Sevilen müzisyen ve şarkıcı Bahadır Tatlıöz verdiği röportajda özel açıklamalar yaptı…
– “Takvim” adlı şarkınız ile listelere hızlı bir giriş yaptınız. Takvim’in bu kadar beğenilmesinin sırrı nedir?
Evet, şarkımız çok hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Takvim’in sırrı, samimiyeti ve naifliğinde. İçten bir şarkı olduğu için bu kadar beğenildiğini düşünüyorum.-Takvim’in daha önceden biliyormuşuz gibi bir algısı var. Şarkıyı yaparken nelerden esinlendiniz?
Takvim, herkesin hislerine tercüman oldu. Hayattan ve çevremden esinlenerek bu şarkıyı ortaya çıkardım.-Söz yazarı, müzisyen, aranjör ve yorumcu kimliğine sahipsiniz. Bu alanların hepsi ile ilgili çalışmalar gerçekleştirmek zor değil mi?
Zor olsa da şarkı da klip de daha ‘ben’ oluyor. Aslında bu saymış olduğumuz iş bölümlerinin hepsi ayrı bir departman. İşimin içime sinmesi adına diğer meslektaşlarımdan çok daha fazla efor sarf etmek zorunda kalabiliyorum. Ortaya çıkan iş bütün bu yoğun çalışmalara değdiğini gösteriyor.-Hangi şarkınızda sizi bulabiliriz?
Şarkılarımın hepsinde ben varım. Yoğun hisler sonucunda ortaya çıkan şarkılarımı yazarken asla kurgulamıyorum.-Müzikal yolculuğunuzda, emin adımlarla yükseliyorsunuz. Bu başarılarınızı neye borçlusunuz?
Bu başarıdaki en büyük etkenin sadece müziğim ile halkın karşısına çıkmam ve şarkılarımın üzerinde çok hassas çalışmam olduğunu düşünüyorum. Bu yol meşakkatli bir yol, ama emin adımlarla, ayaklarımın yere sağlam bastığı projelerle insanların karşısına çıkmak çok daha güven verici. Halkın algısına saygı duyarak, popüler müzik dahi olsa üst düzey şarkılar yapmaya çalışıyorum.-Müziğe çok küçük yaşlarda başladınız. Bu yeteneğinizi ilk ne zaman keşfettiniz?
Müzik yeteneğimi ben çok küçük olduğum için ailem keşfetmiş. 5 yaşındayken bir albümdeki davul ataklarını tencere ve tavadan yaptığım oyuncak davulumla bire bir çalmam, ailemi şaşırtmış ve 6 yaşında beni konservatuvara vermeye karar vermişler.-En çok neler yapmak veya nerede olmak size huzurlu hissettirir?
Spor yapmak, hayvanlar ile zaman geçirmek, sokak hayvanlarını beslemek ve doğada kamp yapmak beni çok mutlu ediyor. Bu anlarda adeta kendim oluyorum.-Müzik dünyasına adım atmamış olsaydınız, şu an neler yapıyor olurdunuz? Hayaliniz olan başka bir meslek var mıydı?
Profesyonel olarak müzikle uğraşmadan önce futbolda emin adımlarda ilerliyordum. Bakırköy’de minikler ve yıldız takımında lisanslı futbol oyuncusuydum. Şarkı söylemiyor olsaydım kesinlikle sporcu olurdum!-Gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Tabii ki var. Engellilerin de eğitim alabileceği bir sanat okulu açmayı çok istiyorum.-Hayatınızda rol model aldığınız bir isim oldu mu?
Her erkek çocuğu gibi babamı rol model aldım kendime. Ardından dünya çapındaki müzisyenleri örnek aldım. Tabii ki değerli halk ozanımız Aşık Veysel gibi birçok duayenimiz de bana müzik hayatımda ışık tuttu.-Oyunculuğa nasıl bakıyorsunuz? Oyunculuk teklifi gelse kabul eder misiniz?
Kendi yazdığım ve çekeceğim bir film projesinde oynarım. Dışarıdan bir teklif gelirse gerçekten benim olmamın çok gereklilik olması ve o role yakışıyor olmam durumunda projeye olumlu bakabilirim.-Melankolik bir tarafınız var mı yoksa hep pozitif misiniz?
İki hissi de yakinen tanırım. Melankolilik ve pozitiflik iki yakın dostum.– En çok hangi sözleri duymak sizi mutlu eder?
”Seni Seviyorum” sözü her zaman vazgeçilmezim olmuştur.-Ne tarz müzikler dinlersiniz?
Türkü, caz ve klasik müziği beğenerek dinlerim. Her biri ayrı bir tat veriyor.-Hayatınızda biri var mı? Nasıl bir aşıksınız?
Evet, hayatımda biri var. Aşkı çok yoğun yaşıyorum, ama bir o kadar da mesafeli biriyim.-Peki, hayatınızdaki kişi kıskanç mı?
Hayır, kıskanç değil. Mesleğim kıskançlıklar ile yürütülebilecek türde bir meslek dalı değil. Yaşamımızda sabırlı, özgüvenli ve kendinden emin olan insanlar gerekli.-Hayatınızdaki ‘olmazsa olmaz’larınız nelerdir?
Müzik, ailem, dürüstlük ve mütevazilik hayatımın temel taşlarıdır. Bu özelliklerin olmadığı bir yaşam düşünemiyorum.
Kaynak: HaberHayat