Güney Kore’nin K-Pop grupları dünyanın her yerinde büyük bir hayran kitlesine ulaşmış durumda.
BlackPink, BTS gibi Güney Koreli müzik grupları dünyadaki müzik piyasasında en çok gelir eden ve ülkelerine turizmi çeken bir numaralı gelir kaynağını oluşturuyor. Türkiye’de de çok dinlenen bu grupları, Hürriyet gazetesinden Sinem Vural Güney Kore’ye giderek detaylı inceledi.
İşte O Yazısı:
Geçen haftayı Güney Kore’de geçirdim. Yani sadece Seul’den değil, Güney Kore’nin yarısından bahsediyorum.
Dünya Gazeteciler Konferansı 2019 için gittiğim ülkede, günde üç il gezerek meslektaşlarımla konuşma fırsatı buldum. 50 ülkeden 64 gazeteciyle yani… Haber dilinde barış konulu konuşmaların ardından gazeteciliğin geleceği de masaya yatırıldı.
Benim aklım ise bu ülkenin bir numaralı uluslarası tanıtım yöntemi olan K-pop’taydı. İlk gün Seul’de adım başı K-Pop şarkıları duyuluyor, o ay doğum günü olan ünlü yıldızların fotoğrafları kafelerden sokaklara taşıyordu.
BTS grubunun ürünleri olan BT21’in satıldığı Line Friends Store’lardaki kuyruklar gözümden kaçmadı. Billboard’larda k-drama oyuncuları kadar pop müzik sanatçıları ve gruplarının elemanları da yer alıyordu.
Güney Kore’nin kültür atağı olan pop müziğin yanı sıra K-rap, K-indie, K-rock etkisi de hissediliyordu. Bu aralar en çok TXT, Jang Dongwoo, Everglow, NCT 127, Jeong Sewoon, BTS, SNSD, Super Junior gibi isimler dinleniyormuş, hemen not ettim.
İlk gece gazetecileri ağırlayan Seul Belediye Başkanı Park Won-soon, yeni yılda da reklam filmlerinde BTS’e yer verdiklerini ve şehrin tanıtımı için onursal reklam yüzlerinin çok uygun olduğunu söylüyordu.
Kampanya için her bir üye, özel şarkı hazırlamıştı. 2017’den bu yana BTS grubu üyeleri Seul’ün turizm kampanyası “I Seoul U”nun da reklam yüzü ve şöhretlerini sevenlerini ülkeye çekmekte kullanıyor.
Kırsala doğru gittikçe K-pop’un en eski hali olan trot yane teuroteu ve marşlar dikkatimi çeker oldu.
Anıtların olduğu bölgelerde, yaşanan hadiseye özel marşlar çalınırken, kırsal kesimde trot çok tutuluyordu. Özellikle gazetecilere özel bir performans sergileyen Fun Fun isimli opera komedi grubu, müzikten uzak kalanlar için köylere gittiklerini söyledi.
Burada konuştuklarıma göre aile büyükleri daha çok klasik müzik ve trot dinliyormuş.
Seul’de biriken popülasyonu dağıtmak için yakın dönemde kurulan civar şehirlerde ise her şey homojen görünüyordu.
K-pop idollerinden ziyade blues, caz, elektronik gibi geniş bir yelpaze hakimdi.
Gelelim ilginizi direkt çekecek konuya:
Güney Kore’ye gittiğinizde Spotify dinlemenizin imkanı yok. Sadece internet sitesi olarak da bu bölgede açılmıyormuş.
Onun yerine Apple Music’in yanı sıra Kakao Music ve Melon var. Melon, ülkenin en çok dinlenilen dijital müzik platformu.
KakaoMusic ise daha çok dinlediğin müziğin paylaşımına yönelik bir platform.
Kakao Messenger’ı bulunanlar, bu aplikasyonla dinledikleri müziği karşılarındakiyle paylaşabiliyor.
Bu açıdan efektif olsa da Melon tek başına Asya pazarında lider.
Şu an bile Güney Kore’de ne dinleniyor, ülke listesinde ne var Spotify’da görmenin imkanı yok. Bu da bu derece geniş çaplı bir platform için büyük bir eksiklik.
Sokak arasındaki bir mahalle kulübünde bile caz çalıyorsa, o civarda kötü müzik bulamazsınız.
Bu yüzden Incheon’da ara sokakta bulunan “Bottom Line” isimli bara kendimizi attığımızda şaşırmadık. Albümü yeni çıkan Iseul Kim ve ekibini keyifle dinledik. Onun müziğiyle tanışmak da değerli bir anı oldu.
Dünyanın neresine giderseniz gidin yeni bir şey öğrenmenin, işinizle ilgili sizi şaşkınlığa uğratacak bir an yaşamanın sonu yok. K-pop bahane, müzik şahane yani.
Yeter ki kulak verin…
K-Pop Grubu BlackPink’in Yaklaşık 700 Milyon Tıklanan “DDU-DU DDU-DU” Şarkısının Klibi:
Kaynak: K-pop bahane müzik şahane