doğru mu?
– Asla öyle bir gelirim yok.Ne kazanıyorsunuz? 50 bin-60 bin?
– O civarda ama üstünde değil.Şöhret hayatınızda neyi değiştirdi?
– Yeniköy’de ailemle kirada oturuyorduk. Şimdi Acarkent’te bir villada.25 bin kira ödenen ev o mu?
– Yok canım, aylık 11 bin. Ayrıca aileme Bursa’da istedikleri evi, babama ve kendime istediğimiz arabaları aldım. İşim şov olduğu için hep şık görünmem lazım. Kıyafete çok para gömüyorum.Kaç Louis Vuitton çantanız var?
– Beş Hermès’im var desem yeter mi? Louis Vuitton’ları artık spor çantası yapıyorum.Aşk var mı?
– Maalesef yok, çok yoğunum.Tek eşli misiniz?
– Aynen (Bu sırada asistanı gülmekten koltuktan düştü).Libidonuz yüksek mi?
– Sen bana histerik mi diyorsun? (gülüyor) Değilim valla.Estetiğiniz var mı?
– Burnumda ve dudağımda…“Durmaz soyadını sürdürecek ailedeki tek erkek çocuğum”
Nasıl bir aile sizinki?
– Yeniköy’de büyüdüm. Annem ev hanımıydı, babamın balık restoranı vardı, battı, özel bir şirketten emekli oldu.Ailenin tek erkek çocuğu siz misiniz?
– Sülalede Durmaz soyadını sürdürecek tek erkek çocuğum!Sürdürecek misiniz?
– Ne yapayım, sürdürürüm. Neden çocuğum olmasın?“Lisede yakama fiyonk takardım”
Lisede de kaşlarınızı alıp makyaj yapar mıydınız?
– Hep aykırıydım. Yine yandan Louis Vuitton çantam vardı. Agatha marka tokalar popülerdi; kızlar saçına, ben yeleğime takardım. Gri kumaş pantolonu terziye götürüp dar, kısa paça yaptırırdım. Diğer erkeklerin kravatları vardı, ben yakama fiyonk yapardım.Çocuklar acımasızdır. Zor muydu o yıllar?
– Evet. Zaten liseden ayrılma sebeplerimden biri buydu. Mecburen dışarıdan bitirdim. Üniversiteye gitmek istiyordum ama sonra işe girdim. Ailemin desteği yeterli gelmeyince makyöz oldum. Sonra bir iş teklifi üzerine Bakü’ye gittim ve orada çektiğim snap’lerle parladım.Psikolojik destek aldınız mı hiç?
– Ortaokulda arkadaşlarımın tepkisine maruz kaldım, o dönem aldım.Anne-babanızın yaklaşımı nasıldı?
– Babam çok modern, bana karşı hep anlayışlıydı. Birbirine bağlı bir aileyiz. Benimle konuştular, psikolojik destek almam ortak kararımızdı.Kapalı olan ablanızla ilişkiniz nasıl?
– Aramız çok iyi. Ben de yakında onun gibi umreye gitmek istiyorum. Dini bütün bir insanım. Ayetel Kürsi okumadan sahneye ve sokağa çıkmam.Yaptıklarınızla LGBTİ bireyleri komedi unsuruna çevirmekle eleştiriliyorsunuz…
– Hayatımı rahat yaşıyorum. Bu da benim gibi yaşayan insanların önünü açtı. Onların da Avrupa ve Amerika standartlarında yaşadığını düşünüyor ve gurur duyuyorum.“Türkiye’nin Kardashian’ıyım”
Neydi hayaliniz bu sosyal medyadaki paylaşımlarınıza başlarken; para, ilgi, şöhret…
– Sadece şöhret olmak istiyordum! Bir mekândan çıkarken önümde bir basın ekibi olsun, flaşlar patlasın, ilgi göreyim… Tek isteğim buydu ve oldu.Bir şeyler üretmek yok mu bu hayallerin içinde?
– Üretiyorum da canım, kendi kozmetik markamı kurdum. Beş renk rujum var. Yakında maskara ve göz kalemleri de çıkacak.Sanki Kardashian’ların izindesiniz…
– Türkiye’nin Kardashian’ı benim! Bundan sonra Kylie Jenner düşünsün. Şarkı da geliyor hayatım, yolda. Ersay Üner’le bir single çalışmam var.Sizin adınızla internette dönen ‘Vur Bana’ diye bir şarkı var. Sizin şarkınız değil mi?
– Ben öyle şarkı mı çıkarırım ayol! Beni gören “Vur bana, vur bana” diyor. Bir vuracağım elimin tersiyle o olacak!Peki ne kadarınız gerçek, ne kadarınız kurgu?
– Ben gerçeğim! Asla sahte değilim!“Güldürdükçe devam eder”
Bir gün gelir, modanız geçerse?
– Allah korusun! İnsanları güldürdükçe devam eder diye düşünüyorum.Rakibiniz var mı?
– Tek rakibim Türk Hava Yolları!
Kaynak: Hürriyet