Manuş Baba’nın “Eteği Belinde” şarkısının intihal olduğu iddaları son günlerin en çok konuşulan konuları arasına girdi. Atilla Yılmaz ‘benim şarkım “Senden Gayrı”nın müziği’ kullanılmış derken Manuş Baba cephesi iddiaları reddediyor.
Bu karşılaşmayı Sabah’tan Mevlüt Tezel kaleme aldı. Manuş Baba’nın yaptığı açıklamayı mantıklı bulmadığını ifade eden Tezel “Bu nasıl bir kibirdir, bu nasıl kurnazlıktır anlamış değilim!” diye Manuş Baba’ya seslendi.
İşte o Mevlüt Tezel’in çok konuşulacak ‘Manuş Baba’ yazısı;
Manuş Baba olarak bilinen sarkıcı Mustafa Özkan’ın büyük ilgi gören ‘Eteği Belinde’ şarkısının çalıntı olduğu ortaya çıktı. Normalde bu tür haberlerde ‘iddia ediliyor’ denir ama ‘Eteği Belinde’ parçasının Atilla Yılmaz’ın 2005 yılında piyasaya çıkardığı ‘Vaktidir’ isimli albümünde yer alan ‘Senden Gayrı’ isimli eserin birebir kopyası olduğunu Musiki Eser Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) onayladı. Uzmanlar, iki şarkıyı dinledi, araştırdı ve Özkan’ın birebir kopyaladığını belirten bir rapor hazırladı.
‘ATARLI’ AÇIKLAMA
Müzik piyasamızda böyle birçok vaka yaşanıyor. Bu olayda benim ilgimi çeken ise Özkan’ın Instagram hesabından yaptığı ‘atarlı’ açıklama oldu. Özkan, hem kabahatli olduğunu kabul etmiyor, hem de memlekette her şeyin anormal gittiğinden yakınıp edebiyat parçalıyor.
İşte o bölüm: ‘Memleketin dört bir yanında şarkılar, türküler ile bir araya geldiğim her sahnede bizi bir arada tutan ne varsa ona inanıyor ve bu güzelliğin bizi iyileştireceğini, kurtaracağını düşünüyorum’ dedim. Memlekette her şey artık o kadar anormal ki, kötü adamlar, kötü kadınlar çiçeğe, doğaya, sevgiye, dostluğa, insanca yaşam taleplerine karşı durup bunun mizahını yapıp gülünç buluyorlar. Şimdilik buralardayım.
Hayatımda popülerlik, ünden, şöhretten daha öte şeyler var. Ahlaklı olmak, insan olmak, memleketin, dünyanın farkında olmak, ailem, dostlarım, sevdiklerim…
Varsın sizin olsun ününüz, şöhretiniz. Şu memlekette hiçbir şeyin benim istediğim gibi olmayacağını anlamış olmakla beraber asla bu hayal kırıklıklarından dolayı da vazgeçecek değilim.’
Elbette Özkan memleket ya da sistem eleştirisi yapabilir ama başkasının şarkısından birebir kopya çekmekle suçlanırken memleketteki anormal gidişattan bahsetmek ne alaka?
Bu nasıl bir kibirdir, bu nasıl kurnazlıktır anlamış değilim. Üstelik Özkan, eserinin çalıntı olmadığına dair karşı tez de sunmuyor.
Hem ‘atarlı’ bir yazıyla üste çıkıyor, hem de kendi ayıbını örtmek için duygusal bir sistem eleştirisinde bulunuyor. Bir de ‘Şu memlekette hiçbir şeyin benim istediğim gibi olmayacağını anlamış olmakla beraber’ diyor! Vay be bu nasıl bir egoymuş arkadaş!
YÜKSEK EGO
Özkan, ayrıca eserini çaldığı Atilla Yılmaz için de şunları söylüyor: ‘Üzüldüğüm tek nokta var ki ‘tanımadığım, bilmediğim, dinlemediğim, iyi niyetten yoksun, benim için müzikal olarak çok uç bir noktada olan eser sahibi, (sahipleriyle) ile öyle bir benzerliğin olma ihtimali ve kendimin aynı hisleri paylaşmış olma ihtimalidir beni yaralayan.’ Bu yüksek ego, kibirle de açıklanacak bir durum değil.
‘Atilla Yılmaz’la aynı duyguları hissetmiş olmaktan utanıyorum’ ne demek?
Özkan’ın yaptığı resmen terbiyesizlik.
Hem adamın şarkısını çal, hem de onu aşağıla!
Yılmaz’ın suçu ne? Ülkücü olması mı? Şarkısını çaldığını ortaya çıkarmak mı? Özkan, Yılmaz’ı aşağılayarak olası bir polemikten ekmek yerim hesabı yapmış olabilir mi? İşin kötü tarafı; Özkan’ı popüler yapan tek şarkının, çalıntı haberleriyle onu daha da popüler yapması! Sosyal medyada ‘Kim bu Manuş Baba?’ diye soranlar var.
Belki de asıl mesele bu soruyu sordurmak, merak uyandırmak!
KAYNAK: MEVLÜT TEZEL/SABAH