Milliyet Yazarı Mehmet Tez köşesinde, müziğin geleceği ile ilgili önemli tespitlerde bulundu.
İşte o yazı!..
Uluslararası Elektronik Fuarı IFA’da bir müzik yazarı olarak teknoloji dinleyiciye neler sunacak, araştırma fırsatım oldu.
Internationale Funkausstellung Berlin (IFA) 1923’ten bu yana gerçekleşen, Avrupa’nın en eski teknoloji fuarlarından biri ve tüketicilere yönelik dünyanın en büyük sektörel buluşmalarından kabul ediliyor. Firmalar son tüketiciye yönelik ürünlerini, bu ürünlere dair vizyonlarını, muhtelif ürün gamlarını burada tanıtıyor.
Ben Philips firmasının davetlisi olarak bir basın grubuyla beraber bu fuarın ilk iki gününde kulaklıkları, ev hoparlörlerini, ses sistemlerini inceleme fırsatı buldum. Bir müzik yazarı olarak amacım öncelikle müzik dinleyicisini ilgilendiren gelişmeleri
ve yenilikleri takip etmekti.
Bir prestij eşyası: Kulaklık
Şunu kabul etmeliyiz ki artık dünyada dinleyiciyi doğrudan ilgilendiren, müzik odaklı en önemli teknolojik ürün kulaklık. Kulaklık hem kişiselleştirilebilen bir ürün hem de sizin bütün müzik deneyiminizi derinden etkiliyor. Çoğu zaman ihtiyacımız olan şey sadece bir akıllı telefon ve bir kulaklık.
Diğer ürünler “meraklısına” kategorisine giriyor şimdi. Hele hele turntable falan satın almak, eve bir amfi koyayım yanına da iki tane kule speaker olsun demek ya yaşlılık belirtisi
ya hipster’lık ya da basbayağı “bizim oğlan kafayı bunlarla bozdu” şeklinde kabul ediliyor.
Akıllı telefon nasıl bir prestij eşyasıysa kulaklığınız da aynı şekilde sizin sosyal statünüzü, kişiliğinizi, kimliğinizi ortaya koyan bir sosyal eşya. Gelecekte en fazla genişleyecek ve firmaların da en fazla yatırım yapıp rekabete girdiği alan bu.
Teknolojiye gelirsek, yükselmeye devam eden teknolojik yenilik “noise cancelling” yani gürültüyü yok eden kulaklıklar. Bu teknoloji giderek gelişiyor. Dışarıdaki sesi dinleyen, algılayan ve bu sesin tam karşıtı frekansı kulağınıza vererek sesi sıfırlayan kulaklıklar vardı. Ancak şimdi hem daha etkili teknolojiler var hem de bunu yaparken müzik kalitesinden ödün vermeyen modeller piyasaya sürülmüş.
Kafaya giyilen (headphones) ve kulak içine sokulan (earphones) kulaklıklardan ben kafa tipi büyük, rahat, konforlu olanları seviyorum. Kulağın içine fazlaca giren bir şey kişisel alan algımda sorun yaratıyor, fazla samimi oluyoruz kulaklıkla, bana göre değil.
Kulaklıkların eğildiği bir diğer nokta ortak müzik deneyimi. Müzik dinlerken kulaklığın tekini yandakine uzatma ve kafaları yaklaştırarak romantik anlar yaşama hadisesinin yerini aynı kaynağa bağlanabilen bluetooth kulaklıklar alıyor. Özellikle kablonun ortadan kalktığını, kulaklıkların tamamının bluetooth üzerinden bağlantılı olacağını söyleyebilirim.
Gelecekte stereo diye bir şey olmayacak
Stereo müzik deneyimi nesli tükenen bir hayvan muamelesi görüyor. Stereo diye bir şey yok gelecekte. Onun yerine evinize yayılan ve birbiriyle konuşan, online veri alışverişi yapan akıllı hoparlör sistemleri geliştiriliyor. Küçük, ev eşyası olarak tasarlanmış bluetooth ya da wi-fi ile çalışan hoparlörler bunlar. Her odaya, mutfağa, banyoya bir tane koyuyorsunuz, aynı kaynaktan müzik çalıyorlar. Sinema sistemleri vesilesiyle beş artı bir sistemleri inceledim. Burada da yine az yer kaplayan, tatmin edici sese sahip, uygun fiyatlı ürünler geliştirmek amaçlanıyor . Bunların yanında evde, balkonda, terasta, piknikte, sokakta müzik dinlemek için tasarlanan küçük hoparlörler de genişleyen bir pazar. Burada ses kalitesinden ziyade uzun pil ömrü, su geçirmezlik, boyut, sağlamlık ve fiyat ön planda.
CD
MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR
WHEN I’M FREE – ANE BRUN
Norveçli ama İsveç’te yaşayan ve bir ayağı da İngiltere’de olan müzisyen, şarkıcı Ana Brun’ün dokunaklı bir vokali, Peter Gabriel gibi bir destelçisi, Kate Bush’u aratmayan inişli çıkışlı bir müziği var. Yeni albümüne hele sonbahar arifesinde göz atmak lazım.
STUFF LIKE THAT THERE – YO LA TENGO
80’lerden bu yana mütevazı şarkıların grubu, indie rock âleminin hiç irtifa kaybetmeyen ekibi Yo La Tengo. Daha önce benzer şarkılar yaptılar mı? Evet. Ama zaten bazen değişmemek anlamlı. Baştan sona bir solukta dinlenen huzur ve bilgelik dolu bir albüm. Değişmeyen güzel şeylerin şerefine!
Kaynak : Milliyet | Mehmet Tez