Funda Arar, ‘Hoşgeldin’ albümüyle müzik listelerinde zirveye oturdu. Başarılı sanatçı, müzik yaşamı, özel hayatı ve oğlu Aras ile ilgili samimi açıklamalar yaptı. Arar ile güneşli bir İstanbul sabahı buluştuk. Keyifli bir yürüyüşten sonra biraz spor yaptık. Bu keyifli kareleri de sizinle paylaşmak istedik. O Türkiye’nin en güçlü seslerinden biri, bir o kadar da mütevazı. Sohbetimiz de sesi ve şarkıları kadar lezzetli oldu…
‘MÜZİKSİZ YAPAMAM’
Yeni albümle birlikte farklı bir Funda Arar’la karşılaştık…
İlk defa bu albümde çok fazla isimle çalıştım. Çok renkli ve keyifli bir albüm oldu. 14 şarkı var ama bir o kadar da koyamadığım şarkı mevcut.
Soner Sarıkabadayı ile ilk kez mi çalıştınız?
Evet. Çok tatlı ve mütevazı biri. Kendine has, farklı ve güzel bir yorumu var.
Yıldız Tilbe’den de bir şarkı almışsınız.
Yıldız Tilbe, Febyo’nun (Taşel) bir bestesine söz yazdı. Çok iyi bir uyum yakaladılar, ortaya harika sözler çıktı.
Yıldız Tilbe, bir süre önce “Müziği bıraktım” açıklaması yapmıştı.
Yok canım, niye bıraksın? Bir şeye kızmıştır. Bu mesleği bırakmak çok zor. Sanat, yaşı olmayan bir iş. Ben bırakamam çünkü müziksiz yapamam. Bir şekilde bir yerinde var olurum.
Albümde Levent Yüksel’den dinleyip sevdiğimiz ‘Onursuz Olmasın Aşk’ı da yorumlamışsınız.
Levent Yüksel çok güzel okumuştu ve hepimiz onunla sevmiştik. Ben de club versiyonunu yapmak istedim.
Benim favorim, Gökhan Tepe ve Şebnem Sungur imzalı, ‘Yediverenim’…
Evet, o çok sevildi. Gökhan’la Şebnem beraber çok güzel bir uyum yakaladılar. Bir sonraki albüm için Gökhan’ın bir şarkısını da sakladım.
‘EŞİMLE ÜCRETTE ANLAŞTIK’
Bu albümde eşiniz de sizin kadar yorulmuş. Her şarkının altında imzası var. Ücrette anlaştınız mı?
(Kahkahalar) Ücrette anlaştık, “Bana biraz indirip yap, ayağımız alışsın” dedim. Albümün müzik yönetmeni ve birçok şarkının bestesi ona ait. Çok yoruldu.
Febyo Bey bir şarkı dinleyip “Bunu Funda’ya saklayayım” diye size torpil yapar mı?
Yok, bizim albümde hit olan şarkılar, daha önce başka şarkıcılara dinletilmiş ve bir şekilde olmamıştır. Sonra ben okumuşumdur ve şarkı patlamıştır. ‘Hayatın Hesabı’ da onlardan biridir.
Fotoğraflarınız da çok iddialı. Seksi bir kadın var.
Öyle mi diyorsun? (Gülüyor) Nihat Odabaşı çekti. Albümümün içerisinde ilk defa bu kadar aydınlık fotoğraflar var. Benim içimde, masum, seksi, eğlenceli ve duygusal bir kadın var. Bu fotoğraflar birçok kadını içinde barındırıyor.
Çıkış şarkınız ‘Hayatın Hesabı’. Siz hayatla hesaplaşır mısınız?
Yaptığınız hatalar da, hayatınızdaki güzel olaylar da sizden kaynaklı. O yüzden insanın kendisiyle hesaplaşması lazım. Takkesini önüne koyup “Ben burada ne hata yaptım?” diyebilmeli.
Kendinizi eleştirir misiniz?
Elbette. Benim için gerçek dost iyi yaptığımı takdir eden, kötü yaptığımı hoşuma gitmese de bana söyleyendir.
Etrafınızda çok şakşakçı var mı?
Yok, o tarz insanları etrafımda barındırmam. Yanımda ailem ve ailem gibi olan bir ekibim var. Onlar da bana
doğruyu ve yanlışı söylüyorlar.
‘Anne olmak kendine daha çok bakmayı gerektiriyor’
Evlilik çok şeyi değiştirdi mi hayatınızda…
Daha çok çocuk olduktan sonra… Çalışan kadın olmak, bir çocuk büyütmek ve onun geleceğini düşünmek kendinize daha çok bakmayı gerektiriyor. “Sağlıklı olayım ki daha çok çalışayım, çocuğumun geleceğini hazırlayayım” diyorsunuz. Çocuk endeksli yaşıyorsunuz ve bencillik bir tarafa atılıyor. ‘Ben’ duygusundan sıyrılıyorsunuz. Başka bir ruh hali oluyor, tarifi çok zor.
