Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Tez köşesinden besteciler için dikkat çeken bir yazı yazdı.
Telif haklarını konu alan bir yazı yazan Mehmet Tez “insanlar plağı dijitale bir alternatif olarak satın almıyor. Dijitalde dinleyip, beğendikleri müziklerin bir de plak versiyonlarını edinmek istiyorlar” dedi.
İşte o yazı;
Müzik sektöründe bugün iki kalem hızla büyüyor ve gelir getiriyor. Dijital satışlar (artı stream) ve plak. Stream, müzik dünyasının lokomotifi oldu; geçen yıl stream ve dijital satışlar ilk kez dünyada fiziksel satışları solladı. Fiziksel satış dediğimiz, bugün artık kaset olmadığına göre CD’ler ve plaklar. İkinci hızla büyüyen kalem ise plak. Pastadaki payı hâlâ çok küçük ama kendi içinde giderek büyüdüğü de bir gerçek. Plak sektörü fiziksel satışlar içinde büyük bir ekonomi olmaya doğru gidiyor. Çünkü plak satışı, plak dinlemek için gerekli olan cihazların satışını da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla plak, dijital müziğe rakip değil. Tam tersi dijital müzik alanından pay kapmak yerine daha çok kendi pazarını yaratıyor. Çünkü insanlar plağı dijitale bir alternatif olarak satın almıyor. Dijitalde dinleyip, beğendikleri müziklerin bir de plak versiyonlarını edinmek istiyorlar. Bu tabloda sorulması gereken haklı soru “Peki sanatçılar, müzisyenler, yapımcılar bu sistemde gelir elde edebiliyorlar mı?”
“Maalesef hayır”
Hafta sonu Kadıköy Plak Günleri’ndeki söyleşide sorulan sorulardan biri buydu. Doğrusunu isterseniz plak konusuna meraklı insanların çokluğu ve bilgileri şaşırtıcıydı. Sorulan sorulardan biri “Peki müzisyenler para kazanabiliyor mu?” oldu.
Bu sorunun yanıtı Türkiye’de hayır. Maalesef. Ancak dünyada da büyük sıkıntılar ve anlaşmazlıklar var. Buna rağmen gelen bir haber sevindirici. En eski telif kuruluşlarından, 1939’dan bu yana faal olan ve ABD’de 800 binden fazla besteciyi temsil eden BMI (Broadcast Music, Inc.), bu yıl bir rekora imza attığını açıkladı. Dijital ve temsili haklardan doğan telifleri toplayan kuruluş, vergiler çıktıktan sonra 2017’de 1 milyar dolar dağıttığını duyurdu. Bu şu ana kadarki en büyük rakam. Rakip kuruluş Ascap’ın da benzer rakamları toparladığı düşünülürse müzikte sonunda gelirler hak edilen düzeylere ufaktan geliyor. En azından müzik sektörünün merkezinde bu gerçekleşiyor. Bu bahsedilen telif hakları satış bazlı değil ürünlerin radyo, restoran, otel gibi yerlerde çalınmasından veya televizyon, radyo ve dijital ortamlarda yer almasından doğan haklar.
Satışların düşmesiyle bu haklardan elde edilen gelirler daha önemli olmuştu. Türkiye’de ise bu işlerde, özellikle pratikte hayli gerideyiz. Yeni telif yasası da hep meslek kuruluşları aracılığıyla telif toplamaya yönelik önlem ve tedbirler alıyor. Ancak telif dağıtma konusu çok muğlak. Kim, nasıl, ne kadar dağıtıyor, bu konu hep sorunlu olmaya devam ediyor.
Kaynak: Mehmet Tez – Milliyet