Aras rahatsızlandığında ya da onunla zaman geçirmek istediğinizde, sahne tekliflerini geri çevirdiğiniz oldu mu hiç?
Şimdiye kadar öyle bir durum yaşamadım. “Ucunda çok para var” deyip çizgimi ve kariyerimi etkileyecek teklifleri zaten kabul etmiyorum. Para o kadar mühim değil.
Bir dönem, “Funda Arar anne olduktan sonra sahne teklifleri azaldı” diye haber çıktı. Bu iddia sizi çok üzdü mü?
Öyle bir durum yaşanmadı. Anne olmakla ne alakası var? Bazı haberler de böyle yapılabiliyor! Evlendiğimde de, “Funda Arar hamile, sadece yakın çevresi biliyor. Bebek beklediği içinde işlerini azalttı” diye bir haber çıkmıştı.
İşlerinizin kesilsin diye mi?
Tabii. Bunu duyan organizatörler, “Funda Arar hamile, işleri kabul etmiyor. O yüzden onu aramayalım” derler belki diye… Ben çocuğuma da, işime de, kendime de vakit ayırıyorum.
‘Eşim çok tezcanlı’
Çok merak ettiğim bir konu var. Neden İstanbul’da NATO Zirvesi’nin yapıldığı gün evlendiniz?
Biz tercih etmedik, aylar öncesinden o tarihi almıştık. Yollar kapandığı için insanlar gelemedi. İnşallah sen de evlenince görürsün…
Biraz beddua gibi oldu ama…
(Kahkahalar) Görürsün gününü bu işler nasıl oluyormuş.
Kaç yıl oldu evleneli?
10 yıl. Arkadaşlığımız 2000 yılında başladık. 15 yıldır beraberiz.
Maşallah. Evliliğinizde atlattığınız zor bir süreç oldu mu?
Yok, çok şükür. Birbirimize kızdığımız, sinirlendiğimiz zamanlar oluyor tabii, zaten olmazsa anormal olur. Bazen ben trip atarım, susarım, konuşmam. Febyo da, “Konuşsana, ne var?” der. Ben gıcık oldum ya, o da gıcık olsun diye konuşmam.( Gülüyor)
Sizin ses de maşallah çok güçlü.
Evde bağırdığınızda eşinizin pek şansı yok gibi. Bağırınca o ses pek güzel olmuyor. (Gülüyor) Seste bir çatlama, patlama…
Eşinizin hangi huyunu sevmiyorsunuz?
Çok tezcanlı olduğu için aşırı derecede kırıp dökme huyu var.
Sakar yani…
Evet. Bir de mesela bir arkadaşımızın evine gideceğiz, acelemiz yok. “Hadi hadi” diyor ve topuklularla beni peşinden koşturuyor. Çok dakiktir. (Gülüyor)
‘Hiçbir yorumcu arkadaşımla problemim olmadı’
Kadın popçular arasında dostluk olduğuna inanıyor musunuz?
Şimdiye kadar görüştüğüm ve muhabbetimin olduğu hiçbir yorumcu arkadaşımla problemim olmadı. Çünkü öyle biri değilim.
Albüm tanıtımınızda da bunu kanıtladınız. Birçok sanatçı o gece yanınızdaydı.
Ne kadar sevindirici. Demek ki, benden öyle bir enerji almıyorlar, de onlardan almıyorum. İş güç bir tarafta, muhabbet ayrı bir tarafta. araya geldiğimizde konuşup dertleşiyoruz. Ben ona bir şey desem, o bana yanıt verse, ne olacak yani?
Birçok kişi gündeme gelmek için bunu yapıyor.
O tarz gündemler artık gündem olmuyor. Bir furyaydı, bitti. İnsanlar yaptığınız işlerle ilgilenmeye başladılar.
‘Nazar değer diye korkuyorum’
Aras kime benziyor?
İlk gören “Baba” diyor. Bakışları, dalıp gitmeleri bana benziyor.
İlk “Anne” mi dedi, “Baba” mı?
“Hadi” dedi. Sonra “Anne” dedi. Maşallah papağan gibi. Her şeyi o kadar güzel telaffuz ediyor ki… Bence bizden geçen müzik kulağından kaynaklanıyor.
Müziğe ilgisi var mı?
Gitar ve piyanoyu gördüğü için onlara merakı var.
Sizi sahnede izledi mi?
İlk defa geçtiğimiz hafta sonu Antalya’da izledi. O kadar duygulandım ki… “Annem” diye beni gösterip şaşkın şaşkın bakıyormuş.
Fotoğrafını sadece bir kez paylaştınız. Bu gizem niye?
Nazar değer diye korkuyorum. Ne gizemi? Özellikle saklamıyorum.
“İki kardeşin arası çok olmasın” diyor musunuz?
Ay dur! Hiç kolay değil. Aras’a odaklanmış durumdayım. Kısmet…